Coşkun Karabulut / Kültür Sanat

'SÖZ OLA AĞULU AŞI YAĞ İLE BAL EDE BİR SÖZ'

Coşkun Karabulut / Kültür Sanat

  • 13667

Sözcükleri çok önemsiyorum. Bildiğimizden çok daha bir öneme sahipler. Kendimizi ifade etmenin başka yolu var mı? Sözcüklerdir bizi bir başka insana ulaştıran. Bir başkasına içimizden geçenleri sözcüklerle aktarabiliriz ancak. Ne kadar çok sözcük bilir ve bu sözcükleri ne kadar iyi kullanabilirsek o kadar kendimizi ifade etmiş oluruz. Acaba kendini tam olarak ifade edebilmiş insan var mıdır diye de düşünmeden edemem. Sözcükleri iyi kullanamazsak kendimizi ifade etmek şöyle dursun, olduğumuzun tam tersi biçimde yansıtabiliriz ki ne kötü bir durumdur bu! Hele de konuşmayıp içimize atarsak duygularımızı, düşüncelerimizi içimizde kalırlar ve şişerler. Ben bu durumun aşkta doruk noktasına çıktığına inanırım. İnsanların aşık olduklarında hasar görmeleri ve yıkıma uğramalarını buna bağlarım. Aşklarını sevdiklerine ifade edemeyenler içlerine attıkça sözcüklerin gazabına uğrarlar. Eğer aşıksan sevdiğine anlatacaksın. Kabul eder ya da etmez, ayrı mesele. Ama bir defa sen aşık olduğunu ifade etmekle ve muhatabına bu sözcükleri ulaştırmakla büyük bir iş yapıyorsun ve üzerine düşen görevi yarine getiriyorsun. Sözcüler karşı tarafa ulaşmışlardır artık ve sana zarar veremezler. Sevdiğine söylemeseydin ve içinde biriktirseydin sözcükleri yanmıştın. Kendini ifade edemeyen insanlar tehlikeli insanlardır. Konuşmayan insanların ne düşündüklerini bilemediğimiz için tedirgin oluruz. Aslında kendileri için de tehlikelidir bu konuşmama durumu. Çünkü düşündüklerini sözcüklerle dışarıya aktaracaklarına hep içlerine atmışlardır. İçe atılan bu sözcükler hiç bir zaman kaybolmazlar. Sahiplerine zarar verirler. Kulaklara ulaşmadan içe atılan sözcükler anavatanlarından koparılmış mülteci gibidirler. Ve her zaman isyana hazır asilere benzerler. Bir de sözün söylenme biçimi var. Sözü güzel söylemek esastır. Her düşündüğünü ölçmeden biçmeden söylemek de ayrı bir bela. Kendini ifade etmek demek, her aklına geleni söylemek değil, kimseleri kırmadan güzel bir üslupla ve en etkili bir biçimde söylemektir. Yoksa patavatsız insanların durumuna düşülür ki konuşmasa daha hayırlıdır bu insanların. Sözcükler çok önemlidir. Sözcüklerin ifadesini bulmaları ve karşıdakinin kulağına ulaşmasındaki izlenen süreç çok daha önemlidir. Sözün en güzeli de insanlara yaşama sevinci veren, mutlu eden, yaşamlarını kolaylaştıran, enerji verenidir. Ve söz mutlaka söylenecekse ancak böyle güzel söylenmelidir. Sözcükler güzel söylenmeyi bekler Sözün değerini düşüren bir anlayışı da burada belirtmemde yarar var. Hani bir olayda sadece gösteriş için değil samimi olunduğunu belirtmek için “Sözde değil özde” derler ya! Bu anlayış söze yapılmış büyük bir hakarettir ve sözün özünü bilmemektir. Kelimenin yapısına bir bakın nasıl oluşuyor? Söz, özü de içeriyor kelime olarak. Söz s ve özden meydana geliyor. Bu tesadüfün güzelliğine bakın. Mesaj burada veriliyor zaten anlayana. Söz boşta kalan bir balon değil eylemde yerini bulduğu zaman anlam kazanan ve vücut bulan bir ifadedir. Yerine gelmeyen söz kandırıldığını anladığında onu söyleyeni rezil rüsva eder ve toplumda itibarsızlaşır. Öyle ki sözüne güvenilmeyen kişinin insanlığından bile şüphe edilir. Yunus Emre’nin şu deyişi ne güzeldir: “Sözü bilen kişinin, yüzünü ak ede bir söz Sözü pişirip diyenin işini sağ ede bir söz Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı Söz ola ağulu aşı, yağ ile bal ede bir söz”

Yazarın Diğer Yazıları