Söz dediğin 

Söz, içinde eylemi de içeren çok önemli bir kavramdır. 
Söz sadece konuşmak, ifade etmek değil; konuşulan,
 ifade edilen şeyin aynı zaman da fiili olarak da 
gerçekleştirilmesiyle anlam kazanır. Eylemle
 desteklenmeyen söz, boş konuşmadan ibarettir. 
Zaten “kuru kuruya konuşmak” demek de bu gibi
 konuşmaları anlatmak içindir.
 “Boş konuşmak” ne anlama geliyor. Dilimize yerleşmiş olan
 bu deyim “söz”’ün ne kadar önemli olduğunu ve arkasından
 “eylemle” desteklenmeyen sözün hiçbir işe yaramadığını
 ifade ediyor. Yani bir söz konuşulduğu zaman, o konuşulan
 sözün havada kalmaması için sözün içinde geçen vaat, istek, 
arzu gibi yapılacağı söylenen eylemlerin yerine getirilmesi
 gerekir. Eylemle desteklenmeyen söz boş duruma düşeceği
 gibi söyleyenini de yalancı durumuna düşürür ve toplum içinde
 güvenilmez bir insan yapar. Verilen sözler yerine getirilmeyince
 bir süre beklendikten sonra yalan olduğu anlaşılır.”Yalancının mumu
 yatsıya kadar yanar” atasözü de,  bu tip boş konuşan insanların 
toplumda hemen fark edildiğini ve güvenilmez insanlar olarak uzak 
durulması gerektiğini anlatan bir sözdür. Bazıları vardır, bizlere nasihatler verirler ve nasıl davranmamız gerektiği
 hakkında atıp tutarlar. Ama bir bakarsınız bu dediklerini kendileri hiç
 uygulamıyorlar. Bu da boş konuşmanın bir başka biçimidir ve bunlar
 için de :”Başkasına verir talkımı, kendi yutar salkımı” şeklinde cuk oturan
 bir deyim üretmiştir atalarımız o kadar tecrübeden sonra elbet.
 Bazı insanlar da vardır sözleri senetten bile sağlamdır. Hiç yanıltmazlar
 başkasını. Randevularına zamanında giderler. Varsa borçlarını söz
 verdikleri günde öderler. Birine yardım yapacaklarsa yerinde ve
 zamanında yaparlar. Kendilerinin yapamayacağı davranışları başkalarına
 da dikte ettirmeye çalışmazlar. İşte “Söz namustur” sözü böyle insanların 
eylemleriyle anlam kazanır.
 Her şey para pul değil. Mal mülk sahibi olmak değil. Kimseyi kandırmadan, 
çalmadan çırpmadan, aldatmadan, eksik tartmadan kazanmak makbuldür. 
Önemli olan insani değerleri arttırarak zengin olmaktır. Kalıcı olan ve ebedi 
bizi kurtaracak olan da budur. Gerisi boştur belki de beladır.