Coşkun Karabulut / Kültür Sanat

SANATÇININ GÖREVİ

Coşkun Karabulut / Kültür Sanat

  • 3814

Ölüm denilen bitişe karşı bir meydan okumadır sanat. Sanat, ölümden sonra da varoluşu sürdürme çaba ve umududur. Ölümü, bir son, bir nokta değil, belki bir virgül ya da noktalı virgül yapabilme uğraşıdır. Tüm insanlık adına, sanatçı da; ölümü içine sindiremeyen bir insan olarak, bu bitişin ötesinde varoluşu sürdürebilmek adına, vazgeçer önüne konulan geçici olan ne varsa. Kalıcı olmak, silinmez izler bırakmak ve gelecekte de varolabilmek için nice bedeller öder. Reddeder sıradan insanların sahip olmak için can attığı sıradan yaşamları. Canı çekse de, acı da duysa bedenin isteklerine karşı durmanın verdiği ince tarifsiz sızıdan, tüketmez kendini geçici güzellikler, menfaatler uğruna. Güzel olanı derinlerde arar sanatçı. Görünenin bir yanılsama olduğunu bilir ve görünenin ardındaki kalıcı olan güzellikleri arar. Ve vazgeçerken görünen çekici yaşamlardan, yeni yaşamlar üretir hiç bitmeyecek!.. Hep gelecekte varolma kaygısıyla öyle yaşamlar sunar ki, ışığa dönüşür orada her şey! Bir vahiy gibi aldığı ilhamlarla, gerçekliğin ve ölümsüzlüğün anahtarlarını verir isteyene. İşte bu nedenlerledir ki, sanatçıların sunduğu her yaşama biçimi, bir yaşama sevinci taşır ölümü aşan, ölümsüzlüğü de içine alan sonsuz bir varolma inancı temelinde. Biraz fazla mı abarttım bilmem sanatçının durumunu ama mademki her sanatçı görünene kuşkuyla yaklaşıp onu tüketeceğini sezerek, kalıcı olmak adına ölümsüz eserler vermeye kendilerini adıyorlar. Mademki önlerine sürülen yüzeysel/sanal güzelliklerden biriktirdikleri vazgeçmelerle, topraktan yaratılan bedenlerini yerçekimi baskısından kurtarıp ışığa çeviriyorlar her yanı; herkesin de bundan alması gereken mesajlar olması gerekmez mi dersiniz? Ve ölüm gerçekten bir son olsaydı eğer, geleceğe eser bırakmanın kime ne yararı olacaktı? Ve yiyip-içmek, gezip-tozmak dururken, sahip olmak dururken her şeye, sırf ışığı yakalamak adına, evreni ve insanları aydınlatmak adına vazgeçmeler biriktirmesinin ne anlamı kalırdı?

Yazarın Diğer Yazıları