Coşkun Karabulut / Kültür Sanat

'KIZIM SANA SÖYLÜYORUM…'

Coşkun Karabulut / Kültür Sanat

  • 1637

“Doğrucu Davut” denilen insanlar vardır. Hemen hepimizin yakınında uzağında muhatap olmak zorunda kaldığı böyle insanları hiç mi hiç sevmem. Çünkü amaçları doğruyu söylemek değil, doğruyu söyler gibi görünüp insanları yaralamaktır. Kötü niyetli insanlardır bunlar. İnsan diyorsam da lafın gelişi. Gönül yıkmaktan zevk duyar, bundan beslenirler. Doğruyu söylemek elbette hepimizin yaşam biçimi olmalıdır. Ama edeplice, adabınca, usulünce. Birisi hata yaptığında, onun hatasını düzeltmesi için uyarmamız da doğru bir davranış olacaktır. Arkasından konuşup dedikodu yapmanın ne ona ne de bize faydası vardır. Hatasını öğrenemediği için düzeltme yoluna da gidemeyeceğinden kötülük yapmış oluruz. Kalbini kırmadan, dökmeden, incitmeden bir yolunu bulup ona mesajımızı en etkili biçimde iletmemiz gerekir ki hatasını anlasın ve düzeltsin. Hani amacımız” bağcı dövmek değil de üzüm yemekse” kibarca yapmalıyız bu uyarıyı..Patavatsız, doğrucu Davut dediğimiz insanlar bu uyarıyı öyle bir yapar ki hata yapan elli sene kendine gelemez. Oysa toplumumuzda deyimlerde somut ifadesini bulan öyle güzel davranış örnekleri bize yol gösterir ki hayran kalmamak elde değil. Bunlardan birine geçen gün kitap okurken karşılaşınca ne güzel bir kültüre sahip olduğumuzu bir kez daha gördüm ve çok mutlu oldum. “ Kızım sana söylüyorum gelinim sen işit!” ya da “gelinim sen anla!.” Bilmeyenimiz ve yeri geldiğinde kullanmayanımız yoktur bu deyimi. Ne kadar güzel, ne kadar ince, ne kadar derin düşünce taşıyan bir deyim değil mi? Hata yapan gelini doğrudan uyararak kalbini kırma yerine, nazını çekecek olan kızına söylermiş gibi yapıp inceden inceye gelini uyarmak.”Arif olan anlar “ misali, gelin de aptal değilse bu mesajla dersini alarak hatalarını düzeltme yoluna gidecek ve kırmadan, dökmeden olay kapanacaktır. Kız ve geline indirgenerek somutlaştırılan bu ifade aslında toplumda herkesin birbirine nasıl davranması gerektiğini özetleyen muhteşem bir ifadedir. Büyüklerimiz, atalarımız böyle güzel ince düşüncelerle toplumsal yaşam içerisinde ince davranışları kökleştirmeye çalışırken, bir de bunları deyimlere yükleyerek bugünlere göndermeye çalışırken; doğruyu söylerken bile insanları kıran, gönülleri tarumar eden doğrucu Davut’lara“ Hay dilinizi eşek arısı soksun! “demekten başka bir şey gelmiyor içimden. Yazımı Yunus Emre’nin bir dörtlüğüyle bitiriyorum. Bir kez gönül yıktın ise Bu kıldığın namaz değil Yetmiş iki millet dahi Elin yüzün yumaz değil

Yazarın Diğer Yazıları