Coşkun Karabulut / Kültür Sanat

İNSAN YAŞADIĞINA UTANIYOR

Coşkun Karabulut / Kültür Sanat

  • 343

Eskiden çok üzülürdüm. Ne güzel yaşamak varken, bir gün ölümle karşılaşmak ne ürkütücü. Yaşadıkça anladım ki, ölüm olmasaymış, Allah muhafaza üç günlük ömür bile zehir olurmuş. Baksanıza insanlığın haline. Yaşamı birbirlerine dar etmek için kendilerini kaybedercesine çırpınıp duruyorlar. Ne adalet, ne ahlak, ne edep, ne saygı, ne sevgi. Gözlerini karartmış saldırıp duruyorlar.

Dünya desen zaten güçlü olan, güçsüz olana yaşam hakkı tanımıyor. Başına bela gelmesin diye ses çıkaran da olmuyor.  Sadece danışıklı cılız ses çıkarmalar, hepsi o kadar. Ve dünyanın her yanında, hiçbir şey olmamış gibi yaşam bütün hızıyla devam ediyor. Dünya hırsı insanlığın gözlerini kör etmiş ki, ülkelerin başına, insanların başına bombalar yağıyor durmadan. Masum bebekler, çocuklar dünyaya gelir gelmez ölümü tadıyorlar.

Yazarı, çizeri, şairi, sanatçısı sesini azıcık çıkaranın dünya başına dar ediliyor. Hiçbir şeyin tadı kalmadı. Her yeni güne nereden geleceği belli olmayan ölümle uyanmak.Bu kadar ölüm kokan bir dünyada yaşamanın da tadı kalmadı. Ölmesen bile, ölümleri seyrederek yaşamak da ölüm gibi bir şey. 

İnsanlar sanki bu dünyaya, biribirlerine dünyayı dar etmek için geliyorlarmış, sozüm ona insan olmanın gereğiymiş gibi ha babam zulüm, ha babam işkence, ha babam ölümler. O kadar kötü şeyler oluyor ki, elinden de bir şey gelmeyince, insan yaşadığına utanıyor. 
 

Yazarın Diğer Yazıları