Coşkun Karabulut / Kültür Sanat

HAKİKAT PEŞİNDE!

Coşkun Karabulut / Kültür Sanat

  • 1346


Geçen gün televizyonda profesör Ahmet  inam' ı izlerken, gerçekten bilgi sahibi olmanın insanı ne kadar mütevazı yaptığını , ne kadar samimi yaptığını, ne kadar geniş düşünceli yaptığını bir kez daha görmüş oldum. 
Bilgilerinizi kendinize bir şişinme, böbürlenme,  hava atma aracı olarak değil de,  insanlara bir fayda, hakikatı arama yolunda bir araç olarak görürseniz, ne kadar çok bilglenirseniz o kadar incelir, olgunlaşır, insanlaşırsınız. insan olmak böyle bir şey işte. Kendisini bu tip insanlardan ayırmaya çalışan ve mümkün olduğu kadar böyle ortamlarda bulunmama ya özen gösterdiğini söyleyen hoca Ahmet İnam önümüzde duran çok güzel bir örnek  Hoca diyor ki ister şiir ister öykü,  ister roman yani edebiyatın herhangi bir dalında ya da felsefede sosyolojide, fizikte hangi alanda olursa olsun, herkes bir şekildi hakikatı aramaya çalışmakta,  bir ucundan tutarak insanlık çıtasını yukarı çekmeye çalışmaktadır.
Ben de gerçekten bir yazar olarak, bütün ömrümce bu görüş savundum.  Deneme yazılarımda her zaman gerçeği, kalıcı olanı, görünürdeki güzeli değil, görünürdeki kolay olanı değil, arkasında duran sonsuz iyi ve güzeli aradım.  Bu nedenle de anlamaya çalıştığım evreni, yaşamı hep anlaşılır kelimelerle izah etmeye çalıştım Yani ben anlayabiliyorsam,  başkaları da anlasın, benim okumaya vaktim çok var ama başkalarının olmayabilir. Onun için kelimeleri anlamları kapatarak, zor göstererek insanlara ne kadar çok bilgili olduğumu anlaşılmaz kelimelerle ispat etmeye çalışmak yerine,  hep onlara yaşamı daha kolay anlaşılması için anlaşılır, kolay akıcı sözcüklerle seslenmeye çalıştım.
 Kitaplarımı okuyanlar da bunun farkındalar,  bunu da beyan ediyorlar.  Çünkü bu içten gelen, yaratılışımla ilgili bir şey. Ben hiçbir zaman insanlara yokuşu göstermem .İsterim ki herkes bir yerlere varsın, ben de herkesle beraber elele  tutarak yaşayalım, hakikate koşalım. 
Çünkü  ben şuna inanıyorum:  uçurumdan düşen binlerce insan, uçurumdan atmışlar yere doğru gidiyorlar ama bugün, ama  yarın, ama 1 yıl sonra.  Yani bir şekilde yere düşecekler. Bunların uçurumdan aşağı düşerken birbirlerinin elinden tutmaları, birbirlerine iltifat etmeleri, birbirlerine para alışverişi yapmaları ve öpmeleri, koklamaları neye yarar. Sonunda çakılacaklar yere. 
Ben; düşen, atılmış biri olarak düşmemek için  tutunacak bir dal ararım. Kanat yapmaya çalışırım, düşerken hızla yere çakılmamak için.  Başarabilirsem  tam yere yaklaşmışken bile , uçmak havalanmak isterim. 
Sadece kendim değil, bana tutunan varsa, hep birlikte. 

Yazarın Diğer Yazıları