Bu nasil yaşamak böyle?
Coşkun Karabulut / Kültür Sanat
- 1606
Toplumsal yaşam, doğal işleyişini, saflığını yitirmiş neredeyse bir maskeli baloya dönüşmüş. Kimse kendi değil. Kimse samimi değil. Herkesin bir maskesi, herkesin bir “B” planı var. En candan sevgi saygı beklediğiniz yakınlarınızın bile kurduğu ilişkilerde planlar, arka planlar, programlar, hesaplar kitaplar görebiliyorsunuz. İnsan ürküyor doğrusu. Kime güveneceğiz, kime dost diyeceğiz.
Böyle hesapla kitapla bir ömür nasıl geçer, dünya nasıl çekilir ki? En
beklemediğiniz canınız ciğeriniz dediğiniz insanların bile samimi
olmadığını, sizinle kurduğu ilişkilerde kendisini merkeze alıp, size
buna göre rol biçtiğini görmek kahrediyor insanı. Kendilerini
başrolde sanıp, diğer herkesi figüran görenler o kadar çoğaldı ki,
insan hangisine karşı önlem alacağını şaşırıyor. Sanki kimsenin
kendine göre yaşamaya hakkı yok. Sanki herkesin hayatı kendine
göre önemli değil. Hep onlar rol biçecek başkaları da buna göre
hareket edecek.
Bazen düşünüyorum da, iyi ki nefes alıp vermek parayla değil.
Nefes almak, alınıp satılan bir şey olsaydı, insana nefes bile
aldırmazlardı inanın. Kendi çıkarına hizmet etmeyenlere nefes
aldırmazlardı. İnsanlar nasıl bu hale geldi anlamakta güçlük
çekiyorum. Zaten üç günlük ömrümüz var. Adam gibi yaşasak ya!
Birbirimizi sırf insan olduğumuz için saygıyla, sevgiyle, samimiyetle,
çıkar kaygısı gözetmeden, insan gibi yaşasak ya! Hep kendini
düşünme, hep çıkarını düşünme, hep kendine doğru yontma.
Başkasının yaşamını kolaylaştırmak şöyle dursun, yaşamı zehir
etme, dünyayı başına dar etme hevesi. Yazık, çok yazık!
Kafalarının içinden geçen tilkiler, numaralar, oyunlar gözlerinden
dışarı fırlıyor, herkes görüyor ama bunlar onu bile fark edemiyor
ve kendilerini çok zeki sanarak karşıdakini kandırmaya çalışıyorlar
sevgi gösterileriyle. Hırsları o kadar bürümüş ki gözlerini, kendi
aptallıklarını bile göremiyorlar.
Her tarafta, en yakınımızda bile böyle insanların çoğaldığını görünce,
insan gerçek dostlarının kadir kıymetini daha iyi anlıyor. Sayıları az
da olsa, varlıkları ile dünyaya ışık saçan, enerji veren, koşulsuz seven
sayan, özleyen , yalnızlığı paylaşan gerçek dostların olması insana
güven veriyor, yaşama sevinci veriyor. En sıkıntılı anında böyle
dostların var olduğunu düşünmek bile insana rahatlık veriyor,
yaşama bağlıyor.
Bırakın bu hesap kitap, dek dubara işlerini de adam gibi yaşamaya
bakın! Böyle yaşamak mı olur Allahaşkına!
COŞKUN KARABULUT
( Söz Yalanı Sevmez)
İnternet Kitabevlerinde