Coşkun Karabulut / Kültür Sanat

AZERBAYCAN NOTLARI-1

Coşkun Karabulut / Kültür Sanat

  • 683

1 haftalığına eşimle beraber kardeş ülke Azerbaycan’daydım. Hani ömrüme bir ömür daha eklendi desem yeridir. Azerbaycanlı dostum şair ve doktor Nazile Gültaç, şiirlerimi Azeri lehçesine uyarladı ve yine değerli şair dostum Ekber Qoşalı’nın da destekleriyle, “Hardan Haraya” adıyla kitap olarak yayımlandı. Kitap Bakü’de Dünya Genç Yazarlar Birliği yayınları arasında çıktı. Milletvekili sayın Cevanşir Feyziyev de kitabın basılmasında maddi katkıda bulunarak beni onurlandırdılar. Cevanşir bey Azerbaycan’ın Şeki vilayeti milletvekili. Benim de anne tarafımın yüzyıllar önce Şeki’den Sarıkamış’a göç ettikleri ve aslen Şeki kökenli olduğum kendilerine bahsedilince, kitabın imzası için davet ettiler. Biz de gittik elbet koşa koşa. Aman ne iyi etmişiz de gitmişiz. Ayak basar basmaz havaalanından karşılamaktan tutun, dönüş için uçağa bindiğimiz ana kadar tam 8 gün dile kolay, evlerini bile ihmal ederek bizimle ilgilendiler. Unutmadan şunu söyleyeyim ki, hani derler ya “şiir para etmiyor” aman koyun etmesin, şiir paranın asla satın alamayacağı öyle şeyler ediyor ki kimseye nasip olmaz şairlerden başka. Biz de paranın pulun satın alamayacağı güzellikleri yaşadık. Gönül kazandık, dost kazandık, insan kazandık, daha ne olsun! Gittiğimiz ilk günü dünyalar güzeli insan Nazile hanım, havaalanından alarak evine götürdü. Yemeğimizi yedik, çayımızı içtik. Adetmiş, çayın yanında dilimlenmiş limon getirdi. Biz de Sarıkamış’ta iken limon atardık çay bardağına. Daha uçaktayken hostes çay verdikten sonra, limon isteyip istemediğimi sorunca, kulaklarıma inanamadım. “Ohhh “ dedim ve içime bir rahatlık geldi, ilk güzelliği yaşayınca. Eşim Füsun da bu cana yakın karşılamadan çok mutlu olmuştu. Kendi evimizdeymişiz gibi geceyi Nazile hanımlarda geçirdik. Oğlu İslam’ı da çok sevdik. İslam Türkiye’de, Bartın Üniversitesi ‘nda tahsil yapmıştı. Bu yüzden sohbet daha bir güzelleşmişti. Ertesi sabah bir önceki devlet başkanı rahmetli Haydar Aliev’in anıtını ziyaret ettik, çiçek bıraktık. Ülkenin simge olmuş şairi Bahtiyar Vahabzade’nin aynı yerdeki anıtı önünde saygı duruşunda bulunduk, çiçek bıraktık ve devlet başkanının en yakınında anıtının yapılarak şairlere verilen değeri görmekten gururlandık. Şehitlikleri ziyaret ettik. Türk Şehitliği ve Azerbaycan Şehitliği, Bakü’nün sahile yakın en güzel yerindeydi. Vatan için savaşarak can veren şehitlerimize dualar ettik. Daha 5 yaşındaki çocukların evlerinin önünde oynarken acımadan katledildiklerini duyunca içimiz yandı, gözlerimiz yaşardı, insanlığımızdan utandık. Ve bizlere bırakılan bu vatan topraklarında rahat ve huzurlu yatarken, geçmişimizi unutmadan, her gün onlara dua, saygı, rahmet dileklerimizi eksik etmememiz gerektiğini ve vatanımıza sahip çıkmakta daha duyarlı davranmamız gerektiğini anladık. Bu vatan kolay kazanılmamıştı.

Yazarın Diğer Yazıları