ASALET, KIZINCA BELLİ OLUR.
Coşkun Karabulut / Kültür Sanat
- 103
Bir dostuna hatalarını söyle ya da biraz kızar gibi sitem et,
senin tüm gelmisini geçmişini ortaya döksün. Şaşırır kalırsın
oracıkta. " Madem ben bu kadar kötü birisiymişim bu arkadaş
neden benimle bugüne kadar dostluk yapmış?" diye sorarsın
kendine. Aslında bu dostluk değildir. İkiyüzlü ilişkidir ve çıkara dayalıdır.
İnsanlık hâli, olur ya bir gün de bozuşursun, küsersin. Öyle her şeyi ortaya
dökmek mi lâzım? Asıl dostluk da zaten burada başlıyor. Asalet kendini
burada belli ediyor. Bir arkadaşınla herhangi bir nedenle küsebilirsin,
tartısabilirsin, konuşmayabilirsin. Ama eğer gerçek dost isen ve asalet
sahibi biriysen, aleyhinde kötü şeyler uydurup topluma yayamazsın.
Aranızda geçen özel ne varsa ortaya saçıp dökemezsin. Bu dostluk
değildir, böyle dostluk olmaz olsun.
Hele de başklarının açıklarını ortaya dökünce, kendisinin ne kadar
temiz , değerli, asaletli olduğunu zanneden aptallar, kendilerinin iyice
küçüldüklerinin farkında bile değillerdir.
Dost olmak çok değerlidir. Dost kalabilmek çok daha önemlidir ve
değerlidir. Bunun için de büyük emek ister. Üzerine titremek ister.
Öyle eften püften sıradan şeyler için dostluklar bir kalemde silinmemeli.
Gizli, özel şeyler ortaya dökülmemeli. Vebali de büyük olur, altında
ezilirsiniz.
Dostlukları sürdürebilmek için kibir, büyüklük taslama gibi insanlığı , dostluğu
zehirleyen şeylere hiç tenezül edilmemeli. " Yok ben onun ayağına gitmem,
o benim ayağıma gelsin" türünden basitliklere hiç düşülmemeli ve dostluklar
en üst seviyede korunmalı ve bu yüksek kaliteyi düşürmeden yaşanmalıdır.
Zaten başka çaremiz de kalmadı ya insanlık adına.