YİTİRDİĞİMİZ DEĞERLERİMİZ VE AHMET GÜNDAY …
Celal Bozkurt / Köşemden
- 1262
Sosyal medya çıktı çıkalı daha bir haberdarız olan bitenden, saklı bir şey kalmadı yaşamımızda. Bilen bilmeyene haber ediveriyor her şeyi güzelin de haberini alıyoruz, çirkinliğin de. Misal kim yeni araba almış anında haberdar oluyoruz. Yeni araba alan arkadaşımız biraz da kasılarak fotoğrafını paylaşıyor. Altına da yazıyor “ bana hayırlı olsun”. Bizde seviniyoruz tabi onun adına.
Ama üzülüyoruz da bazen. Devamlı görmeye alıştığımız yaşamı paylaştığımız kimselerin ölümünü okuyunca da üzülüyoruz. Mesela ben Durmuş Karagöz amcamın ölümüne çok üzüldüm. Bir çoğunuzun da onu tanıdığına eminim. Elinde bir sepet kordonda dolaşırdı. Ballı, pekmezli, fıstıklı şekerleme satardı. Nedense duygu dünyamız “al “derdi.. onu mutlu etmek için alırdık biliyor musunuz. Halkımızın deyimiyle çayın yanında zevkle kemirirdik. Pek laf etmez lafı uzatmazdı. Ama sevimli bir insandı. Onu kaybettik. Kimden alacağız bundan sonra ballı fıstık şekerlemesini…!
Bir Özel Olgun’u unutabilir misiniz ? Özü sözü bir belediye hoparlöründen küfür eden DONT’lu başkanı kim unutur? İleri yaşta ki dostlarımız NALBANT ALİ’yi unutabilir mi ? geçmişte çorba diyince aklımıza gelen DEVRAN ustayı kim unutur ? kim unutur Ömer Özyer amcamızı ? onun güvenilirliği hala anılır. “Şehre inen köylümüz ona emanet ederdi parasını” derdi insanımız. Bu bile dostlar geçmişin bir güzelliği idi. Günümüzde baba oğula bile güvenmiyor. “haksızsın” diyebilen var mı içinizde ?
Ve Ahmet Günday’ımız vardı bizim. Türkülerimizin yöremizin sesiydi radyolarda TV’de. Bir yıl önce kaybettik onu. Sadece Bayram Selman kardeşim var sesimiz olmaya devam eden …!
Topal Ramazan’ınımız vardı. Hamdi Özbay’ımız vardı. Yöremiz ezgilerini dillendirirdi. Ahmet Günday’da gururla seslendirirdi. Radyolarımızda .. Teke yöresinin gelmiş geçmiş en güçlü sesiydi o.
Meslek lisesinde okurken başladı benim radyo yaşamım. Beni İzmir radyosuna götürdü sevgili Ahmet Günday. 9 ay rahmetle andığım mazlum Nusret Kılıçkıran ‘ın “ anadoludan ezgiler” programının metinlerini yazdım. Ve o yazdığım programla Mazlum ağabey en son Fethiye Festivalinde Altın Kalem almıştı.
Bir gün İbrahim Tatlıses geldi Ahmet abinin saz dükkanına ben de oradaydım. Önünün ilikleyerek girdi içeri . Hocam diye hitap etti sevgili ağabeyime. Hiç unutmam o anı. Ve tabi ki onun “ son evinde” Neşet Ertaş’ı tanımam !
Sözü bir noktaya getireceğim. Belediye başkanımıza seslenmek istiyorum. Ramazan Güngör .. Hamdi Özbay heykellerinin yanına Ahmet Günday abimizin de bir heykelini yapamaz mıyız ? Çünkü o sohbetlerinde söylerdi. “ ben ölürsem Fethiye benim heykelimi dikecek” derdi. Ne dersiniz Alim Başkanım !! Ahmet Günday yakışmaz mı onların yanına ?
Bu sadece benim fikrim. Ama toplumumuzca kabul görecektir. Hele canlar çok mutlu olacaktır. Fikrime katılırsanız bir Fethiye yaşayanı olarak çok sevinirim bilesiniz. Halkımız da sevinir.
Sevgiyle kalın.