Celal Bozkurt / Köşemden

Sabahın seher vaktinde düşündüklerim..!

Celal Bozkurt / Köşemden

  • 1552

    SABAHIN SEHER vaktinde kalktım dün… “Cennetimizin” sabahını tatmak istedim… Yeni Cami’den “iskelemize” doğru gitmekti amacım… Kimse yok sokaklarda… Ama bir güzel havaki sormayın..! Ve en önemlisi daha bir dikkatle izliyorsunuz etrafı..! Ne dostluklar yaşamıştık polislerimizle; emniyet müdürlerimizle..! Ama öyleki emniyet görevlilerimizin bir çoğu terketmediler Fethiyemizi… Emekli olup; burada kaldılar..! ESKİ MERKEZ KARAKOLUMUZA… EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜMÜZE “SEVGİ” İLE BAKTIM..! Minnetle andım görev yapan nice polis kimliği taşıyan dostlarımı..!
    Hükümet binamızın önünden geçerken yine ister istemez gülümsedi yüzüm… Trafo bir güzel kaplanmış… Binamızda siyah ve beyaz renkler hakim… Daha öncede bir kez yazdığım gibi sevgili kaymakamımız “Beşiktaşlı” diye düşündüm… 39 defa beni şikayet eden… Ama sonuç alamayan KARSLIOĞLU kaymakamıda düşündüm tabiki… Mor hakimdi binamızda..! Barışmıştık..! “Nasıl Celal bey binamız” dedi. Çatı katını o yaptırmıştı çünkü… Bir polis gecesiydi…     “Ampülleride pembe yaparsanız… tam “…..” şeye benzerdi demiştim..! Tüm bürokratların olduğu gece adeta “buz kesmişti”..! Başsavcımız sevgili Hüseyin kardeşim “sıcacık” bir cümle ile ortamı değiştirmişti… Bunları düşünürken kaymakamımıza bir kere daha teşekkür ettim KİMSE DUYMASADA..! 
    Ve yılların ziraat bankasının önündeyim… Saç bariyerleri ile kaplanmış etrafı… Aslında ne kadarda yakışıyordu fethiyemize..! Biz bile birine adres verirken “Ziraat bankası karşısında.. Likya iş merkezinin üçüncü katındayız” derdik… TVmizi ve gazetemizi kolaylıkla bulurdu insanlarımız… Şimdi aynı yere “TATİL TESİSİ” yapacaklarmış… “Yüksek ve Tümsek” ziraat bankacılar “Angaradan” gelip; cennetimizde tatil yapacaklarmış… “Dilin kemiği yok” herkes öyle konuşuyor… İki gün önce “kanal kenarında EMİN’İN çay ocağında bir arkadaşım DEMİRÖREN TATİL SİTESİ YAPILIYOR” demiştide gülmüştük en az 15 kişi..! Ama galiba içlerinde en cahil bendimki… anlayamadan gülmüştüm..!
    Sonunda HALKEVİ’mizin oraya geldim… Yukarı doğru baktım… Antik tiyatromuz karşımda..! On yılı geçti… Bitirilemedi hala bir “MEZBELELİK” görünümünde… Ve biliyormusunuz biz Fethiyeliler neden-niçin hala bitirilemedi BİLMİYORUZ..! Açıklayıcı bir bilgi veren yok… Garipki dışarıdan gelen bir dostumuza anlatırken “BİZİM ANTİK TİYATROMUZ VAR” diyoruz…! Hani nerde o tiyatro..? Uyduruk taşlar kullanmışlar… Aslına uygun bir çaba göstermemişler..! “Ne olursa olsun… yaptık işte” misali..! Ne olup; ne geldiğini anlatacak MUHATTAP yok… Sadece ordan geçerken nefretle bakmaya DEVAM..!
    Sonunda İSKELEMİZE geldim… Her hafta gelen vapurları düşündüm… TAK-TAK diye krom madenlerinin gemilere yüklenişini düşündüm… Ve şimdi sadece “LÖKÜS” yatlar bağlı iskelemizde..! Duygusal dünyam yine bir acı hissetti yüreğimde… Geçmişi düşününce güldü yüzüm..! Bugünü düşününce nedense bir hüzün hissettim… Sabahın seher vaktinde geriye dönerken hızlı adamlarla yürüdüm… Şuan MEMİŞ kardeşimin orda KELLE PAÇA kaşıklıyorum… Yazdıklarıma da son noktayı koydum İŞTE.!!! 
    Sevgiyle Kalın..!
 

Yazarın Diğer Yazıları