Celal Bozkurt / Köşemden

Göcek'te Tünel Mi Varmış?

Celal Bozkurt / Köşemden

  • 1923

Bizim muhalefete bir türlü akıl erdiremiyorum. İktidarın eleştirilecek, üzerinde tartışılacak onca tasarrufu varken bunlar birkaç konuya takılmışlar, pişirip pişirip vatandaşın önüne sürüyorlar. Bunlardan biri de şu malum Göcek Tüneli. İşletmeci geçiş ücretlerine ne zaman bir zam yapsa başlıyorlar hükümete yüklenmeye: “Fethiyeli şöförleri perişan ettiniz”, “Türkiye’deki tek paralı tünel bu”, “1 kilometre için bu kadar para verilir mi?”, “Deli Dumrul tüneli”. Gerçi tünel işletmecisi de bunların ekmeğine yağ sürüyor; canı sıkıldıkça zam yapıyor.

Biz bu eleştirilerin yersiz, anlamsız ve temelsiz olduğunu biliyor ve ciddiye almıyoruz. İzleyebildiğim kadarıyla çoğu vatandaş da bizim gibi düşünüyor. Konuyu bilmeyen birkaç kişi kaldıysa bu yazıyı onları aydınlatmak için yazıyoruz. Şimdi olaya baştan bir daha bakalım. Göcek geçidine bir tünel yapılması 1970’li yıllardan beri Fethiye’nin gündemindeydi. Zira trafik altı kilometre uzunluğundaki dar ve virajlı yoldan kurtulacak ve bir kilometrelik bir tünelle geçit zahmetsiz bir şekilde aşılacaktı. Bu konuda o yıllarda birçok girişimler yapıldı ancak hepsi sonuçsuz kaldı. Kimi zaman teknik sorunlar ortaya çıktı, kimi zaman mali nedenlerle ihale yapılamadı, kimi zaman ani hükümet değişiklikleri karar alınmasını güçleştirdi.

En sonunda Ecevit Hükümeti zamanında konu yine gündeme geldi. O tarihlerde devletin nasıl bir para sıkıntısı içinde olduğunu herkes biliyor. Böyle bir yatırım için ayıracak parası yoktu. Bunun üzerine yap-işlet-devret modeli gündeme geldi. Yatırımcı tüneli kendi kaynaklarıyla inşa edip belirli bir süre işletecek, karşılıklı kararlaştırılan bir süre sonunda da devlete ücretsiz olarak devredecekti. Yatırımın anlaşmasının yapılıp hayata geçirilmesi Ak Parti hükümeti zamanında oldu. Tünel 2006 yılında hizmete girdi. Yanılmıyorsam o zaman geçiş ücreti 3 T.L. idi. Sonra 3,5, 4,5, 5,5, en sonunda da geçtiğimiz gün 7 lira oldu. Her zam yapıldığında da birileri seslerini yükseltti.

Tepkiler de zamlarla birlikte başladı;  “Hiç paralı tünel olur mu?” Olur, bal gibi de olur. Parası olan geçer, parası olmayan yukarıdan, devletin bedava yolunu kullanır. 2006 yılında Fethiye’nin şu kadar köyünde doğru dürüst yol,  şebeke suyu mevcut değilken devletin dağın altından yol geçirip masraf yapmasını kim kabul edebilir? Ama birisi çıkıyor, “ben kimseden para istemem, bu tüneli yapar, bir süre çalıştırır, sonra da devlete ücretsiz bırakırım” diyor. Devlet de “Hayırlı, uğurlu olsun, ben de senden altından geçtiğin dağın kirasını almam, şu kadar zaman sonra tüneli bana bırakırsın” deyip anlaşıyorlar. Tabi işletmeci kendini garantiye alacak, devletin ileride kendi tüneline paralel bir ikinci tünel yapıp bedava geçiş sağlamasını engellemesi gerekiyor; yoksa bütün yatırım boşa gidecek. O zaman anlaşmaya böyle bir durumda devletin tazminat ödemesi maddesini koyduruyor.

İşler bu şekilde yürürken devlet ikinci tünelin yapımına başlıyor ve kısa sürede bitiriyor. Ancak bu tünel uzun süre çalışmadan bekliyor. Hatta o sıradaki seçimlerde hükümet tünelin ücretsiz olacağı vaadini ilan ediyor. Biz o zaman da sorduk, devlet yapmış olduğu anlaşmayı bilmez mi? Neye güvenerek bu ikinci tünele başladı. Şayet söz verdiği gibi bedava geçiş sağlasa diğer işletmeciye dünya kadar tazminat ödeyecek. İşe başlarken neden işletmeciyle oturup konuşmadı?

O sırada CHP’liler de bir protesto gösterisi düzenleyerek tüneli boykot eylemine başladılar. Biz bu eylemi can-ı  gönülden destekledik. Düşündük ki boykot başarıya ulaşırsa işletmeci zarar etmeye başlayacağından tüneli devlete bırakıp kaçar. Öyle olmasa bile pazarlıkta devletin eli güçlenir ve tazminat miktarı azalır. Düşündüğümüz gibi olmadı, CHP’lilerin eylemi bir saman alevi gibi söndü. Belki de üst yönetim “Yahu, arkadaşlar, siz delirdiniz mi. Tünelci işi bırakıp kaçarsa biz sonra neyi eleştiririz”  diye partilileri uyarmıştır.

Şimdi işler değişti. Bundan birkaç ay önce işletmeci ile devlet anlaşmaya vardı. Bu anlaşmaya göre işletmeci devletin yaptığı tüneli de kullanacak, ancak buna karşılık her iki tüneli de önceki sözleşmede belirtilen 2031tarihi yerine 2025 tarihinde devlete devredecek. Yani bu şekilde işletmeci devletin yaptığı tüneli kullanma bedeli olarak işletme hakkının altı yılından feragat etmiş oluyor.

Biz bu anlaşmanın yeterli olup olmadığını değerlendirecek kadar ayrıntılar hakkında bilgi sahibi değiliz. Ancak ben tüneli yıllardır kullanmıyorum. Hem daha güzel, dağ manzarası, hem de inişte Dalaman’ın sisler içinde güzel seyirlik görüntüleri oluyor. Ama muhalif arkadaşlar hala bu tünel bedava olsun diyorlarsa ciddi bir boykot kampanyası yapabilirler, bunu hepimiz destekleriz. O zaman işletmeci de belki “bıktım,usandım bu tünelden, al tünelini, tazminat filan istemem, helal olsun” deyip kaçar gider. Var mısınız?

Yazarın Diğer Yazıları