AVUKAT YUDUM SÖĞÜT

Malvarlığına Karşı Suçlar

AVUKAT YUDUM SÖĞÜT

  • 870

Merhabalar. Geçtiğimiz haftalarda malvarlığına karşı suçları incelemeye başlamıştık. Bu hafta da malvarlığına karşı suçları incelemeye devam edeceğiz. 
Geçtiğimiz haftalarda da belirttiğimiz gibi, Malvarlığına Karşı Suçlar, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) onuncu bölümünde düzenlenmiştir. (madde 141 - madde 169) Malvarlığına karşı suçlar başlığı altında hırsızlık, nitelikli hırsızlık, suçun gece vakti işlenmesi, daha az cezayı gerektiren haller, malın değerinin az olması, kullanma hırsızlığı, zorunluluk hali, yağma, nitelikli yağma, daha az cezayı gerektiren hal, mala zarar verme, mala zarar vermenin nitelikli halleri, ibadethanelere ve mezarlıklara zarar verme, hakkı olmayan yere tecavüz, güveni kötüye kullanma, bedelsiz senedi kullanma, dolandırıcılık, nitelikli dolandırıcılık, daha az cezayı gerektiren hal,  kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf, hileli iflas, taksirli iflas, karşılıksız yararlanma, şirket veya kooperatifler hakkında yanlış bilgi, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi,  bilgi vermeme, şahsi cezasızlık sebebi veya cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebep, etkin pişmanlık, tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanması başlıkları yer almaktadır.
Malvarlığına karşı suçlardan biri olan güveni kötüye kullanma ve bedelsiz senedi kullanma suçunu içerir maddeleri (madde 155 - madde 156) ele almıştık. Bu hafta da dolandırıcılık, nitelikli dolandırıcılık suçunu içerir maddeleri ve daha az cezayı gerektiren halini (madde 157 - madde 159) inceleyeceğiz.
TCK m. 157’de düzenlenen dolandırıcılık suçu için düzenleme; 
‘’(1) Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası verilir.’’ şeklindedir.
TCK m. 158’de düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçu için düzenleme; 
‘’(1) Dolandırıcılık suçunun; 
a) Dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle, 
b) Kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle, 
c) Kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak suretiyle, 
d) Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle, 
e) Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak, 
f) Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle, 
g) Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle, 
h) Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında; kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında, 
i) Serbest meslek sahibi kişiler tarafından, mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması suretiyle, 
j) Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla, 
k) Sigorta bedelini almak maksadıyla, 
l) (Ek: 24/11/2016-6763/14 md.) Kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle, 
İşlenmesi halinde, üç yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. (Ek cümle: 29/6/2005 – 5377/19 md.; Değişik: 3/4/2013-6456/40 md.) Ancak, (e), (f), (j), (k) ve (l) bentlerinde sayılan hâllerde hapis cezasının alt sınırı dört yıldan, adli para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz.
(2) Kamu görevlileriyle ilişkisinin olduğundan, onlar nezdinde hatırı sayıldığından bahisle ve belli bir işin gördürüleceği vaadiyle aldatarak, başkasından menfaat temin eden kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
(3) (Ek fıkra: 24/11/2016-6763/14 md.) Bu madde ile 157 nci maddede yer alan suçların, üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında; suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde verilecek ceza bir kat artırılır.’’ şeklindedir.
TCK m. 159’da düzenlenen daha az cezayı gerektiren hal için düzenleme; 
‘’(1) Dolandırıcılığın, bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi halinde, şikâyet üzerine, altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.’’ şeklindedir.
Dolandırıcılık suçu, takibi şikâyete bağlı suçlardan biri değildir. Bu neden ile dolandırıcılık suçu için herhangi bir şikâyet süresi de bulunmamaktadır. Dolandırıcılık suçunun işlendiğini öğrenen savcılık kendiliğinden harekete geçmek ve soruşturma yapmak zorundadır. 
Ancak dolandırıcılık suçunun basit hali için dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Bu da demek oluyor ki; şayet savcılık dolandırıcılık suçunun meydana geldiğini öğrenmedi ve bu yüzden resen harekete geçmedi ise, mağdurun en geç 8 yıl içinde şikâyet hakkını kullanması gerekir. 
TCK m.157’de düzenlenen basit dolandırıcılık suçu uzlaşma kapsamında olan suçlardan biridir. Basit dolandırıcılık suçu için öncelikle uzlaştırma prosedürü uygulanmaktadır. Şayet taraflar uzlaşamazlarsa da yargılamaya devam edilmektedir. 
Bu hafta malvarlığına karşı suçlardan biri olan dolandırıcılık, nitelikli dolandırıcılık suçunu içerir maddeleri ve daha az cezayı gerektiren halini (madde 157 - madde 159) inceledik. Gelecek hafta malvarlığına karşı suçları açıklamaya devam edeceğiz.
Hepimiz için Hakkın yerini bulduğu günler dilerim. Günümüz güzel geçsin..
Bu Haftanın Sözü : ‘’Hata yapmak, hile yapmaktan çok daha onurluca bir eylemdir.’’
Abraham Lincoln
e-mail     : [email protected]


 

Yazarın Diğer Yazıları