Boşanma Sebepleri
AVUKAT YUDUM SÖĞÜT
- 1449
Merhabalar. Yapılan araştırmalara göre, 2020 yılında boşanan çiftlerin sayısı 136 bin 570 iken, bu sayı 2021 yılında 174 bin 85 olmuş. Bu da gösteriyor ki; 2021 yılında boşanan çiftlerin sayısı bir önceki yıla göre yüzde 27 lik bir artış göstermiş. Bu nedenle bugün sizlerle, kanunda belirtilen ve dava açarken öne sürdüğümüz boşanma sebeplerinin neler olduğunu inceleyeceğiz.
Boşanma sebeplerini boşanmanın özel sebepleri ve boşanmanın genel sebepleri şeklinde sınıflandırmak mümkündür. Boşanmanın özel sebepleri zina, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, terk, akıl hastalığıdır. Boşanmanın genel sebeplerini ise evlilik birliğinin sarsılması oluşturmaktadır.
Boşanma sebepleri Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) ilgili maddelerinde düzenlenmiştir. Bu maddelerde belirtilen ve davamıza dayanak teşkil edebilecek sebepler belli başlıklar altında toplanmışlardır. Boşanma sebeplerinden hangisi, yaşadığımız olayı kapsıyor ve delillerimiz o olaya uygun ise, boşanma davamızı, ilgili boşanma sebebini dayanak ederek açarız.
TMK m. 161’de düzenlenen zina için düzenleme; ‘’Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir.
Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.
Affeden tarafın dava hakkı yoktur.’’ şeklindedir.
TMK m.162’de düzenlenen hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış için düzenleme; ‘’Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir.
Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.
Affeden tarafın dava hakkı yoktur.’’ şeklindedir.
TMK m.163’de düzenlenen suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme için düzenleme; ‘’Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir.’’ şeklindedir.
TMK m.164’de düzenlenen terk için düzenleme; ‘’Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hâkim veya noter tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma davası açabilir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır.
Davaya hakkı olan eşin istemi üzerine hâkim veya noter, esası incelemeden yapacağı ihtarda terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği ve dönmemesi hâlinde doğacak sonuçlar hakkında uyarıda bulunur. Bu ihtar gerektiğinde ilân yoluyla yapılır. Ancak, boşanma davası açmak için belirli sürenin dördüncü ayı bitmedikçe ihtar isteminde bulunulamaz ve ihtardan sonra iki ay geçmedikçe dava açılamaz.’’ şeklindedir.
TMK m.165’de düzenlenen akıl hastalığı için düzenleme; ‘’Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hâle gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir.’’
TMK m.166’da düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması için düzenleme; ‘’Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.
Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir.
Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu hâlde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü hâlinde boşanmaya hükmolunur. Bu hâlde tarafların ikrarlarının hâkimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz.
Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir.’’ şeklindedir.
Her ne kadar boşanma sebepleri ile ilgili maddeleri belirtmişsek de, boşanma davası açmak isteyen kişinin hak kaybına uğramaması için avukat meslektaşlarımızdan profesyonel bir destek alması gerekmektedir. Boşanmak isteyen kişinin elindeki delilleri nasıl kullanacağı, haklılığını nasıl ispat edeceği ve en önemlisi de davasının kabulünü nasıl sağlayacağı konusunda hukuki bir yardım alması önem arz etmektedir.
Hepimiz için Hakkın yerini bulduğu günler dilerim. Günümüz güzel geçsin..
Bu Haftanın Sözü : ‘’Onca sevgiye rağmen kalbi filizlenmemişse, toprağı sen değilsindir.’’ Cahit Zarifoğlu
e-mail : [email protected]