İstanbul…. CHP Kazanmadı, Ak Parti Kaybetti

  • 665

Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a seslenmek istiyorum, İstanbul'un acil sorunlarında merkezi ve yerel yönetimin uyum içinde çalışmasını sağlamanın önemi ortadadır. Konuştuğumuz şey 16 milyon vatandaşımızın ihtiyacıdır. Sizinle uyum içerisinde çalışmaya hazırım. Mazbatamızı alıp göreve başlamanın ardından yol haritamızı hazırlayıp sizi ziyaret etme talebimi size iletiyorum.  Vatandaş siyasi kavgalardan bıktı. Hizmet üretim ve çözüm bekliyor."

Yukarıdaki sözler 23 Haziran’da yapılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerini kazanan CHP adayı Ekrem İmamoğlu’na ait. Her satırına katılıyorum. İnancımız odur ki Cumhurbaşkanımız da bu olumlu yaklaşıma kayıtsız kalmayacak ve en kısa zamanda İstanbul’un sorunlarını birlikte çözmek için uygun bir davranış içinde olacaktır.

Ancak bu güzel tablonun gerçekleşmesinin önünde değişik engeller var. CHP kadroları 25 yıldır belediyenin dışında. İstanbul Belediyesi gibi karmaşık bir yapıyı yönetebilecek deneyimleri bulunmuyor. Ekrem Bey eski kadrolarla devam etmek isterse bu sefer de aralarında uyumsuzluklar başlayacaktır. İmamoğlu “a” dediği zaman onlar “x” biçiminde anlayacaklar ve işler karışacaktır. Yeni kadrolar göreve getirilmek istense eskiler bunlara direnecek ve mahkemeler, protestolar birbirini kovalayacaktır. Sonunda Ekrem Bey’in çalışacak kadroyu oluşturması ve uyumlu hale getirmesi bir beş yıllık dönem içinde ancak gerçekleşebilecektir. Bu arada bütün yatırımlar duracak, günlük işler aksayacak ve İstanbul’da hayat felce uğrayacaktır

Esas engel ise daha farklıdır. Yazımın başlığında belirttiğim gibi muhalefet cephesinin bu seçimlerdeki asıl amacı CHP’nin kazanması değil, Ak Parti’nin kaybetmesiydi. Bunda da başarılı oldular. CHP stratejisini Ak Parti’yi kaybettirmek üzere kurmuş olduğu için önümüzdeki beş yıllık süre için bir hizmet programı yapmadı. Ekrem Bey yeni ve farklı projeler üretmek yerine herkesin kulağına hoş gelecek bir kısım vaadlerle propaganda sürecini yürüttü. Şimdi gerçek İstanbul ile karşılaştığında bir zamanlar Osman Gürün ile ilgili karikatüre benzer şekilde “Bu İstanbul da ne kadar büyükmüş” diyecektir. O karikatürde de Osman Abi “Ben Büyükşehirin bu kadar büyük olduğunu bilmiyordum” diye resmedilmişti. Bu durumda Ekrem Bey’e Allah kolaylık versin demekten başka yapabilecek bir katkımız olmaz.

Sorun bununla da bitmiyor. Muhalefet şimdi İstanbul seçimleri üzerinden bir erken seçim kampanyasına başlayacak ve kitlelerin sokağa dökülmesi için elinden geleni yapacaktır. Bunun için uygun kadrolar İstanbul sokaklarında fazlasıyla mevcuttur. Buna ek olarak özellikle HDPKK Ekrem Bey’e verdiği bir milyon oyun karşılığını isteyecektir. Buna bir çözüm bulunmuş görülüyor. İSPARK gibi belediyeye bağlı şirketlerde bu örgütün önerdiği elemanlar çalıştırılacaktır. Biz bazılarının iddia ettiği gibi bu şahısların hendek kazacağı, terörist eylemler yapacağı görüşünde değiliz. Ancak bilinmelidir ki sayıları belki yüz binleri bulacak bu şahısların her ay maaşlarından kesilecek paralar doğru terör örgütünün kasasına gidecektir. Bunun dışında belediyenin başka hangi kaynaklarının bu örgüte söz verildiği zamanla ortaya çıkacaktır. Bütün bunlar karşısında hükümetin seyirci kalacağı ve İstanbul’un kaynaklarının terör örgütüne aktarılmasına seyirci kalacağı düşünülemez. Bu da insanları sokağa dökecek başka bir kıvılcım olarak karşımıza çıkacaktır.

Sorun dış siyasette de karşımıza çıkacak ve yabancı devletler muhataplarının seçim kaybetmiş bir iktidar olmasından yararlanarak devletimize olan baskıları daha da arttıracaktır.

İşte biz 31 Mart seçimleri ertesinde “Bu seçim Ak Parti ile CHP arasında olmuş olsaydı hiç tasalanmazdık, her iki parti de başımızın tacı, hangisi kazanırsa vatan millet için hayırlı olsun” yorumunda bulunuyorduk. Keşke Ekrem Bey yalnızca CHP adayı olsaydı da biz de onun başarısını protokol icabı değil gönlümüzce kutlayabilseydik.

Yazarın Diğer Yazıları