Afi Can

Yaşamak vs Hayatta kalmak

Afi Can

  • 529

Tüm ülke Rapunzan’e döndü. Merdivensiz bir kulenin içine hapsolmuş ve nasıl hayatta kalması gerektiğini öğrenmiş halde..

Yaşayan ölü kıvamında bir hayat. Yaşamakla yaşamamak arasındaki ince çizgide gezinen bitik ömürler….

Her ne kadar başlık tam bir çarpıklık başlığı olsa da bu ülkenin en büyük sorunu olan yaşamsal fonksiyonları asgari düzeyde devam ettirebilmenin hayatı yaşamak olduğunu düşünen kitleleri işaret etmesi açısından düşündürücüdür. 

Herkes kendi işine baksa aslında memleket çok güzel ama herkes herkesin hayatına karışma hakkını kendinde görüyorken, yani kafalar değişmeden bu güzellikleri görmemiz kürek çekmekle varamayacağımız ufuktaki bir nokta olarak kalacak bugün ve sonraki günlerde…

Seneca'nın dediği gibi, "şu hayatta insanın başına gelen kötülüklerin çoğu bir odada, tek başına, sessizce oturmayı beceremediği için gelir."

Şimdi bir adamın 11 bin lira değil de daha fazla geliri olsa ne yapacak? Muhafazakar bakış açısından. çok büyük ihtimalle her gün içmeye, başlayacak, zamparalığa, gece hayatına yönelecek, kumara başlayacak, eğlenmek için pavyona mavyona gidecek,
sonuçta onlara göre leş bir hayat yaşayacak...

Genişleyen hayatlarımızda birkaç ufak düzenlemede rahatsız edici bir durum görmeyen ben gibi olan kesim için ise minimalist yaşam daha tercih edilesidir.

Minimalist yaşam iyidir, iyi.
Nitekim, hayat ekleyecek bir şey kalmadığında değil, çıkarılacak bir şey kalmadığında esas bütünsel kıvamına ulaşır.
Bu düşünsel seviyeye ulaşmak da herkese kısmet olmaz.
Kaldı ki, hayat tatmini zevkin ve keyfin fazlalığı ile değil, derdin ve sıkıntının azlığı ile oluşur.

Yılda 2 hafta kıytırık bir tatil yapmak için bütün yıl köle gibi çalışmak zorunda olan arkadaşlar beni  eleştiriyor. Yok efendim hayat bu değilmiş, yok efendim bu adam ot gibi yaşıyormuş. Kölelik ruhlarına işlemiş bu arkadaşların, hayatı yaşadıklarını sanıyorlar...
İnsan bildiklerini hatırlayabilir, yaşadıklarını anımsayabilir. Bunlardan elde ettiği çıkarımlara da tecrübe denir. Ahmak insan denizin her yerde mavi olduğunu idrak edebilmek için tüm dünyayı gezmek gerektiğine inanır. Bu düzlemde baktığımızda insanın sorunu bilgisizlikten değil daha çok kavrama yeteneğinin tam olarak gelişmemiş olmasından kaynaklanır. Meseleyi daha da eşelememek için şu çıkarımı yapmak yersiz olmayacaktır.

"fakir insan malı az olan değil, arzusu çok olandır."

Diyerek rapunzenlere keyifli haftalar dilerim. Sevgiyle kalın,sağlıcakla kalın...

Yazarın Diğer Yazıları