“Önünde seçenek varken kötü olanı seçen biri olmalı. Tek çaresi kötülük olmadığı halde bunu seçmeli.”
Kızıma, kötü insanları anlamanın yolları nelerdir dediğimde yaptığı tanım tam olarak bu. Yetersiz olan tecrübesinden bu kadar yeterli bir tanım çıkarması beni büyüledi.
Gelelim kızımın bu fenomolojik yaklaşımına…
Kızım Bu kanıya yabancı uyruklu bir kadının davranışlarından, çevresine bakış açısından, çıkardığını belirtmeyi unutmadı. Yabancı uyruklu kadınla istemsizce iletişim kurmak mecburiyetindeydi.
Kendi yetersizlikleri için etrafını suçlamakta beis görmeyen bir ecnebi kendisi… Ana babası da büyük ihtimal kötülük için plan yapan, fırsat kollayan kimselerdi. Başka türlü izahı mümkün değil. Psikolojik problemleri de vardı kadının elbette. Herhangi bir çıkarı ya da beklentisi olmadığı kimseye davranış şekli o kadar aşağılık ki, fark etmemek mümkün değil. Beklenti ya da çıkarları karşılanmadığı zamanda insanlara kem söz, iftira, tehdit ve şantaj yapmaktan çekinmeyecek kadar da arsız bir kişiliksizliği barındırıyor o hastalıklı bünyesi, ayaklı lağım gibi paçalarından irin, kin ve nefret akıyor.
Eşini tüm köye düşman etmiş, kendi öz kardeşlerinin canını okumuş,illahlah ettirmiş, istediği olmadığı için kendisine alınan hediyeleri makasla kesip, hakaretler eşliğinde eşinin kardeşinin kapısının önüne atacak kadar gözü dönmüş bir yabancı uyruklu kadından bahsediyoruz. Bizim aile geleneklerimizde küsmenin bile bir adabı vardır. Bu konuları bu yüzden açıyorum. Türk toplumuna adapte olamamış ve yaşadığımız hayatı fesatlık içinde sindiremeyen bu mahlukatlar çocuklarımızın bile dikkatinden kaçmayacak derece kötü kimseler,nasıl ki o özendikleri kan emici batı, mültecileri oryantasyon sürecinden sonra halkın arasına salıyorsa bu kimselerde belirli bir rehabilitasyon ve oryantasyondan sonra halk içine salı verilmeli, Suriyeli ve Ukraynalı insanlara elbette acıyoruz ama cüretkarlıklarına da şaşıyoruz. Kendi ülkemizde ecnebi tarafından hakarete uğramak, tehdit edilmek, darp edilmek olacak iş değil… Medeniyeti bu kimselere öğretmemiz gerekiyor. İş yapması için çağırdığı elektrikçiye bira şişesi ile saldırmanın, malını alacağı insanları kandırmanın peşinde koşmanın etik olmadığı gibi suç olduğunu da iyice anlatmamız gerekiyor.
Bunların bir çoğu mutsuz insan,ülkelerindeki yanlışın faturasını toplumumuza çıkaran kimseler, halbuki bizler medeniyetimiz gereği sadece insanlık namına kapılarımızı açtık, sonucu bu olmamalı. Huzur ve güvenliğimizi tehlikeye sokmamalı, hadlerini bilmeliler…
Elbette onları anlamaya çalışalım.
Mutsuz insan umudunu temelli kaybettiyse kötüleşmeye başlar. Yani kötü insan temelde mutsuzdur. Dikkat edin iyi bir şey söylemeye çabalarken bile mutlaka o olaydaki negatifliği de ekler yanına, başkalarının başına kötü bir şey gelmesinden keyif alır. Ben mutsuzsam herkes mutsuz olsun diye düşünür ve tüm enerjisini buna harcar.Bazısı tam sosyopat ve narsisttir, iyi gizler bunu. Bunu anlamanın yegane yollarından biri, bu kişiyle hoş vakit geçirdiğinizi düşündüğünüz bir etklinlikten sonra bile kanınız çekilmiş gibi bitkin hissediyorsanız, bilin ki çaktırmadan içindeki bataklığı size de bulaştırmıştır. Bu varlığı onarmaya ya da eğitmeye çalışmak zaman kaybıdır. En iyi hamle uzak durmak olacaktır.
Sevgiyle kalın sağlıcakla kalın dostlar, İnsana denk gelesiniz …
