Afi Can

Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!

Afi Can

  • 1269

Merhabalar sevgili okurlarım, başka ülkelerde olsa yer yerinden oynayacak hadiseleri son birkaç hafta içinde sessiz sakin full hd seyrettik.
Mesela bir bakan çıkıp bir siyasi parti liderine küfür, hakaret ve tehditler savurdu. Ve birçok siyasi de
ikballeri uğruna bu durumu normalleştirdi. Sağduyu ile olaya yaklaşmadılar. Türkiye Cumhuriyetinin
hiç bir vatandaşı açıktan ya da gizliden tehdit ve şantaja, iftiraya maruz bırakılamaz hele ki bu tehdit
ve hakaret yüksek dereceli bir devlet memuru tarafından yapılıyorsa buna asla müsaade edilmemeli.
Bu vatandaşın verdiği yetki ve sorumluluğunu kötüye kullanmanın çok ötesinde bir durumdur. Açıkça
ve hoyratça millete ve devlete karşı işlenmiş bir suçtur. Hiç kimse görev ve sorumluluğu ne olursa
olsun milletten ve devletten büyük değildir.Bu tabi ki benim görüşüm. Hukukçular bunu
değerlendirecektir. Ve son zamanlarda alınan yargı kararlarının bir benzerine varabilirler.
Eskişehir’de üniversiteli gençlerimizin katılacağı festival devlet görevlisi olan Vali tarafından
yasaklanma yoluna gidildi. Yapılan açıklamalardan anladığıma göre 10 bin adet bira dağıtılacağı için
bu festival iptal edilmiş. Ama aynı dönemde devlet Suriyeli gençlere beş yıldızlı otelde festival
düzenlemeye karar vermiş ve aradığı önemli kriterde alkol olmaması ve menüde helal gıdaların
bulunması istenmiş. Pek fazla yoruma açık değil aslında bu gelişen son iki olay devlet eliyle insanların
yaşamlarına örtülü bir müdahale söz konusu nitekim devlet gıdaları helal haram diye ayırarak
işletmeleri ve bu işletmeleri tercih eden insanları bir nevi cezalandırma ve ödüllendirme yoluna gidiyor
diyebiliriz. Ticari rekabette taraf tutuyor gibi bir algı oluşuyor. Kayırmacılık ve ayrıştırma olarak
anlaşılmaya ise çok daha müsait….
Canan Kaftancıoğlu, Osman Kavala, Ekrem İmamoğlu gibi siyasi kimlikleri bulunan ve toplumda
karşılığı bulunan bu kimseleri hapse atmakta bu işin bir parçası, yargıya olan güvenin zedelenmesine
yol açıyor. Artık ülkede kimse rahat uyuyamıyor.
Ekonomik olarak milletin içinde bulunduğu açmaza çözüm olarak, yıldırma, korkutma ve cezalandırma
yolu seçilmeye devam edilirse insanlar çok daha zor günler yaşar. Artık milletin oyları ile seçilen
kimselerin çoğunluk bizde anlayışı ile hareket etmekten vazgeçip, devlet görevlilerinin milletin
tamamını kapsayacak yapıcı bir dil ve üslup ile olayları ele almaya başlaması gerekiyor.
İstifa etmek onurlu bir davranıştır. Kişinin yetersiz kaldığı veya ileri gittiği durumlarda bu hakkını
kullanması erdemdir. Tüm milletimiz sağduyulu olmak zorunda, içinden geçtiğimiz bu süreç elbet
bitecek yeniden ülkemizde ekonomik refah, fikri özgürlük, siyasi genişlik alanları yeşerecektir. Devletin
böyle sıkıntılı dönemlerde katılaşmasını anlayabilirim. Zor süreçlerde istikrar için bazı hoş olmayan
kararlar alabilir devletler ama memurları her daim haddini ve hukukunu bilmek zorunda…
Sığınmacı konusuna gelecek olur isek onun sosyolojik ve ideolojik yanları televizyonlarda sürekli
tartışılıyor ben konuyu başka bir açıdan ele almak istiyorum.
Son gelişmelerin ışığında insanımızın yaşadığı ekonomik sıkıntılar neticesinde vardığım bir kanı bu,
gencecik insanlarımız üç beş süper markette çalışabilmek, avm’ lerde ki tanınmış markaların
tezgahtarı olabilmek için sırasını bekliyor. Hiç bir nitelik ya da nicelik istemeyen bu işlere bizim
eğittiğimiz pırıl pırıl gençlerimizin istekli olması beni derinden üzüyor. Karı koca süper markette reyon
görevlisi ve kasa görevlisi olarak görev yapıyor ve yinede geçinemiyor. Kendi gençlerimizi böyle
köreltmek, ekonomik açmazlarla bilememiz ileride toplumsal travmalara sebep olabilir. Etrafıma şöyle
bakıyorumda kendi ülkesinde mülteci olmuş, ecnebiye işçi olmuş gençlerimize üzülüyorum. Onlar
bunu hak etmiyorlar. Onlara bir gelecek sağlayamıyorsak en azından geleceklerini ellerinden
almayalım.
Herşeyin biran önce düzelmesini güzel yurdumun güzel insanlarının da hak ettikleri gibi güzel günler
yaşamalarını temenni ediyorum.
Sağlıcakla kalın, sevgiyle kalın, edebiyatla kalın.
Not: Bu hafta Fethiye’de düzenlenen Akdeniz Kentleri Sanat Buluşmasına davetli olduğunuzu
unutmayın. Güzel ve keyifli bir festival olmasını umuyorum. Birbirinden değerli bir çok yazar ve şairin
katılacağı programda bende kitaplarımı imzalayacağım, müsait olanlarla festivalde görüşmek üzere

Yazarın Diğer Yazıları