Afi Can

Necip Fazıl Ödülleri Nazım'a Haksızlıktır

Afi Can

  • 1323

“İdraktan yoksun bir aklın ürettiği eylemin sonuçları tahminlerin ötesinde bir yıkıcılığa sahip
olabiliyor. “ Balığın Arzusu/ Afi Can - Günce Yayınları
Zaruriyetten doğan ihmallerime istemeyerek de olsa bir yenisini ekledim ve yazımı geçen
hafta yazamadım. Bu bir haftalık istenmeyen ara için affınıza sığınıyorum.
Lafı eğip bükmeden direk konuya gireyim. Konu geçtiğimiz haftalarda devlet görevlileri
tarafından verilen Necip Fazıl ödülleri..Tarafsız olması gereken devletin sanatta taraf
olması...O yüzden bu hafta bu konuya değinmek istedim.
Sanat, üreten ve tüketen doğası gereği özgür olmalıdır. Çünkü sanat. sadece duygu ve
düşüncelerimizi aktarmakla kalmaz.. Aynı zamanda günümüzün portresini gelecek nesiller
için kusursuz bir şekilde çizer. O yüzden sanata, sanatçıya istikamet belirlemek yapılacak en
büyük hatalardan biridir. Devletin Necip Fazıl ya da bir başka sanatçı adı altında ödül tertip
etmesi yanlıştır.
Sanatın gücü geçmişten değil gelecekten gelir.Bu durumda sanatçı aziz olmak zorunda
değildir. Ya da eserleri dolayısıyla kendisini ahlaksız gibi de hissetmek durumunda da
değildir. Zaten büyük sanatçılar,düşünce adamları çağlarından bağımsız kalmayı başararak,
yaşadıkları dönemi özgürce değerlendirebildikleri ölçüde kıymetlenmiş, günümüze kadar
gelmişlerdir..
Devlet beğendiği,takdir ettiği sanatçıya devlet sanatçılığı verebilir.İster onu kendine memur
eder,isterse gerçekten leziz eserler bıraktığı için takdir eder. Orası ayrı konudur. Ama devlet
sanatçı isimleri altında ödül dağıtarak duygu ve düşünceler arasında taraf tutmamalıdır. Bu
tür davranışlar toplumun her kesimine sirayet eden kalıcı nasırlar oluşturur. Ve bunlar basit
bir jiletin kazıyabileceği urlar değillerdir...
Sanatçının iktidarın tellaklığını yapmak ya da bir takım ödüller için kelimelerin arkasına
saklanarak yaşaması sanatçı kimliğine yapılabilecek en ağır hakarettir. Bu sanatçıyı belirli bir
kalıba sokar. Artık duruşu kendi duruşu değildir. Kendisine dikilen zıbına kendisini
sığdırmaya çalışır durur dedikten sonra Nazım üstad hakkında da dilim döndüğünce bir kaç
kelime etmek isterim.
Yazının kalanı Nazım’ın ne olmadığıyla ilgilidir..
Nazım’ı anlayabilmek için önce onun çağdaşlarını bilmek gerek diye düşünüyorum.
Ancak o zaman bu cevherin katıksız değeri ortaya çıkar.
Kötü şiir olmaz elbet, ama kötü şair (yazar) hep vardır.... Machiavelli dünya çapında
bilineni, Kısakürek gibi olanları ise ulusal olarak halen tartışılır. İktidar lehine yazılar
yazmak için para talep ettiği bilinen bir şairdir kendisi Necip Fazıl’ın.
Konumuzdan ayrı olarak edebiyat dünyasında gerçekleri savunamayacak kadar aciz
olan yazar ve şairler hep varolmuştur. Bu yazarların bazılarının yazdıkları muhteşem
eserlere paha biçilemez, ama insan, keşke hakkaniyet için kıpırdatsalardı kalemlerini
diyor ve hafif öykünme ile okuyor o güzelim eserlerini. Burada söylemek istediğim
sanatçıların kendileri değil onlar üzerinden temsil ettikleri edebi normlar dedikten sonra
Üstad Nazım'ın eserlerinden değil şairliğinden mevzu bahis açmak isterim.
Kitapları, onları kuşatan tartışmalarla hatırlanır. Ne yazık ki yasaklarla anılır Nazım...
Ama ne açılan davalar, ne vurulan damgalar, ne maruz kaldığı yasaklar, bu güçlü şairin
metinlerini gölgede bırakmaya yetmemiştir. Daha da büyümüş mavi gözlü bir dev
olmuştur.... Yıllarca Rusya’da meteliksiz yaşamaya sürgün edilmiş, ama o yılmadan
bıkmadan, yaşam denilen kaosa dair yazılmış en cesur metinleri beyitlere dökmeye
devam etmiştir. Sonsuzlukta yankılanan çığlığını yeraltında hades gökyüzünde Zeus
duymuştur lakin yeryüzünde yaşayan tiranlar duymamıştır.
Bir şair düşünün, açlık, umutsuzluk ve iç sıkıntısıyla yoğrulsun, yine de ona bu ızdırapları
reva görenlere el açmadan, doğru bildiklerini yazmayı sürdürsün...
İnsan olmanın sefaleti, son derece dürüst, can yakıcı ve sarsıcı bir örneğiyle
belgelenmiştir Nazım'ın bırakıldığı haksızlık çemberinde.. Belki de bu yüzdendir
yazdıklarının “sakıncalı” bulunması... İyi ki bu dünyaya uğradın Nazım.... Vaktin varsa
bir daha gel Nazım.... Saygıyla Üstad...Sevgiyle kalın, sağlıcakla kalın sevgili okurlarım.
Keyifli haftasonları dilerim.

Yazarın Diğer Yazıları