Sokak lambaları sönmüş, şehir uykuya dalmışken ben hala klavyemin başında oturuyorum. Dışarıda bir sessizlik var, ama içimde fırtınalar kopuyor. Nasuh Mahruki... Bu isim, son günlerde dillerde dolanan bir isim. Bir zamanlar ülkemizin enkazlarından can kurtaran, Everest'e Türk bayrağını diken bir adam. Şimdi ise, kafesin içinde.
Nasuh Mahruki, sadece bir isim değil. O, bir sembol. Bir umudun, bir direnişin sembolü. Depremlerin enkazından çocukları çıkaran kolları, şimdi demir parmaklıklar arasında sıkışmış durumda. Bu nasıl bir adalet?
Nasuh Mahruki, sosyal medyada yaptığı bir paylaşım nedeniyle tutuklandı. Paylaşımında, seçimlerin güvenilirliği konusunda endişelerini dile getirmişti. Yani kısacası, bir vatandaş olarak düşüncelerini ifade etmişti. Peki, bu suç mu? Bir ülkede yaşamak, düşüncelerini özgürce ifade edebilmek değil mi?
Nasuh Mahruki'nin tutuklanması, sadece onun kişisel bir sorunu değil, tüm toplumun sorunu. Bu, düşünce özgürlüğünün kısıtlanması, ifade özgürlüğünün yok sayılması demek. Bu, bir toplumun sesinin kısılması demek.
Nasuh Mahruki'nin tutuklanması, aynı zamanda adalet sisteminin de sorgulanmasına neden oluyor. Bir yandan, depremde can kaybedenlerin hesabını sormak yerine, onları kurtaranları tutukluyoruz. Öte yandan, iktidarın eleştirilmesine tahammül edemeyen bir sistem inşa ediyoruz. Bu nasıl bir adalet anlayışı?
Nasuh Mahruki'nin tutuklanması, sadece Türkiye'de değil, tüm dünyada yankı uyandırdı. İnsan hakları savunucuları, sivil toplum örgütleri, bu haksızlığa karşı seslerini yükseltti. Çünkü Nasuh Mahruki, sadece Türkiye'nin değil, tüm dünyanın bir evladı.
Nasuh Mahruki'nin tutuklanması, aynı zamanda bir uyarı. Bu uyarı, eğer sessiz kalırsak, yarın sıra kimde olacağını gösteriyor. Bugün Nasuh Mahruki, yarın sen, yarın ben...
Nasuh Mahruki'nin serbest bırakılması için mücadele etmek zorundayız. Bu mücadele, sadece onun özgürlüğü için değil, aynı zamanda hepimizin özgürlüğü için. Bu mücadele, sadece bugün değil, her gün verilmesi gereken bir mücadele.
Nasuh Mahruki'nin gözleri, bu ülkenin geleceğine bakıyor. Onun gözlerinde, umutla karışık bir hüzün var. Bizler, bu umudu söndürmeyeceğiz. Bizler, onun sesini yükselteceğiz. Bizler, adalet için mücadele edeceğiz.
Çünkü bizler, Nasuh Mahruki'yiz.
Nasuh Mahruki'nin hikayesi, sadece bir kişinin hikayesi değil, aynı zamanda bir milletin hikayesi. Bu hikaye, özgürlük, adalet ve insanlık üzerine kurulu. Bu hikayeyi unutmayalım ve gelecek nesillere aktaralım.
Sevgiyle kalın,sağlıcakla kalın….
Keyifli haftalar dilerim.
Yazarın Diğer Yazıları
MUHBİR
11 Aralık 2024 18:57Nasuh Mahruki
05 Aralık 2024 10:35"Varoluş Böyle Bi' Şey işte, da"
17 Kasım 2024 08:4229 Ekim, Bahçeli ve Öcalan: Bir Cumhuriyet Masalı mı, 100 yıllık reklam mı?
06 Kasım 2024 11:21Daron Acemoğlu: Tarihin Tozlu Sayfalarında Ekonomik Kaderimizi Arayan Bir Adam
23 Ekim 2024 12:17