Afi Can

Korku ve Çürüme

Afi Can

  • 715

Yaşamak bizlere söylenen şeyleri yapmak değildir. Aksine yaşamak hayatı kendimizin
deneyimlemisi, aklımıza yatmayan, içimize sinmeyen şeylere karşı çıkarak ortaya çıkan
mükemmel bir döngüdür.. Öyle değil mi?
Korkmadan yaşayabilmek ne güzel olurdu. Günümüz eskiden olduğu gibi halen polislerin ve
avukatların dünyası; mevki peşinde koşan ve bu uğurda birbirleriyle mücadele eden kadın ve
erkeklerin dünyası. Ve bir de sözde alimler, dindar şeyhler ve müritleri var ortada; onlar da
güç ve mevki istiyorlar, bu dünyada ya da diğerinde. Komünistlerin kapitalistlere karşı
savaştığı, sosyalistlerin her ikisine de direndiği, herkesin birbirine karşı olduğu; güvenli bir
yere gelebilmek, rahat ya da güçlü bir konuma kavuşabilmek için mücadele ettiği, tümüyle
karmakarışık, çılgın bir dünya bu. Dünya, çatışan inançlar, sınıf ayrımları, ayrılıkçı
milliyetçilikler, her türden aptallık ve zalimlik tarafından hırpalanmış bir halde ve çocuklarımız
işte bu dünyaya uyum sağlamak üzere eğitiliyor, ne kadar aptalca değil mi?
Yaşam onu dönüştürdüğümüz bu çirkin şey değil, gerçekten çok güzel bir şey ve onun
zenginliğini, derinliğini, olağanüstü güzelliğini ancak her şeye "örgütlü dinlere, geleneğe,
bugünkü çürümüş topluma" başkaldırdığımızda takdir eder,anlayabiliriz ve böylece, bir insan
olarak hakikati kendi kendinize öğrenebiliriz.
Bunun için ise eğitim şarttır! Lakin eğitimden ne anladığımız ve yarınlara nasıl uzanmak
istediğimiz üzerine tekrar ve etraflıca, sakince düşünebilmeliyiz.
Eğitim,dünleri ve günümüzün hakim görüşlerini "taklit etmek değil, keşfetmek" olmalı değil
mi? Devletlerin, din simsarlarının ,toplumun, anne babalarınızın ya da öğretmenlerimizin bize
söylediklerine uymak çok kolaydır. Bu güvenli ve kolay bir var olma yoludur; ama bu,
yaşamak değildir; çünkü içinde korku, çürüme ve ölüm vardır. Yaşamak, hakikati kendi
kendimize bulmak demektir ve bu ancak özgürlük söz konusu olduğunda, içimizde içe
dönük, sürekli bir devrim olduğunda yapabiliriz.
Taklit ederek ilerlemiştir insanoğlu, doğru;ama ters yönde ilermiştir. Taklit ederek
sağladığımız ilerleme aslında bir çoğumuzun arzu etmediği istikamette olmuştur. İlerlemeden
kastımız sadece birbirimizi daha acımasız ve korkutucu öldürme biçimleri geliştirmemizi
sağlamıştır. Öyle değil mi? Eskinin moderne edilmiş biçimi… Ben ortada kayda değer bir
ilerleme göremiyorum. Daha çok zindan, daha çok baskı daha çok tek tip insan yaratma
arzusu dışında, haber spikerlerimiz bile dünyanın her yerinde aynı biçimde,hiç de ihtiyacımız
olmayan haberleri servis yaparak korku ve endişe yaratma peşindeler.
Devletlerin, dinlerin, toplumların bizleri cezalandırmak, korkutarak terbiye etmeye
çalışmayacağı bir dünya mümkün sevgili okurlar. Buna inanmamız ve ortak geleceğimizi
birlikte inşaa etmemiz yeterli…Hiç bir kimsenin,toplumun,dinin ve devletin, yaşamlarımız ve
bedenlerimiz üzerinde hak iddaa etmeye hakkı yoktur. Bunu unutmayalım lütfen.
Yaşamlarımızın başından sonuna kadar,her şeye değdiğini düşündüğünüz bir hayat
yaşamanız dileğiyle. Sevgiyle kalın sağlıcakla kalın..

Yazarın Diğer Yazıları