Gündem elbet yoğun, her konuya değinmek zor. Bende hepsine olmasa da dikkatimi çeken bir kaç konuya değinmek istedim.
Kültürümüzden mi, alışkanlıklarımızdan mı, yoksa tıkırında dönen tekerleğe çomak soktuğumuzdan mı bilinmez ama Türkiye'de zor olan bir eylemdir, hak arama…
Adam göz göre dandik mal kakalıyor, tutmaya niyeti olmadığı sözler veriyor, kağıtlar imzalıyor,söyleyince sanki sen sahte para ile ödeme yapmışsın gibi ofluyor pufluyor, sinirleniyor.
Kimisi kanunlarla sana verilmiş hakkı sana vermemek için direniyor, verince de aba altından sopa gösterip sana bunun hesabını sorarım diyor.
Hata kabul etmek, hak sahibine hakkını teslim etmek neden bu kadar zor?
İnsan kazıklamanın meziyet sayıldığı yerde içinden çıkılmaz bir hal alıyor hak aramak…
Üç beş köy kurnazı bir araya geldi mi onlardan hakkını insan gibi anlatarak almak o yüzden daha da zor... Vereceksin küsküyü onlara yoksa organize nitelikli dolandırıcı olarak karşınızda gürlerler…
Ali Koç…
"bireyin önemini ya da anlamını anladığımızı sanmıyorum.Köklü bir devrim yapmak için kişi kesinlikle evrensel ve kollektif açıdan düşünmekten vazgeçmelidir. Ali Koç şuan ülkem için bunun önemini ve gereğini yeniden hatırlatmıştır. Teşekkürler Ali Koç.."
Türk futbolunda tribün denildiğinde akla gelen ilk ve en özel isim Amigo Orhan’dır. Tribün kültürünü tüm Türkiye'ye yayan ve sevdiren ilk amigodur. Bu büyük ismin yarattığı coşkulu ve eğlenceli devrimi bir çoğunuz bilmez ya da ismi haykırılmadıkça hatırlamaz.
Uzun yıllar Eskişehirspor tribün liderliğini yapmış bir çok kimseyede bu işi sevdirmiş, tribün kültürünün kadın ve çocuklara kadar yayılmasına vesile olmuştur. Eskişehirspor maçlarında kadın ve çocuklar yoksa sessizlik olurdu. On binler onlar için susardı.
Eskişehirspor tribünlerinde ondan bayrağı alan Hakan Mantar, Murat Toz gibi birbirinden değerli isimler yetiştirmiştir. Belkide ben bu halkanın en zayıfı olarak yer aldığım tribün liderliğinde onurla iki yıl geçirdim.Amigo Orhan'ın çırağı olan eski bir tribün lideri olarak, Bizans takımlarını hiç sevmem.
Sebeplerine gelince,
Futbol herşeyden önce ticarettir. Deplasman otobüslerinin finansmanı, stat içi meşrubat ve yiyecek satışı, atkı,bere,forma gibi dükkan satışları, reklam ve kampanyalar ile şehrin tanıtımı, ve sponsor olan firmaların desteklenmesi ve tanıtılması gibi olağanüstü çaba, dikkat ve ciddiyet isteyen bir iştir.
Eskişehir firmaları olan Eti, Sarar, Arçelik, Cici, vb. Bir çok firma milyon dolarlar harcasa yaptıramayacağı reklamı tribünlere destek vererek çok daha azına yaptırabilir.
Rekabette buradan gelmektedir. O Yüzden tribün liderliği işin ehline verilmesi gerek bir iştir. Kulüp, taraftar, topçular, firmalar ve rakip kulüpler ile iyi ilişkiler geliştirmekle kalmayıp, hakkaniyetli bir kordinasyonuda sağlamak zorundadır. Yorucu ve yıpratıcı bir iştir.
Futbol ticaretten sonra siyasettir. O şehrin ideolojik görüşünün birebir sahaya yansımasıdır. İnkar edilemeyecek şekilde o kentin aynasıdır. İmaj ve marka unsurudur.
Futbol en son spordur.
O yüzden Ali Koç'a teşekkür etmek isterim. Gerçek bir devrimci...
Fenerbahçe'ye ilgi ve alakamın ardında sadece ve sadece Aziz Yıldırım ile başlayan, Ali Koç ile devam eden dik duruşu, ata'ya, onun değerlerine , olan bağlılıkları var. Fenerbahçe bu ülkenin gerçek yüzüdür. Bu yüzden tüm kalbimle bu kulübümüzü tebrik ederim.
Tüccar için vazgeçilmesi en zor şey parasıdır. Bir âlim için kitapları, bir asker için silahları...
Ali Koç' a ve temsil ettiği değerlere bağlılığı için yeniden canı gönülden teşekkür ederi.
Yalancı siyasetçilere, yozlaşmış politikacılara, şakşakçı medyaya, milletin değil iktidarın memuru olan görevlilere, yobaz solculara, faşist sağcılara, din tüccarlarına rağmen onurlu ve dik yürüyüşünü yeniden saygı ile selamlıyorum.
Sessiz devrime de tam destek veriyorum. Amigo Orhan'dan sonra ilk kez bir insana iyi ki varsın demek istiyorum.
İyi ki varsın Ali Koç…
Savaş…
Vladimir Putin :ABD, Ab, İsrail ve uşaklarının yaptıklarını terörizm olarak görmüyorsanız, benim yaptıklarım sadece şakadır.
Zanlıları Rus halkının bütçesi ile beslemeyeceğiz. Acı çekerek yaşamları son bulacak..
Keşke bizde ki teröristlere de aynısını yapabilsek...
Boş safsatalarla kendilerine tarih devşirmeye çalışan Ukraynalıların benim nazarımda PKK sempatizanı teröristlerden farkı yoktur. Tıpkı Hamas gibi…
Batı kışkırtması ile tarihi Türk tarihine denk düşen Ruslar 'dan toprak aşırma derdinde olan palyaço zelenski, filistin’den toprak aşırmaya çalışan Netanyahu da batı kışkırtması ile neler yapmaktadır. Allah'tan Ukrayna'nın gücü Ruslara yetmiyorda benzer bir insanlık dramı görmüyoruz..
Boş kibirleri ile mazlumu oynayan bu insanlar, kendilerine yardım eli uzatmış milletlerle dalga geçecek kadar alçaktırlar. Nitekim kibir ve böbürlenerek köylülüklerini perdelemeye çalışan bu tipler aslında acınası zavallılardır. Batı sadizmi elbet bir gün son bulacaktır. O güne kadar allah dünya insanlarının yar ve yardımcısı olsun.. Sağlıcakla kalın, sevgiyle kalın… keyifli haftalar dilerim…