Afi Can

Duygusal parazitler ve asalak kimseler

Afi Can

  • 491

“Bunlar, insanların “kolaylıklar sağlayan arkadaşlıklar” olarak adlandırdığı kişilerdir. Zira, kişisel çıkarları tarafından evlat edinilmiş bir adam, ancak yararına olduğu sürece memnun olacaktır. Bu nedenle başarılı zamanlarda insanları çevreleyen bir arkadaş kalabalığı vardır. Ancak harabelerin etrafında bir çöl vardır ve sahte arkadaşlıklar teste tabi tutulduklarında çevrenizden dağılır giderler bir çırpıda…”
   Seneca

 İşin püf noktası yalnızca sizi yücelten, varlığıyla en iyinizi ortaya çıkaran insanlarla arkadaşlık etmektir. Sahte ilişkileri tespit etmek zor olabilir. Tıpkı insan etkileşiminin
uçsuz bucaksız çölünde serabı vahadan ayırt etmenin zor olması gibi…

 Samimiyet ve kişisel çıkar maskerinin ustalıkla takıldığı buluşmalar ve uyumsuzluklarla dolu bir dünyada bize gerçekten değer verenleri keşfetmek sadece sezgi değil aynı
zamanda keskin bir göz gerektiren bir sanattır. 

Bazen başkalarının iyiliğine ve iyi niyetine çok fazla inanırız. Oysa gerçekte olan sadece kullanılıyor olmamızdır. Tıpkı faydalı bitkilerin besinlerini emerek onları güçsüz düşüren
yabani otlar misali hayatımızdaki gerçek müttefikleri tanımayı öğrenmeliyiz.

Bununla birlikte duygusal parazit olanları da tanımalıyız bu yazı da  zoraki gülümsemelerin ve boş vaatlerin ardındaki gizli niyetleri ortaya çıkaran ince işaretlerden ve daha az belirgin olan kalıplardan bahsedeceğiz. 

Duygusal parazit olan ve sizi kullanan asalakları nasıl tanırız..

1-Verilen sözleri yerine getirmezler… 

Vaadler, kelimelerin aktör,eylemlerin ise ihmal edilmiş senaryo olduğu bir tiyatro  gösterisine benzetilebilir. Bu kişiler ikna sanatında ustalaşmış kimselerdir. Sözde bağlılık ve desteğin canlı resimlerini çizmişlerdir ancak sözleri genellikle eylemin özünden yoksundur. Bir ressam edasıyla beklentiler yaratırlar. Ancak bu boyalı hayalleri gerçeğe dönüştürme zamanı geldiğinde bocalarlar ve güvencelerinin boşluğunu ortaya çıkarırlar. Bu tür ilişkilerde bir kalıp ortaya çıkar.
Desteklerine en çok ihtiyaç duyulduğunda, verdikleri sözlerin yerine getirilmesi gerektiğinde bu kişiler genellikle ortadan kaybolurlar.
Hüsran ve hayal kırıklığı ile dolu bir boşluk bırakarak. İhtiyaç anında bu yokluk sadece bir güven ihlali değildir. Aynı zamanda gerçek motivasyonlarının da açık bir göstergesidir. Verdikleri sözler karşılık verme niyeti olmaksızın değer,
güven veya destek elde etmek için tasarlanmış manipülasyon araçlarıdır. Bu nedenle verilen sözlerin yerine getirilmemesi bir tür turnusol kağıdı haline gelir.
(bilmeyenler için burada kullandığım turnusol kağıdı benzetmesi farklı gösterilen durum ve niyetlerin gerçek durumunu anlamaya yarayan ölçüt anlamındadır.) İlişkilere karşılıklı saygı ve desteğin olduğu iki yönlü bir yol olarak değer verenler ile ilişkileri yalnızca kişisel kazanç için bir yol olarak görenler arasında ayrım yapmamızı sağlarlar.  Bunu deneyimlemek kişiyi zor durumda bıraksa da acı olduğu kadar da değerli bir ders verir. Verilen tüm sözler
dürüstlük ve doğruluk temeli üzerine inşa edilmez. Dolayısıyla verilen sözlerin yerine getirilmemesi başkalarını kullanmak isteyebilecek kişileri anlamak ve tespit etmek için gözlemlenmesi gereken kritik bir davranıştır. 

2- Sürekli sizinle rekabet halindedirler…

Her hamlenin sadece kendi pozisyonunu ilerletmek için değil aynı
zamanda rakibi sistematik olarak zayıflatmak için de hesaplandığı bir satranç oyunu hayal edin, benzer şekilde sizi sadece kullanmak isteyen bir kişi ilişkinizi genellikle stratejik bir oyun olarak ele alacaktır Başarılarınızın kararlarınızın ve hatta zorluklarınızın her biri onların bakış açısında üstünlük sağlamak için birer fırsat haline gelir. İster mesleki veya kişisel başarılarınızı gölgelemek, ister kararlarınızı inceden inceye baltalamak olsun, onların bu eylemleri kendi kendilerine empoze ettikleri rekabette önde olma ihtiyacından kaynaklanır.

Bu sürekli rekabet çeşitli şekillerde kendini gösterir. Profesyonel bir ortamda
sizi gölgede bırakmaya çalışabilir veya sizin fikirleriniz üzerinden övgü
alabilirler. Kişisel ilişkilerde deneyimlerinizi veya başarılarınızı küçümseyebilirler. Genellikle daha önemli görünmek için sıradan sohbetlerde dahi kendi deneyimlerini kutsarken sizinkileri  küçümserler. Kendileri daha zeki,daha başarılı göstermeye çalıştıklarına dair hissedilir bir eğilimleri
vardır. Bu davranışın kökeninde derinlerde yatan güvensizlik ve kendi
değerlerinin başkalarınınkinden üstün olmakla ölçüldüğü çarpık bir özdeğer algısı yatmaktadır.

Bu bakış açısı her etkileşimi onların kazanması için sizin kaybetmeniz gereken
sıfır toplamlı bir oyuna dönüştürür. Bu karşılıklı gelişimin üstün gelme ve
gölgede bırakma arzusu tarafından değersizleştirildiği bir zihniyettir. Sürekli rekabet içinde olan biriyle ilişki kurmak duygusal olarak yorucu olabilir. Gerçek işbirliği veya
desteğin yerini rekabetin aldığı sürekli bir gerilim ortamı yaratır. Başarılarınız
kutlanmaz aksine onların hakimiyetine meydan okuma olarak görülür.
Mücadelelerin empatiyle karşılanmaz aksine onların üstünlük kazanması için
fırsat olarak görülür. Bu örüntüyü tanımlamak ve anlamak sınırların belirlenmesine ve
mümkünse ilişkinin daha sağlıklı ve işbirliğine dayalı bir dinamiğe göre yeniden ayarlanmasına yardımcı olur.

Herhangi bir yapıcı ilişkinin temelinin amansız bir üstünlük yarışı değil
Karşılıklı saygı ve destek olduğunu kabul etmeyi içerir. 

Küçümseme, inkar gibi belirgin olan özelliklerini önümüzdeki yazıda devam edeceğiz. 
Tüm dünyaya huzurlu,musmutlu bir yıl dilerim. Hayatınızda ki parazitlerden kurtulmanız dileğiyle, sağlıcakla kalın, sevgiyle kalın...

Yazarın Diğer Yazıları