1.Bölüm 1. Kısım
Kediler isimlerini bilmez onlar sizin onları nasıl gördüğünüzle ya da nasıl isimlendirdiğinizle ilgilenmezler,net hayvanlardır. Bu tek taraflı samimi dostluk birçok bakımdan diğer samimiyetsiz dostluklardan daha faydalıdır.
Merhaba ben kedi, namı değer "Arif abi." Karşı koltukta oturan ve az sonra ruhunu teslim edecekmiş gibi ağır ve içten iniltiler çıkaran insan,namı değer Feridun..
İkimiz hakkında konuşacağız bugün. Sizlerinde eşlik etmesi, bu canlılar tragedyasını daha hoş kılacaktır…
Bu arada bir konuya değinmeden geçmek istemem. Bir de hayatımıza sonradan dahil olan Şaziye var. Ama o bugünün konusu değil,vakitsiz bahsedip canınızı gereğinden önce sıkmak istemem. Ama bilin lütfen sevgili okur, bir de Şaziye var.
Basit ve sıradan bir hayat benimkisi birçoğumuz gibi…
Aç kalmadım ama açlığın kıyılarında çokça dolanmışlığım var.
Zengin değilim, ihtiyaç duymadığım şeyleri satın alabilecek kadar varlıklı da olmadım. Ama parasız da kalmadım.
Genç bir hanıma gelecek vaad edebilecek kadar kazanç sağlayan işlerde çalışmadım. Bu güzel hanımefendiye ayırabilecek yeterli zamanı geriye bırakan bir işte de çalışmadım. Bu yüzden hiç aşık olmadım. Olmayacak hülyalara yelken açmaya niyetlenmedim bile. Aptal değilim.
Aşk aptalların işidir demek istiyorum.
Aşık olan kimsenin gözlerinde fer daha parlak olur. Ayakları teması kaybedebilir yeryüzü ile…
Yalancı şahitlik yaptım. Yalan söyledim. Ortak iş yaptığım insanlardan daha fazla kazanç elde etmek için ayak oyunları yaptım. Borç para sattım. Aldattım. Kandırdım. Bir ömür boyu ustalıkla sakladığım ayıp hatta alçaklık olan zinalar yaptım. Aşağılık pazarlıkların içinde bulundum. Kimisine dahil oldum. Kimini İse sadece seyrettim. Laf taşıdım. Alakalı alakasız tüm bildiklerimi yol üstünde karşılaştıklarımın kulaklarına boşalttım. Eğlenmek için uyuşturucu içtim. Alkol hayatımın büyük bir parçasını oluşturuyordu. Kadınların sevişmek için duymak istedikleri yalanları aynı niyetle bir çırpıda, kulaklarına fısıldadım. Bunda da hünerlerimi çeşitlendirebilecek kadar ustalık kazandım.. Beyazından,siyahına, çekik gözlüsünden, sarışına, anne olanından, dul kalanına, açığından kapalısına her bir kadını ayrı ayrı ele alarak, kazandığım hünerleri aktarma ihtiyacı da hissettim. O yüzden çırak bile yetiştirdim. Tüm bunları diğerlerinden ayrı sebeplere dayandırarak yaptım. Benim umursamazlığım sığ bir kavrayışın olağan ürünü değildi.
Çevremdeki çoğu şeye pek olumlu olmayan kayıtsızlığımın nedeni, ilgi gösteremeyeceğim kadar değersiz oluşlarıydı.
Maddi bakımdan güçlenmek gibi bir niyetim hatırlayabildiğim kadarı ile olmadı, belki bazı özel anlarda maddi yoksunluğumun karakterimi zedelediğini düşündüğüm durumlarda bir saman alevi gelmiş ve benliğime nüfus edemeden aciz zihnimi terketmiştir. Bilemiyorum.
Ama emellerim arasında kesinlikle ön sıralarda olmadığını söyleyebilirim.
Peki bu kadar kötülüğe bulanmamın sebebi neydi. Yoksa özünde kötü bir kedi olmamdan mı ileri geliyordu. Bunu hiçbir zaman bilemeyiz. Ama ben neden kötü huyları olan bir kedi olduğumu izah edeyim size…
yaşadığımız sistem içerisinde karşılaştığı haksızlıklara gıkını çıkaramayanların, gıkını çıkarıp da kolaylıkla susturulanların, koyun sürüsünde otlayanların, salon aktivistlerinin, sistemden bunalıp zihinsel mastürbasyona ihtiyaç duyanların, suya sabuna dokunmayıp sığınacak bir liman arayanların...
dili, sesi olabilmek karakterimin vazgeçilmez en kıymetli parçasıdır. Dedim ya ben Arif , kedi Arif, namı değer "Arif abi"…
Dağınıklığı seven, umursamadan sona giden, okumaktan, sorgulamaktan keyif alan herkese maceralarımı dinlemesini ve bir kedi dünyasında var olabilmenin ne demek olduğunu göstermek isterim.
Parasal bakımdan zengin olanların yoksunluk yaşadığı diğer konuları ele alınca bende pek züğürt sayılmam.
Artık tanıştığımıza göre hususi meselelerimi sizlere açarak samimi bir dostluğun kapısını aralama isterim. Umarım sizlerde eşlik edersiniz.
İlk maceramız insan kişisi, namı değer "Feridun" ile haftaya olacak…
Keyifli haftalar dilerim. Sağlıcakla kalın, sevgiyle kalın….