Şoför Esnafıyla Halk Nabzını Tutmak
Prof. Dr. Nihat Aycan
- 1718
Prof. Dr. Nihat Aycan, MSKÜ Eğitim Fakültesi Emekli Öğretim Üyesi
Yaz mevsimi sıcağıyla birlikte birden bire geldi. Şu anda bile sıcaklar öyle böyle değil, bu yetmezmiş gibi birde konunun uzmanları, sıcaklar daha da artacak demez mi? Bu durumda herkes ama hemen hemen herkes sıcağın olumsuz etkisini en aza indirmeyi serinleyerek gidermek için ya yaylaları ya da deniz kenarını tercih ediyor. Ben de ailemle birlikte deniz kenarını tercih edenlerdenim. Tercih ettiğim deniz kenarı, İzmir’e çok yakın olmasından dolayı İzmirlilerden orta ve orta altı gelir grubunun en çok akın akın geldiği, hatta Suriye ağırlıklı göçmenlerin esnaflığı da kendilerinin üstlenip mahalle içinde ayrı bir birim şeklinde tamamen kendi kültürlerini yaşadığı bir semt oluşturduğu deniz kenarı Menderes ilçesinin Gümüldür mahallesidir. Kendine özgü satsuma mandalinası ile anılan Gümüldür, yerli ve yabancılara, birer beş ve dört yıldızlı otel dışında butik otel, motel ve daha çok apart tarzı evlerle mahalleye gelen misafirlere hizmet sunan tam bir turizm beldesidir. Bugün Gümüldür’ deki esnafla gündelik hayat hakkında sohbet ederken, sohbete Gümüldür Taksi’ den Mustafa bey de katıldı. Esnaflar turizm mevsimi de olsa işlerin yeterli olmadığından yakınırken, Mustafa bey kendi işinin yani kazancının çok iyi olduğunu söyledi. Herkes şaşkınlık içinde nasıl olur, madem kazancım iyi diyorsun; seni memnun edecek kadar iyiyi, söyle biz de bilelim! dediler. Hatta konuşmadaki bir esnaf birden bildim, yabancı turistlerden, Ruslardan kazanıyorsun dedi. Mustafa Bey yabancı turistlerden değil, hatta Ruslardan hiç değil, ne varsa yine bizde var. Bizim insanımızdan, Almacılar’dan dedi. Almancı sözcüğü Türk literatürüne ilk kez 1960 sonrası, Almanya’ya işçi olarak gidenler için kullanılmış; sonra Avrupa’nın hangi ülkesine gidilirse gidilsin Almancı sözcüğü kullanılmaya başlanmıştır. Öyle ki Yurtdışı işçi olayını inceleyen İbrahim Yasa, Korkut Tuna başta olmak üzere birçok akademisyen de bilime önce Alamancı, sonra Almancı sözcüğünü kazandırmışlardır. Kısa açıklamadan sonra sohbete kaldığımız yerden devam edersek, esnaflar Nasıl yani diye sorduklarında, Mustafa bey, Türk vatandaşıyken yurtdışına çalışmaya giden işçilerden tatil için Gümüldür’e gelenlerin, taksi çağırmasıyla dedi. İlaveten kendi deyimiyle “tuvalete bile neredeyse taksiyle gittiklerini”, yani her yere taksi ile gittiklerini, bir kez çağırmalarının altı ya da yedi bin lira tuttuğunu, günde ortalama üç, dört kez taksi çağırdıklarını, bu kazancın da kendisi için çok iyi olduğunu söyledi. Önce herkes şaşırıp iyi yağlı kapı bulmuşsun dese de az sonra alman işçilerin Euro kazandıkları, Euro’nun Türk Lirası karşısındaki değerini düşününce herkes Taksi Şoförü Mustafa’ya hak verdi ve durumu kavradı. Ama konuşma konusu da hemen siyasete döndü. Yurtdışındaki Türklerin neden mevcut yönetimin devamını istedikleri tartışması başladı. Tartışma sohbet havasından çıkıp ateşli, heyecanlı bir o kadar, daha çok da duygusal şekilde bir konuşmaya
evrilmesi üzerine; ben de evde misafirlerim var diyerek Gümüldür’lü hemşerilerimden izin isteyip ayrıldım.