Yargıtay Üyesi Aydıner, 'Yargı önünde hesaplaşacağız'
FETÖ terör örgütü tarafından kendisine kurulan tezgâhları hakkında açıklamada bulunan Yargıtay Üyesi Ömer Faruk Aydıner kendisi hakkında kurulan kumpas, şahsına atılan iftiraların yargı tarafından boşa çıkartıldığını söyledi. Aydıner, hukuki mücadelesini sürdüreceğini belirtti.
Yargıtay Üyesi Ömer Faruk Aydıner, 15 Temmuz hain darbe girişimine karşı en ön saflarda mücadele ederken, FETÖ terör örgütüne karşı darbe gecesi cuntacıların yakalanması için ilk müzekkereyi de hazırlamıştı. Yargıtay Üyesi Aydıner, ev satın almak isterken üç kez mağdur edildiğini dile getirdi. Aydıner’in hem dairesi üçüncü kişilere satıldı hem de parasını ancak 1 yıl sonra geri alabildiği öğrenildi. Haklarını ararken ‘irtikap’, ‘yağma’ ve onlarca iftira ile karşı karşıya kaldığını vurgulayan Aydıner; tüm bu yapılanların FETÖ kumpası olduğunu kaydetti.
Yargıtay Üyesi Ömer Faruk Aydıner, daire almak için muhatap olduğu Arzu Kayaoğulları’nın kendisine ‘iftira’, ‘yağma’ gibi yüz kızartıcı ve tamamen yalan iddialarına maruz kaldığını belirtti. Aydıner, yapılanlar için ‘FETÖ taktiği ile itibar suikastı’ olduğunu aktardı. Aydıner, kendisine kurulan komplonun ayrıntıları ile ilgili olarak, “Marmaris’te inşaat işleri ile uğraşan iş kadını Arzu Kayaoğulları tarafından, vekili Avukat Suna Öztaşdöndüren vasıtasıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na 2019 yılı Aralık ayında şikâyet dilekçesinde; şahsım, suç işlemek için örgüt kurma, irtikap, görevi kötüye kullanma, tehdit, hakaret, tefecilik, cebir, şiddetle hürriyetten yoksun kılma, suçu bildirmeme, nitelikli dolandırıcılık ve gasp (yağma) ithamlarıyla suçlanmıştır. Şahsıma karşı itibar suikastı yapılmıştır” ifadelerini kullandı.
Yargıtay Üyesi Ömer Faruk Aydıner, kendisine yapılan suçlamanın hemen ardından 6 Aralık 2019 tarihinde adam öldürme suçu haricinde neredeyse tüm ağır cezayı gerektiren suçlamaların yer aldığı dilekçedeki iddiaların birçok FETÖ terör örgütü yayın organlarında yer aldığını bildirdi. Aydıner, “Yargıtay üyesi ve MİT mensubu hakkında çete kurma, irtikap suçundan soruşturma, 15 Temmuz sahte kahramanlarına bir yenisi daha eklendi, Tankları yola çıkmadan gören Savcı tutulama müzekkeresi yazdı, 17-25 Aralık yolsuzluk soruşturmalarını yapan sözde Savcı reisine özenmiş olacak ki devlet gücü ile bir vatandaşın malına çöktü. Yargıtay üyesi ve MİT mensubu hakkında çete kurmaktan soruşturma şeklindeki başlıklar atılmış, ‘çete kurma, irtikap, tehdit’ suçları ön plana çıkartılarak şahsıma karşı itibar suikastı yapılmıştır” dedi.
İDDİALARIN ASILSIZ OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI
Kendisi hakkında yapılan ve tamamen iftiralarla dolu suçlamalar hakkında Yargıtay Başkanlığı tarafından işlem yapılmasına yer olmadığına dair karar verildiğini hatırlatan Ömer Faruk Aydıner, iddiaya konu suçlamaların asılsız ve yalan olduğunu, Yargıtay Başkanlığı’nın kararı ile kesin olarak ortaya konulduğunu dile getirdi. Bu karara rağmen şahsının tekrar basın yoluyla linç edilmek istendiğini ifade eden Aydıner açıklamasında aynı yayın organlarının aşağıdaki başlıklarla linç sürdürdüğünü kaydetti. Aydıner, Yargıtay dosyayı kapattı, Yargıtay üyesi hakkında kerhen açılan çete kurmak suçlaması da rafa kalktı, 15 Temmuz kahramanı denilen Yargıtay üyesi hakkında soruşturma kapatıldı, İstihbarat, yargı, mafya, karanlık ilişkilere zırh mı? 15 Temmuz kahramanlığından çete kurmaya ve dolandırıcılığa uzanan yol şeklinde haberler yapıldı. Çoğunluğu terör örgütü yayın organları ile yapılan haberler, 17-25 Aralık 2013 ve 15 Temmuz 2016 darbe girişimlerine karşı yapmış olduğum mücadeleye ilişkin düşmanca ve intikam alma hırsı ile yapılmıştır” ifadelerini kullandı.
HAKKIMDA İDDİANAME OLDUĞU İLERİ SÜRÜLDÜ
Yargıtay Üyesi Ömer Faruk Aydıner, iş kadını Arzu Kayaoğulları ve vekiline ait iddialarla ilgili olarak, “Hakkımda iddianame ya da verilen bir hüküm varmış gibi yayın organlarınca haber yapılmıştır. Çoğunluğu FETÖ medyası tarafından atılan başlıklar salt bir iddiacının iddiasından öte adeta infaz kastı ile yapılmıştır. İddiaya konu olay; şüpheliler tarafından medyaya ve hakkımda yapılan şikayet dilekçe ekine sunulan Whatsapp yazışmalarından da anlaşılacağı üzere, tamamen daire alım satımına ilişkindir. İddiacı Marmaris Yapı Ltd. Şti. sahibi Arzu Kayaoğulları tarafından şahsım mağdur edilmiş, satmış olduğu dairenin parası yaklaşık 1 yıl sonra tarafıma ödenmiştir. Tarafımca kendisine alacağım kalmamıştır şeklinde belge verilmiştir. Hiç kimse zorla ya da illegal olarak elde ettiği bir para karşılığında belge vermez. Şüpheli Arzu ile müteveffa Nizamedin Kahramanoğlu ve Mehmet Ali Bal arasında şirket hisselerin devri hususunda, anlaşmalar mevcuttur. Taraflar arasında 2019 yılında hukuki ihtilaf çıkmıştır. Şüpheli Arzu hakkında müteveffa Nizamedin Kahramanoğlu ve Mehmet Ali Bal tarafından icra takibi başlatılmış ve Arzu Kayaoğulları aleyhine İzmir ve Marmariste hukuk açılmıştır. Arzu ve vekili, bir kısım FETÖ terör örgütü yayın organlarını kullanarak haklarında açılan davaları lehlerine sonuçlandırmak istemişlerdir. Hakkımda ikinci kez haber yaptırılan tarih 18.02.2021’dir. İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde Mehmet Ali Bal ile şüpheli arasında görülen davanın duruşma gününe denk getirilmiştir. 18.02.2021 tarihli gazete kupürü dosyaya sunularak mahkemece davalı oldukları dosyadan aleyhlerine verilebilecek bir kararın önüne geçmek istemişlerdir” diye konuştu.
ŞEREF VE ONURUM AYAKLAR ALTINA ALINDI
İstihbaratçı denilen Mehmet Ali Bal’ın kamuoyunda dikkat çekme, algı oluşturma maksadıyla bu ibare kullanılmak suretiyle FETÖ ile mücadelenin simge kurumlarından ve devletin istihbarat kurumunun yıpratılmaya çalışıldığına dikkat çeken Ömer Faruk Aydıner, açıklamalarının devamında, “Av. Suna Öztaşdönderen 2021 yılı Şubat ayı içerisinde çete kurma, çete, gasp vb. suçlar ile suçladığı Mehmet Ali BAL, müteveffa Nizamettin Kahramanoğlu’nun avukatı Av. Fatih Turhan ile İstanbul Yenibosna’da bulunan Avukat Fatih’in ofisinde uzlaşma maksatlı bir araya gelmiştir. İstediği şartlarda uzlaşma sağlayamayınca bu görüşmeden on gün sonra 18.02.2021 tarihinde şahsımı hedef alan haberler tekrar yaptırılmıştır. Av. Suna Öztaşdönderen tarafından verilen dilekçede ise şahsım, akıl almaz suçlamalarla ile itham edilmiştir. Av. Suna Öztaşdönderen’in delil olarak dilekçeye eklediği Whatsapp yazışmalarından ortada rızaya dayalı alım satım olduğunu apaçık belli olmasına rağmen adeta TCK’yı önüne alıp ne kadar suç varsa suç kısmına yazarak şahsımı hedef almıştır. Av. Suna Öztaşdönderen, soyut ve itham edici suçları dilekçeye yazmakla kalmayıp aynı gün, avukatlık mesleğinden önce medya muhabirliği yapıyor olması avantajını da kullanarak çoğunluğu FETÖ sitesi ve Twitter adresi olmak üzere yüzlerce siteye servis yaparak özellikle çete ve irtikap suçlarını ön plana çıkararak şeref ve onurumu ayaklar altına almıştır” şeklinde konuştu.
TERÖR ÖRGÜTÜ SORUŞTURMALARINI YÜRÜTTÜM
Yargı makamlarına başvuran Aydıner sözlerini şöyle tamamladı:
“Çatalca Başsavcılığı, Bakırköy Başsavcı Vekilliği, Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığı, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı görevlerinde bulunmuş olup halen Yargıtay üyesi olarak görev yapmaktayım. Ayrıca yaklaşık 10 bin kişinin üye olduğu FETÖ terör örgütüyle mücadelede simgeleşen Yargıda Birlik Derneği’nin de başkanlığını yürütmekteyim. Meslek hayatımın büyük bir bölümünde; PKK, DHCKPC, DEAŞ, FETÖ ve benzeri terör örgütlerinin soruşturmasını yaptım, 17-25 Aralık hükümeti devirmeye yönelik kumpas dosyalarına ilişkin soruşturma, Selam Tevhid kumpas dosyası soruşturması, İstanbul Atatürk Havalimanı saldırısı, 15 Temmuz Darbe Soruşturması bunlardan sadece bazılarıdır. 15 Temmuz 2016 tarihinde FETÖ terör örgütü tarafından yapılan darbe girişiminde gözaltı kararını yazan ilk Cumhuriyet Savcısı olarak FETÖ terör örgütüne karşı en amansız mücadeleyi verdim. Yapılan haberlerde; FETÖ terör örgütüne karşı yapmış olduğum mücadele özellikle 15 Temmuz 2016 tarihinde darbeci FETÖ teröristlerinin yakalanması için yazdığım gözaltı talimatı, FETÖ’cü teröristler hakkında yaptığım soruşturmalar alaycı bir dil ile küçültülmüş, 15 Temmuz darbesi kurgu olarak nitelendirilmiştir. Bu iftiraları atanlar ile yargı önünde hesaplaşacağım.”