VEKİL ENGİNYURT, FETHİYE PROGRAMINDA KONUŞTU
Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt, Fethiye programında Seda Köktener ve Arzu Sipahi'nin sorularını yanıtladı. Seda Köktener Ve Arzu Sipahi'nin hazırlayıp sunduğu Fethiye Programının özel röportajı konuğu Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt oldu. Programda konuşan Enginyurt, ekonomi başta olmak üzere birçok konu hakkında açıklamalarda bulundu.
“TÜM FETHİYE’YE SEVGİLER VE SAYGILARIMI İLETİYORUM”
Fethiye halkına selamlar ileterek konuşmasına başlayan Milletvekili Enginyurt, “Fethiye’de güzel bir günde birlikteyiz. Tüm Fethiye’ye sevgiler ve saygılarımı iletiyorum. Demokrat parti olarak biz, Afyonkarahisar milletvekili ve Ordu milletvekili olarak iki milletvekiliyiz. Haliyle bütün Türkiye’yi karış karış geziyoruz. Kendi ilimiz dışındakilere de fırsat buldukça gidiyoruz. 6 Mart 2022 yılında yaptığımız kongreyle, Demokrat Parti genç bayanlardan oluşan bir yönetim oluşturarak, arkadaşlarımızın da katkılarıyla beraber İl Teşkilatlarımızın, İlçe Teşkilatlarımızın büyük bir heyecan ve coşku yaşamasıyla demokratlar yeniden, 7 Ocak 1946 yılındaki “Yeter, söz milletindir!” ruhuna yeniden kavuştu. Demokratlar kırat sevdasıyla tekrar buluştu. Demokratlar özüne dönmeye başladı. Demokrat Parti, demokrasi demek. Özgürlük demek. Hukuk demek, adalet demek. Demokrat Parti, çiftçi demek, esnaf, köylü demek. Bizde sayın genel başkanımızla birlikte, son bir hafta içerisinde 10 bin km yaptık. Afyonkarahisar, Dinar, Antalya Manavgat, Burdur, Bucak, Aydın İzmir, bugünde Fethiye’deyiz. Kısmet olursa buradan çıkacağız ve Bursa’dayız. Bursa’dan sonra Balıkesir’deyiz. Bu ay kongreler vesilesiyle daha yoğunuz. Mitingler vesilesiyle de bütün Anadolu’ya gezilerimiz devam ediyor. Yolumuza hızlı bir şekilde devam ediyoruz” dedi.
“ÇÖZÜM ÜRETECEĞİZ”
Genel seçimler hakkında konuşan Enginyurt, “ Altıyı masayı genel seçimlerde milletin sorunlara çözüm üretir biçimde göreceğiz. İki gün önce anayasa değişikliğiyle ilgili 84 maddeyle Türk milletine refah, huzur, demokrasi, adalet ve hukuku getirme anlamında ve en önemlisi TBMM’sinde parlamenter sisteme dönüşle birlikte hesap veren bir masa olacak. TBMM’de Türkiye Parlamenter sisteme dönüşle birlikte hesap veren bir masa olacak. Millete hesap veren, milletin hesap sorduğu bir masa olacak. Ve halkın seçtiği milletvekillerinin bakan olmasıyla birlikte, bakanların halka hesap verdiği bir masa olacak. Altılı masa; Türkiye’nin ekonomik sorunları başta olmak üzere, dış sorunlarını da çözen bir masa olacak. Yani 85 milyonu kucaklayan bir masa olacak. Ötekileştirmeyecek, ayrıştırmayacak, bölmeyecek, parçalamayacak, Türkiye’ye sahip çıkan bir masa olacak” şeklinde konuştu. Altılı Masa için anket yaptırmaya gerek yok. Bütün Türkiye’yi geziyoruz, karış karış dolaşıyoruz. En ücra kasabalara, mahallelere varana kadar gidip, halkımızla birebir görüşüyoruz. Sadece biz değil Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan, Sayın Meral Akşener, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, Sayın Temel Karamollaoğlu ve bütün parti milletvekilleri, bütün partililer olarak bütün Anadolu’yu geziyor ve halkımız görüşlerini yakinen, not tutarak dinliyoruz. İnşallah onların bize söyledikleriyle, bize ulaştırdıklarıyla en doğru olanını gerçekleştireceğiz. Halkın bizden şu anda istediği en önemli talep, 6’lı Masa’yı dağıtmamamız. “Altılı Masa; milletin umudu oldu, milletin heyecanı oldu, millet burada büyük bir beklenti içerisinde. N’olur bu masayı dağıtarak hayallerimizi yıkmayın.” diyorlar. Dolayısıyla Altılı Masa, Cumhurbaşkanı adayından ziyade, bu masanın birlikteliğiyle millete vermiş olduğu umudu, heyecanı büyük bir coşkuyla seçime kadar götürmeli. Şimdiden sonra inşallah güzel günler gelecek. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Demokrat Parti olarak, aday kim olursa olsun; Gültekin Uysal olmuş gibi, Demokrat Parti adayı Cumhurbaşkanı adayı olmuş gibi yirmi dört saat çalışarak en güzel şekilde, masaya layık olacak şekilde bütün demokratları sahada çalıştırarak, 13. Cumhurbaşkanı adayının Millet Masası’ndan çıkması için gayret göstereceğiz. Halk tabiri ile “taşın altına elimizi koymayacağız, taşın altına gövdemizi koyacağız.” Derdimiz Vatan. Mustafa Kemal’in “Vatan mevzu bahisse, gerisi teferruattır.” Dediği gibi, şahsi emeller, şahsi çıkarlar peşinde değiliz. Milletvekili olmuşuz, olmamışız hiç önemli değil. 20 yıldır bu ülkede, Moğol istilasından sonra en büyük yağma hareketiyle soygun- vurgun-talan süzenini yapan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kravatlı çetelerine karşı bu ülkede yeniden hukuku temin edecek, özgürlüğü getirecek, demokrasiyi getirecek bir anlayışın hâkim olması için gayret göstereceğiz. Sarı saçlı, mavi gözlü, dev adam Mustafa Kemal Atatürk’e zalim ve kâfir diyenlerin bu ülkede kurmak istedikleri saltanat rejimini yıkarak yeniden laik ve demokrat Türkiye Cumhuriyeti’ni özgür, bağımsız ve demokrat devlet haline getirmek için gayret edeceğiz” ifadelerini kullandı.
“KENDİ HAZIRLADIĞI ANAYASAYA GÖRE DEĞERLENDİRELİM”
Konuşmasına devam eden Enginyurt, “1982 Anayasasına göre değil kendi hazırladığı anayasaya göre değerlendirelim. Yani 2017 kendi hazırladığı anayasaya göre üçüncü defa cumhurbaşkanı olamaz. Eğer “Ben birincisi seçildim, şimdi ikincisi olacağım” derse, “o zaman cumhurbaşkanlığı seçiminin adı niye 13. Cumhurbaşkanı oluyor?” diye sorarlar adama. Hem 13. Cumhurbaşkanını seçeceğim diyeceksiniz, hem de sonra diyeceksiniz ki “efendim, ben bu yasaya göre bir kere seçildim. Şimdi ikinciye hakkım var. Yok, öyle bir şey. 13. Cumhurbaşkanını seçtiğimize göre, demek ki sen ülkenin 11. Ve 12. Cumhurbaşkanısın. Artık ülkede 13. Cumhurbaşkanı seçilecek ve Tayyip Erdoğan’ın hazırladığı ucube anayasayla 13. Cumhurbaşkanı olma hakkı yoktur. Biz demokrat parti olarak, bu hakkın olmadığını bildiğimiz için sayın genel başkanımızla birlikte bu saatten sonra kasım ve aralıkta erken seçim yapmadıklarına, halkı duymadıklarına, halkın sesine itibar etmedikleri için diyoruz ki; “artık seçim zamanında yapılacak ve Recep Tayyip Erdoğan aday olamayacaktır” dedi.
“SEÇİM YAPMA HAYALİ OLDUĞU KONUŞULMAYA BAŞLANDI”
Enginyurt, “Bakıyorum şimdi bunu sosyal medyada da yazıyorlar. 14 Mayıs’ta Adalet ve Kalkınma Partisi’nin bir seçim yapma hayali olduğu konuşulmaya başlandı. 14 Mayıs, Demokrat Parti’nin 1950 yılında iktidara geldiği bir tarih. Dolayısıyla Demokrat Parti’yi yok farz eden, Demokrat Parti’nin hakkını gasp eden, 20 yıllık iktidarlığında Demokrat Parti’ye en büyük zulmü yapan Adalet ve Kalkınma Partisi Menderes ruhu üzerinden siyaset yapacağı için Sayın Gültekin Uysal da dedi ki; “14 Mayıs bizim için anlamlı bir tarihtir. Biz 14 Mayıs 1950 yılında demokrasiyi getirdik, hukuku getirdik, adaleti getirdik tek parti iktidarını getirdik. Sen de tek parti iktidarısın. Şimdi “14 Mayıs” dersen de bizim için hiçbir sorun yok. Buyur gel, er meydanı burası. 14 Mayıs’ta da senin tek parti iktidarına son vereceğiz.” anlamında söyledi. Erken seçimi 14 Mayıs’ta erken seçim istiyoruz demedi. 14 Mayıs’ı kendilerine uygun bir tarih olarak belirleyip; Menderes’i, Özal’ı kullanmak isteyen, işine geldiğinde onlara en ağır eleştiriyi yapan kendisi işine geldiğinde “Eski Türkiye” diyerek, işine geldiğinde “Yeni Türkiye” diyerek kendisine pay çıkartan Recep Tayyip Erdoğan’a bir mesajdı o. “Yüreğin yetiyorsa istediğin tarihte seçim yaparız. 14 Mayıs, demokratlar için kutlu bir gündür. 14 Mayıs, demokratlar için bir zafer günüdür, bir yürüyüş başlangıcıdır. Dolayısıyla o tarihte yapılırsa da biz hiçbir rahatsızlık duymayız” dedi. Demokrat Parti Genel Başkanı ve Afyon Milletvekili Gültekin Uysal ve Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt olarak artık seçimin kendi tarihinden önce hiçbir seçim tarihine onay vermeyeceğiz. Her ne kadar o gün üniversite imtihanına denk gelse dahi seçimler, üniversite imtihanından daha önemlidir, anayasal mecburiyettir. Dolayısıyla 18 Haziran 2023 tarihinde seçim yapılacaktır” ifadelerini kullandı.
“TÜİK BİR PİNOKYO”
Enginyurt, “Enflasyon rakamlarının doğru açıklanabilmesi için, kurumun adının doğru olması lazım. Türkiye İllüzyon Kurumu’ndan doğru bir sonuç beklemek, doğru bir rakam beklemek abeste iştigaldir. Ben her zaman söylüyorum. TÜİK bir Pinokyo. Yalancı bir Pinokyo vardı, küçüklüğümüzde hep okurduk, her yalan konuştuğunda burnu uzardı. Bunların burnu uzadı, artık arşı âleme ulaştı. Ama yine bunlar yalanlarına devam diyorlar. Dolayısıyla TÜİK’ den doğru bir rakam beklemiyoruz. Sokağın enflasyonuna bakalım.Bunların vicdanları olsa, bunların içlerinde zerre kadar merhamet olsa, bunlar “Müslümanız” diyerek gerçekten Müslüman ehli olsalar; kaşar peynirinin fiyatının, etin kilosunu geçtiğinin farkında olurlardı diyeceğim ama bunlar zaten kaşar peynirini, bir genel başkanın dediği gibi, teneke teneke aldıkları için, eti de danayı kesip paylaştıkları için halkın da böyle olduğunu zannediyorlar. Bundan dolayı sokaktan haberdar değiller. Biz Manavgat pazarındaydık geçen hafta. Bucak pazarındaydık 4 gün önce. Pazarcı dahi iflas ettiğini söylüyorsa, nasıl “bu memlekette işler iyi” denilebilir. Çay pazarındaydık, “Konya’dan kavun getirdim. Bir tane satamadım. Mazotuma mı yanayım, kendi emeğime mi yanayım?” dedi. Fethiye, domatesin cenneti. Domates fiyatları arttığında depolar basıldı, terörist ilan edildiler. Patates, soğan fiyatları arttığında çiftçi terörist ilan edildi. Ama gübre 15 bin liraya çıktı, ilaç 1,200 liraya çıktı, mazot 26 lira oldu, elektrik ve doğalgaz artık karşılanamaz hale geldi. Geçen hafta beraberdik, Fethiye pazarında sabah 6’da oraya gelen çiftçi, domatesi 1-1,5 liraya satıyorken markette 15-20 liraydı. Şimdi pazardaki esnaf da dertli, köylü de dertli, insanlarımız da dertli. Artık herkes ucuz ürün satan marketleri belirlemiş. Pirinci bir yerden daha ucuza alabilmek için, yağı daha ucuza alabilmek için gün içerisinde altı market dolaşan insanımız var. Süt 23 lira olmuş, yumurta 3 lira olmuş, ekmek 5 lira olmuş. Ama bunu görmeyen bir iktidar var. Saraydan bakıyor, diyor ki “Saray’dan bakıyor, sarayın bahçesinde 5,000 araba var, herkes zengin.” Sakarya’da helikopterden otobana bakıyor, araba sayısını çok görüyor “Ne güzel, ülke zengin” diyor. Kendi oğluna soruyor “Durum nasıl Bilal?”. “Gemiyi 54’e çıkarttık Efendim, durum iyi” cevabını alınca bütün çocukların durumu iyi zannediyor. Maaşlarının nasıl olduğunu yanındakilere soruyor. “İyi Efendim, geçiniyoruz” dediklerinde “Bu millet niye geçinemiyor?” diye soruyor. Yanındakilerin n kadar maaş aldığını sormuyor. Yanındaki kişinin beş maaş aldığından haberi olmayan bir Cumhurbaşkanı var. Bakanlarının, bakan yardımcılarının bile devletin diğer kurumlarından, yönetim kurulu adı altında 10 binlerce maaş aldığından haberi yok. Her çocuğu, kendi çocuğu Bilal Erdoğan gibi zannediyor. Diyor ki “Yurt dışına gitmek, iyi bir ev almak, iyi bir araba almak ve konserlere gitmek anlayışıyla iyi bir yaşam isteyenleri ayıplıyor ve kınıyorum.” Sayın Recep Tayyip Erdoğan, herkes Bilal Erdoğan gibi değil, herkesin gemicikleri yok, herkesin senin gibi on üç tane uçağı yok. Herkes senin gibi kahvaltıda manda yoğurdu, kestane balı yemiyor. Dolayısıyla Recep Tayyip Erdoğan, ülkenin çok iyi durumda olduğunu düşünüyor. Uyuşturucu bataklığı 15 yaşına düşmüş. Soruyorum şimdi, hangi memur bu saatten sonra Fethiye’ de yaşamak isteyecek? 10,000 liranın altında kira mı var? Keza Manavgat ve Bodrum’da da durum böyle. Bodrum’da bir devlet memuru 8,000 lira aylıkla işe başladığını, 12,000 liradan aşağı kiralık ev olmadığını söyledi. Fethiye’de garson nasıl bulacaklar? Bu yaz garson bulamazlar. Nerede bulacaklar garsonu? Aşçıyı nasıl getirecekler? Çalışan, Fethiye’ye nasıl yerleşecek? İşte bundan habersiz bir cumhurbaşkanı var. Pazardan habersiz bir cumhurbaşkanı var. Sokaktan habersiz bir cumhurbaşkanı var. Sadece günü kurtarıyor. Milletin karnı aç. “Biz TOGG araba yaptık.” Diyor. TOGG araba yaptın ama millet nasıl alacak bunu? Öyle bir ülke de yaşıyoruz ki, bebeğine bebek arabası alamayan vatandaş TOGG için Reis’ine teşekkür ediyor. Kendisinin dolmuşa binecek parası yok, “Var ol Reis, TOGG yaptın” diyor. TOGG’un değeri en aşağı 1,5 milyon lira. Nasıl alınacak? Halkı sadaka kültürüne alıştırmışlar. 850 lira dul yardımı yapıyorlar, işsizlik parası veriyorlar. Ne diyor Aile ve Sosyal Dayanışma Bakanı Derya Yanık? “27 milyon kişiye devlet yardım yapıyor” diyor. Demek ki 27 milyon kişiyi fakirleştirmişler. “Eski Türkiye’ de devlet 1,5 milyon kişiye yardım yapıyordu, biz 27 milyon kişiye yardım yapıyoruz.” Diyor. Ne yaptığını bilmeyen, halkı fakirleştirdiğinin farkında olmayan, artık dengeleri bozulmuş, hakikaten halkı ciddiye almayan bir iktidar var. Biz Demokrat Partililer olarak, Gültekin Uysal’la birlikte Fethiye’de olma sebebimizden birisi de budur. Milletimizi uyandırmak için sorunların çözüm yollarını anlatacağız. Biz diyoruz ki; “Çiftçiye KDV’yi %1 yapacağız. Bugün Dünya Şoförler Günü. Şoförlerin Günü’nü kutluyorum. Biz kamyoncuya, biz nakliye işi yapana, biz taksiciye; kırmızı mazot veren Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun söylediği gibi, biz akaryakıtı KDV’siz vereceğiz. “Nasıl yapacaksınız?” diyorlar. Çok basit. Yatlarda KDV %! Olduğu gibi, aynısını yapacağız. Yatların KDV’sini %18 yapacağız. Bunlar bize oy vermesinler” şeklinde konuştu.
“PIRLANTADA KDV YÜZDE 1”
Pırlanta da KDV yüzde 1 diyen Enginyurt, “Tüpçünün çocuğunun KDV oranını yüzde 1’den yüzde 18’e çıkartacağız. Çiftçiye vereceğiz. Pırlanta da KDV yüzde 1. Bunu da yüzde 18’e çıkartıp çiftçiye vereceğiz. İnşallah Türkiye güzel günleri yaşayacak. 6’lı masa dağılacak diye konuşuluyor ama dağılmaz. Bütün alanlarda yaşanan sorunları çözmek için önerilerle çıkan bir 6’lı masa var. Onun için söylüyorum. İnşallah Türkiye güzel günler görecek. Bunlar ne yaptığını bilmiyor. Çalışma Bakanı Türk-İş’in danışmanıydı. Vedat Bilgin. Staj yapan öğrencilerin stajları emeklilikten sayılmıyor. KYK borçlarının silindiklerini söylüyorlar. KYK borçları affedildi mi diye halka sormak lazım. Borcun aynısını geri istiyorlar. Belki bin lira düşüktür. Af demek faizin silinmesi demektir. Geçen hafta 7 tane askerimiz şehit oldu. Vatan savunmasının sözleşmesi olmaz. Kadro verileceği söylendi fakat yalan konuşuldu. Her şeyi bilerek yapan bir iktidar var. Partinin adı Adalet ve Kandırma Partisi. Dolayısıyla kandırmaya devam ediyorlar. Biz de milletimizi uyandırmaya devam edeceğiz” dedi.
“AÇLIK SINIRI 9200 LİRA”
Ekonomi hakkında değerlendirmelerde bulunan Enginyurt, “Açlık sınırı 9200 lira. Yoksulluk sınırı ise 19000 lira. Rakamlar ise her gün değişiyor. Markete gittiğimizde bile dün ve bugün olan ürün arasında fark olabiliyor. Asgari ücreti yüzde elli arttırdım diye gururlanan Recep Tayyip Erdoğan’a tavsiyem, Yörük sırtından kurban kesme Recep Tayyip Erdoğan. Asgari ücreti arttırana kadar çalışanların maaşlarını arttır da görelim. Asgari ücret her arttığında ücreti ödeyemeyen işveren işçi çıkartıyor. Esas olan asgari ücreti arttırırken vergiden de muaf tutmak gerekiyor. İşçiyi koruyorum adı altında işvereni soyuyorsun. Bir de vergi alarak ikinci defa işvereni soyuyorsun. Asgari ücretin ne olacağından ziyade vergi dışı bırakılması gerekir. Bu ortam da asgari ücret 10000 lira bile olsa üç ay sonra bu rakam da eriyecek. Bugün Muğla’nın hiçbir yerinde ev kiraları 6000 liranın altında değil. Fethiye’de asgari ücretli bir işçi, garson veya temizlikçi nerede oturacak ve geçimini sağlayacak. Alım gücü yükseltilip pahalılık durdurulmalı. İşyeri kirasını geçen elektrik faturaları var. Dolayısıyla yönetemeyen ve araştırmayan bir iktidar var. Asgari ücretlinin eşi ve çocuklarıyla kahvaltıya gitme hakkı yok mu? İnsanca yaşayıp tatile gitme hakkı yok mu? Kuru ekmekle de doyarız. Zaten bunu istiyorlar. İnsanca yaşama şartlarıyla yaşanmıyorsa bu yaşamak olmuyor. Çocuğuna istediği bir ayakkabıyı veya bir futbol topu alamıyorsa bu yaşamak mı oluyor? Saraydan bakarak ülkeden habersiz bir iktidar var. Bu iktidar gitmediği sürece sorun büyük. Birinin çantası 50 bin dolar ve elbisenin her rengine göre değiştiriyor. Sayın Cumhurbaşkanı’nın kolunda ki saatin değeri en az 300.000 Euro. Bir yüzük ile geldim. Bunun sonrası bilin ki hırsızlıktır fazlası olursa hesap sorun denmişti. Şuan ki servetinin dünya bile farkında değil. Böylesine kul hakkının yenildiği bir ortamda sadaka kültürüne alıştırılmış sağ ol reis diyen insanların biraz düşünmesi lazım. Suriyelilere çeyiz yardımı yapılıyor. Camiden bizden toplanılan paralar ile yardım yapılıyor da Hasan’a Emine’ye niye çeyiz yardımı yapılmıyor. Milletimiz bunun bile farkında değil. İnşallah birilerinin uyanmasına vesile oluruz” dedi.