UMUT OĞUZ'UN KAHKAHA 'MIKNATIS'I BÜYÜK ALKIŞ TOPLADI

Özer Olgun Kültür Merkezi’nde İzleyici karşısına çıkan Umut Oğuz, kendisi yazıp yönettiği, güncel olaylar ve aile anılarıyla ilgili komik güncel komedi derlemeleriyle izleyenlerden alkış toplamayı başardı. 1.5 saatlik kahkaha tufanı tiyatro sever Fethiyeliler tarafından ilgi ve beğeniyle izlendi.
Fethiye’yi çok beğendiğini söyleyen Oğuz, “Günümüz gerçekliğine uyarak, 6 kişilik bir oyunumuz var. 3 kişi de teknik ekipten, toplamda 9 kişiyiz. Maliyetler o kadar uçtu ki, bir yere turneye gideceğimiz zaman 20 defa hesap karışıyor. Tekrar yapılıyor, bir daha oluyor, zaman geliyor vesaire. Çok daraldı orada alan. Ben hep söylüyorum, dizi oyunculuğundan çok hoşlanmıyorum. Dizi setleri hayatlarımızı çok törpülüyor. Oynadığımız işler de artık eskisi gibi televizyonlarda izlenmiyor. Kendi potansiyelimde bir şey yapmalıyım diye, yıllar önce yola çıktım. Pandemi oldu, siyasi olaylar oldu vesaire hep ertelendi, öteledik. Şimdi hazır boşluk bulmuşken, tekrar başladım. Yurtiçi, yurtdışı geziyorum. Gittikçe daha güzel oluyor. “Mıknatıs” benim çocuğum gibi. Kendi şakalarım, kendi gözlemlerim, kendi talihsizliklerim. Geçmişteki travmalarımın bakış açısını değiştirip kahkahalarla anlattığım keyifli bir iş. Ben de eğleniyorum, seyirci de eğleniyor. O yüzden Mıknatıs ve diğerleri diye ayırıyorum işte. Ben bu mesleğe dair, kendimle ilgili bir şey öveceksem; Türkiye’nin en çok izlenen dizilerinde oynadım. İyi performanslar gösterdim çok şükür. Önümdeki süreçte yine güzel işler görünüyor. Benim en çok övüldüğüm konu, sahneden hiç kopmadım ve Anadolu’nun her coğrafyasında ve her bölgesinde sahneye çıkan ender oyunculardan bir tanesiyim. Bundan kendimi hiç alıkoymadım. Televizyon işi yaptığım zaman biraz uzaklaşıyorum, çok özlüyorum. “Hadi gel Fethiye’ye gidelim, dostları görelim” desen, gidemezsin. Ama bu meslek, sahne aşkı seni gezdiriyor.  Bunu çok seviyorum, bununla çok övünüyorum. Tanınan, şöhret olmuş dostlarıma da hep söylerim; “Sahne yapmıyorsanız yarımsınız, eksiksiniz.” Geçen hafta Zonguldak’taydım, Karabük’teydim, Bolu’daydım. Ondan önce İsviçre’deydim, ondan önce Almanya’daydım. Dolaşıyorum, her yerde insanımıza dokunuyorum. Hepsine sarılıyorum, hepsiyle bir şey paylaşıyoruz. Bunlar çok güzel şeyler. Eğer insanımızdan beslenmeyi kesiyorsanız, aktörlüğünüz yarım kalıyor. Çiğ kalıyorsunuz, işlerinizi tam pişiremiyorsunuz. Dolayısıyla sahne iyi ki var. İyi ki ben böyle bir adam oldum. En sevdiğim şey de bu. Para kazanıyor muyum? Hayır” dedi.