TAŞER 'YARGI ERKİ KUŞATMA ALTINDADIR'
Fethiye Beşkaza Meydanı Atatürk Anıtı önünde bir araya gelen avukatlar, 5 Nisan Avukatlar Gününü kutladı. Fethiye Belediyesi Bandosunun da marşlarla destek verdiği avukatlar günü kutlamasında konuşan Muğla Barosu Fethiye Temsilcisi Fatih Taşer, ülkenin ateş çemberi içinden geçtiğini belirtip yargı erki bir kuşatma altındadır dedi.
Avukatlar günü nedeni ile Atatürk Anıtı önünde yapılan törene CHP Muğla Milletvekili Nurettin Demir, CHP Fethiye İlçe Başkanı Ali Özgür Kullukçu ile Fethiye barosuna kayıtlı avukatlar katıldı. Muğla Barosu Fethiye Temsilcisi Fatih Taşer yönetim kurulu üyeleri ile birlikte Atatürk Anıtına çelenk sundu. Belediye Bandosu eşliğinde bir dakikalık saygı duruşunda bulunulup, İstiklal Marşımız söylendi. Muğla Barosu Fethiye Temsilcisi Avukat Fatih Taşer, 5 Nisan Avukatlar Günü nedeni ile düzenlenen törende yaptığı konuşmada ülkenin ateş çemberi içinden geçtiğini, ülkedeki yargı erkinin bir kuşatma altında olduğunu, yurttaşların kaygı düzeyinin gün geçtikçe arttığını, yargıya güvenin sınıfta kaldığını belirtip, “Yarın sabah ne olacağımızı bilemediğimiz günlere uyanmaktan korkar haldeyiz.Çocuklarımızın , kendimizin geleceğinden endişe eden bir toplum haline getirilmiş haldeyiz.Kanun hükmünde kararnamelerle ohal rejimine, bir korku cumhuriyetinde yaşamaya alıştırılmış mutsuz insanlar haline getirilmiş bulunmaktayız. Sizce bunu kim yada kimler yaptı” dedi. Taşer, “Böylesi özel günümüzde güzel şeylerden, umutlu şeylerden bahsetmek, istiyoruz ama nafile.Bu ülkede yaşayan 80 milyon için umudumuz var diyerek söze başlıyoruz. Ülkemiz maalesef bir ateş çemberinin içinden geçmektedir.Adeta ülkemiz gibi ülkedeki yargı erki bir kuşatma altındadır. Yurttaşların kaygı düzeyi gün geçtikce artmakta, yargıya güven maalesef sınıfta kalmaktadır.Yarın sabah ne olacağımızı bilemediğimiz günlere uyanmaktan korkar haldeyiz.Çocuklarımızın, kendimizin geleceğinden endişe eden bir toplum haline getirilmiş haldeyiz. Kanun hükmünde kararnamelere, OHAL rejimine;bir korku Cumhuriyetinde yaşamaya alıştırılmış mutsuz insanlar haline getirilmiş bulunmaktayız.Sizce bize bunu kim yada kimler yaptı? dedi. Taşer, “Oysaki tek isteğimiz hukuktaki evrensel ilkelerinin, ülkemiz hukukunda da üstün olmasıdır. Kuvvetler ayrılığı ilkesinin demokrasimizin temel ilkesi milli egemenliğin, kayıtsız ve şartsız milletimizin elinde olmasını ve bunun kullanımının millete hesap verilebilir bir denetim içinde gerçekleştirilmesini istiyoruz.Kısacası herkes için adalet, herkes için özgürlük ve herkes için eşitlik istiyoruz.Huzurunuzda Mesleğimizin, Yargının ve içinde Bulunduğumuz zamanın sorunları kısa başlıklar ile sizleri de sıkmadan değinmek istiyorum.Yargının diğer kurucu unsurları gibi savunmayı temsil eden avukatlık mesleğinin de Anayasada tanımlanmasını ve güvence altına alınması çok elzemdir.Vergi politikaları mesleğimizin silindir gibi ezmektedir.Peşin vergi altında alınan KDV ve Gelir vergisi oranın yüksekliği başka meslek kazançları ile kıyaslandığında maalesef kazandığımızın % 50 den fazlası bizden geri almaktadır.Daha elimi adeta mantar gibi türeyen Hukuk Fakülteleri ve bunun doğal sonucu Hukuk Fakültesi mezunlarının fazlalığıdır. Gelecek yıllarda bu durum mesleğimiz adına büyük tehlike oluşturmakta ve önlem alınmaz ise Mesleğimizin bu tehlike altında kalacağı aşikardır olduğu gerçeğidir. Avukatlık sınavı bile bu sorunu çözemeyecektir.Hakeza mesleğe yeni başlayan meslektaşlarımız için durum faciadır. Günü kurtarabilmek için amansızca boğuşmaktadırlar.Avukatlara, Adliyenin hala üvey evlatları muamelesi yapılmaya devam edilmektedir” dedi. “Yargı erkinde durum hiç de parlak değildir.Yargıya güvenin sıfır olduğu bir dönemden geçmekteyiz.Adaletin kör topal işlediği bir dönemden geçmekteyiz” diyen Fatih Taşer, şöyle konuştu. “Hakim ve Savcı teminatın yer ile yeksan edildiği bir dönemden geçmekteyiz.Üstüne üstlük 4000 e yakın hakim ve savcının meslekten ihraç edildiği, ancak ihraç edilen hakim ve yargıçları oraya getiren siyasi Erkin hesap bile veremediği bir dönemden geçmekteyiz.Ve en önemlisi 16 Nisan günü halk oylamasına sunulacak Anayasa değişikliğidir.16 Nisan günü halk oylamasına sunulacak olan Anayasa metni biz hukukçulara göre ne yazık ki hukuk devleti ve demokrasimiz açısından oldukça kaygı vericidir.Üniversitelerin Hukuk Fakülteleri susmaktadır. Hukuk fakültelerindeki Anayasa profesörleri, doçentler susmaktadır. Bu korku niyedir?Kabulü halinde evrensel Hukuk normlarından ve ileri demokrasi anlayışından oldukça uzaklaşılarak “ hukuk devleti ” olmaktan maalesef çıkacağız. Anayasa göre kuvvetler ayrılığı ilkesi terk edilmekte yürütmenin, yasama ve yargı üzerinde etkin ve hatta baskın olması düzenlenmektedir.Öte yandan; Anayasalarda güvence altına alınan insan hakları ve özgürlükler bağımsız yargıya emanet edilmiştir.Bağımsız, tarafsız, yargı ancak tarafsız ve güvenceye sahip hakimler eliyle sağlanır. Onun için anayasalarda hakimlik teminatı getirilmiştir.Hakimin teminatı yoksa, halkında, özgürlüklerin de güvencesi yoktur ve orada adalet sağlanamaz.Diyoruz ki; Devleti meşru Kılan adalet,Adaleti meşru kılan savunmadır.Yargının temeli savunma, savunmanın da temsilcileri biz avukatlarız” dedi.