Su samuru foto kapanla görüntülendi 

Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) Türkiye tarafından yürütülen “Türkiye’nin Canı Hibe Projesi” kapsamında, Yanıklar Mahallesi’nde bulunan Akgöl’de su samurları ve biyoçeşitliliğin korunması adına çalışmalar aralıksız sürdürülüyor. Bu kapsamda bölgeye yerleştirilen foto kapanlarda yetişkin bir erkek olduğu belirtilen su samuru görüntülendi. Akgöl flora ve fauna çeşitliliği ile ekosistem vahası olarak tabir ediliyor. 

Proje kapsamında Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden Prof. Dr. Mustafa Saatcı, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Fethiye Meslek Yüksekokulu Çevre Koruma Teknolojileri Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Yasin İlemin ve Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Fethiye Ali Sıtkı Mefharet Koçman Meslek Yüksekokulu Müdür Yardımcısı Doç. Dr. İsmail Çınar bölgede kurulan foto kapanlarda inceleme yaptılar. Prof. Dr. Mustafa Saatcı, Akgöl’ün tabiat dokusunun bozulmadan doğa ve kuş gözlem turizmine kazandırılabileceğini söyledi. 

AKGÖL EKOSİSTEM VAHASI  
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden Prof. Dr. Mustafa Saatcı yaptığı açıklamada, “Bu proje Fethiye’mizin fauna ve flora zenginliğini keşfetmemizin ardından Akgöl üzerinde çalışmalara başladık. Hocalarımızın burada su samurunu keşfetmesi bizim için bir göstergeydi. Bölgenin temiz ve ekosistemin devam ettiği bir alan olduğunu düşündük. Eğer burada son tüketici su samurları varsa bunların tükettiği balıklar, balıkların beslendiği planktonlar ve onların büyüdüğü ortam olduğu düşüncesiyle burayı seçtik. Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) Türkiye tarafından yürütülen Türkiye’nin Canı Hibe Projesi’nin tanıtımını yaptık ve foto kapanlarımızı kurduk. Ekipmanlarımızı kontrol için geldik. Akgöl ve çevresine ekosistem vahası diyebiliriz. Turizm yatırımları ve kirlenen çevrenin ortasında temiz olarak kalmayı başarmış bir yer. Buranın ve su samurlarının yaşamını sürdürmesi gerekiyor. Çünkü su samurları yaşarsa burada bir hayat döngüsünün olduğunu tespit edebiliriz. Projemiz su samurlarının tespiti, yaşam ortamının belirlenmesi ve sürdürülebilirliği konusunda çalışmalarımız devam edecek. Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) Türkiye’nin desteklediği bir proje. Çok prestijli bir proje. Projeyi aldığımız tarih yöremiz için bir milat olmalıdır. Fethiye’deki tüm sektörlerin çevre ile uyumlu yapılabildiğinin bir göstergesi olmalıdır. Burayı doğal dokusuna zarar vermeden kuş gözlem ve doğa turizme kazandırabiliriz. Betonla irtibatı olmayacak şekilde burayı değerlendirip, bölgemize katma değer sağlayabiliriz. 70 dönüm göl, etrafındaki sulak alan ile 300 dönüme kadar çıkıyor” ifadelerini kullandı. 

BÖLGE FOTO KAPANLARLA İZLENİYOR 
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Fethiye Meslek Yüksekokulu Çevre Koruma Teknolojileri Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Yasin İlemin, “Fethiye Körfezi’nin son doğal alanı olarak Akgöl dikkatimizi çekti. Burada bir gösterge tür olan su samurları üzerinden ilerliyoruz. Bu canlıların Akgöl ekosistemi üzerindeki rollerini belirlemek adına bilgiler topladık. Ekosistemin en üst noktasında yer alıyor. Bu yerde durabilmesi için alt gruplarda yer alan balık ve planktonların da bulunması gerekiyor. Yaptığımız çalışmalarda Akgöl’de kirleticilerin de olduğunu tespit ettik. Katı atık yanında az da olsa sıvı atıklar var. Bunun için su analizleri yapıyoruz. Amacımız son doğal bölge olan Akgöl’ü tüm canlıları ile korumayı amaçlıyoruz. 12 ay devam edecek bir proje. Proje kapsamında 3 foto kapan yerleştik. 15 foto kapan ile su samurlarını izleyemeye çalışacağız. Fakat her geçen gün su samurları azalıyor. Bölgede su samurları ile aynı familyada olan kaya sansarları da yaşıyor. Ulusal çapta bir farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz. Su samurlarının nesli tükeniyor. Deniz turizminin yanında insanların buradaki biyoçeşitliliği tanımasını istiyoruz” dedi.

AMACIMIZ ALANI KORUMAK 
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Fethiye Ali Sıtkı Mefharet Koçman Meslek Yüksekokulu Müdür Yardımcısı Doç. Dr. İsmail Çınar, “Bu bölgenin florası ile ilgili çalışmalar yapıyorum. Çocukluğum buralarda geçtiği için, Akgöl bölgesini yakından tanıyorum. Geçmişte göçmen kuşların uğrak yeriydi. Çocukluğumda flamingoların geldiğine de şahit olmuştum. Yine denizle birleşen dalyan konumundaydı. Fakat son yıllarda denizle bağlantısı koptu. Bunun su miktarının azalmasına bağlı olduğu düşünülüyor. Burası 3 parselden oluşmaktadır. Yapılması planlanan yat çekek yeri de bu parsellerden birisinde yer almaktadır. Bizim amacımız hem bu alanı korumak hem de sürdürülebilirlik açısından kullanmak. Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) Türkiye’den aldığımız proje bunun başlangıç ayağı olacak. Bununla ilgili bir gözlem ofisi kurmak istiyoruz. Su samurları ve floranın korunması için çalışmalarımızı sürdüreceğiz” diye konuştu.