SALİH KOCATEPE, BEHÇET SAATCI'YA SİTEM ETTİ

Fethiye'de yeni kurulan 'Muhacir Romanlar Derneği Başkanı Salih Kocatepe yaptığı yazılı açıklamada Belediye Başkanı Behçet Saatcı bize aba altında sopa gösterdi iddiasında bulundu.

  • 3012

Fethiye’de yeni kurulan ‘Muhacir Romanlar Derneği Başkanı Salih Kocatepe yaptığı yazılı açıklamada; Belediye Başkanı Behçet Saatcı bize aba altında sopa gösterdi iddiasında bulundu. Salih Kocatepe yaptığı yazılı açıklamada; “Selanikliler Derneği’ne giden Belediye Başkanı’nı bando takımı karşıladı. Saatcı yaptığı konuşmada sakin görünüyordu. Ziyaret orayaydı ama kelamı bizeydi. Gözümüze parmağını sokmadan da duramadı. Aba altından sopa gösterdi! “İkinci bir derneğin kurulmasının yanlış olduğunu dernekler siyasete bulaşmamasını, siyasetin (s) harfiyle uğraşmamasını ” tavsiye etti” diyerek, “Sayın Başkanım; Belediye başkanlığı adaylığınızda 2 dönem size oy kullandım. Yetmedi, rahmetle andığım eşimde 2 dönem size oy kullandı. 3 evladım ve eşleri de size oy kullandı. Yakınlarım, akrabalarım, dostlarım da size oy kullandı. O zaman size bunları yapmaya çalışırken siyasetin (s) harfini ihlal etmiş miydim acaba? Sizin derneğimizi ziyaretlerinizde; çoluk çocukla, yaşlı ağabeylerimle yaşlı ablalarımla genç bayan kardeşlerimizle dolar taşardı. Bu size sağlanan ayrıcalıktı” dedi. Kocatepe yazılı açıklamasında; belediye başkanına seslenerek; “Başkanım; Selanikliler Derneği sizi ziyaret etti. Bakın Mesut Güntekin ne dedi;” başkanımız Fethiye’nin medarı iftarıdır. Biz Selanikliler Derneği olarak başkanımızı seviyor ve gönlümüz Saatcı’dan yanadır” ifadelerini kullanırken, bu kardeşimiz de mi siyasetin (s) harfiyle uğraşmadı? Selanikliler Derneği sizin dolaylı olarak hep etki alanınıza girmiştir” diyerek, “Yeni derneğe gelinince; ikinci derneği kurmakla yanlış yaptınız söylemine Mesut Güntekin’inde tasdikiyle, “yanlış yaptılar “ hükmünüz hangi kuralla bağdaşıyor. Peki, bu hal Muhacir Romanlar Derneği’ne doğrudan doğruya baskı yaptığınız anlamına gelmiyor mu? Sayın Başkanım; bir tarafta kendisini genel kurulda aklatmayan ve genel kurulca ibra olamayan, seçimle gelmeyen bir yönetim var. Roman toplumunun özgürlüğüne sıkılan üç kurşun var. Kurşunların sadece cama gelmesinden yakınan bir yönetim var. Çoğunlukla üyelerine üye aidatları almadan seçimde oy kullandıran bir yönetim var. Seçimi kazanmama rağmen yapılan bir yanlışlığı düzeltmem için 5 dakika fırsat vermeyen bir yönetim var. Ve bu tepkilerinden dolayı istifalarını bana vermiş elimde tuttuğum 101 adet istifa mektubu var. Hal böyle iken Muhacir Romanlar Derneği’nin kurulmasının yanlış olduğunu nasıl söylüyorsunuz” dedi. “İki aylık süre zarfında Muhacir Romanlar Sosyal Dayanışma Derneği’nin bu gün resmi kayıtlara göre 202 üyesi bulunmaktadır. Bu üyelerde mi yanlış yapıyorlar?” diye soran Salih Kocatepe; “Saygı değer Roman Kardeşlerim; balık halinde orada burada kendilerini roman toplumu üstünde sözde egemen sınıf olduğunu zannedenlerin ceplerinde hazır bulunan oy depoları olmaktan acilen vaaz geçelim. 90 yıl boyunca, önce mübadelede sonrada 1957 depreminde haksızlığa uğradık. Şimdi bilinen bu haklarımızı geri almalıyız. İste bu nedenlerle de Muhacir Romanlar Sosyal Dayanışma Derneği’ni kurduk. Derneğimizin Amacı; bizlere başta barınma da, sonra da istidam da, kültürel alanlarda ve de ekonomik alanlarda kalkınmamızı sağlayacak bir iktidardan yana olmamızın zamanı geldi. TOKİ konusunda bizlere dost olarak görünenlere, esasında, gittiğimiz yola engeller koyanlara itibar etmeyelim. Zamanı geldiğinde ortak menfaatlerimizde, Fethiye’de yaşayan bütün Roman kardeşlerimizle bir olacağız. Ne yapmamız gerektiğine birlikte karar kılacağız. Sevgili Kardeşlerim; Ev temizlik işlerimizi, yük taşıma işçiliğimizi, ayakkabı boyacılığımızı, çöp toplayıcılığımızı, çalgıcılığımız gibi işleri 90 yıldır bize iş verilmediğinden zorunlu yaptık. Bu işler roman toplumunun kendi kendine yarattığı devlete yük getirmeyen iş kollarıdır” diyerek, “Sokakta taştan çıkartılan bu işlerin olmadığını var sayarsanız, düşünürseniz, bu yöneticilerin bize hiç iş vermediğini görürsünüz. Kamu kuruluşlarında, yarı kamu kuruluşlarında, belediyede, bankalarda, hastanelerde hiç çalışanımız olmadığını görürsünüz. Bu da biz romanların iş eşitlik fırsatından faydalanmadığımızı ortaya koyar. Çıkan bu tabloya rağmen Rumeli terbiyesi bizi her zaman Türk Devletine, Sarı Paşanın Cumhuriyetin’e, bayrağına hep vatandaşlık bağı ile çözülmemek üzere bağlamıştır. Bizler bu vatanın taşında toprağında bayrağında emeği geçen onurlu insanlar olarak yaşamak istiyoruz” diye konuştu.

Bakmadan Geçme