Pınara Antik Kenti'ni Keşfedin: Likya İzleri ve Doğanın Büyüsü

Likya dilindeki "Pilleni" ismi, "yuvarlak" anlamına gelmektedir ve bu isimler, kentteki yuvarlak şekilli kayadan türetilmiştir. Antik dönemdeki Truva Savaşı'na değinen İlyada’da adı geçen kahraman Pandaros’un Pınaralı olduğu rivayet edilir. Şehir, orman içinde saklı kalmış bir cennet gibidir; her adımda tarihin derinliklerine yolculuk yapar, aynı zamanda doğal güzelliklere tanıklık edersiniz.

Pınara'nın en dikkat çeken özelliklerinden biri, Likya Kaya Mezarları'dır. Kentin her köşesinde yüzlerce kaya mezarı bulunur, bu mezarların bazıları kabartmalı figürlerle süslenmiştir. Şehrin batı tarafında yer alan ev ve tapınak tipi mezarlar, antik döneme ait ilginç yapıları gözler önüne serer. Kentin merkezinde ise Agora, tapınaklar ve sütunlu caddeler gibi yapılar ziyaretçilerini karşılar.

Pınara'da bulunan tiyatro, neredeyse tamamen sağlam kalmış ve antik tiyatro mimarisini gözler önüne sermektedir. Ziyaretçilerine tarihi bir atmosfer sunan tiyatro, aynı zamanda Pınara’nın kültürel mirasının önemli bir parçasıdır.

Pınara, yaz aylarında daha fazla ziyaretçi alırken, ormanlık alanda doğayla iç içe olmanın keyfiyle her mevsimde keşfe açıktır. Bu antik kent, doğayla tarihin buluştuğu noktada eşsiz bir deneyim sunmaktadır. Pınara, Fethiye'nin yaklaşık 50 km doğusunda yer almaktadır. Ulaşım için ana sahil yolunu veya Sidyma üzerinden Ölüdeniz'den Akdeniz'e bakan manzaralı yolu tercih edebilirsiniz.