Ömrünü vatan savunmasına harcayan Milli Mücadele kahramanı: Mareşal Fevzi Çakmak
Türkiye'nin ikinci ve son mareşali olan, Milli Mücadele döneminde muharebe meydanlarında ve cephelerde vatan savunmasında yer alarak adını tarihe yazdıran Mareşal Fevzi Çakmak, vefatının 75. yıl dönümünde anılıyor.
AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, Türkiye Büyük Millet Meclisi ordusunun ikinci, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ilk Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak, 12 Ocak 1876'da İstanbul Anadolu Kavağı'nda Çakmakoğullarından Topçu Albayı Ali Sırrı Bey'in oğlu olarak dünyaya geldi.
"Mustafa Fevzi" adını alan Fevzi Çakmak, 10 yaşında Selanik'te askeri ortaokula başladı. Daha sonra 1887'de İstanbul'da Soğukçeşme Askeri Ortaokulu'na geçen Fevzi Çakmak, eğitiminin ardından 1890'da başladığı Kuleli Askeri Lisesi'ni 1893'te ikincilikle bitirdi.
Fevzi Çakmak, daha sonra Kara Harp Okulu'na geçti ve burayı da piyade subayı olarak tamamladı. Başarılı bir öğrenci olan ve kurmay sınıflara devam etme hakkı kazanarak Harp Akademisine geçen Fevzi Çakmak, 16 Mart 1897'de üsteğmen, 25 Aralık 1898'de de kurmay yüzbaşı unvanıyla mezun olarak, Genelkurmay Başkanlığı Karargahı'na atandı.
İzmir'in Yunan ordusunca işgaline karşı çıktı
Fevzi Çakmak, burada karargah subaylığı, Metroviçe Tümeni Karargah Subaylığı, Taşlıca Mutasarrıfı ve Komutanlığı, Mürettep Kosova Kolordusu Kurmay Başkanlığı, Mürettep Garp Ordusu Kurmay Başkanlığı, Nizamiye Yakova Tümen Komutanlığı, Kosova Kuvayi Umumiyesi Kurmay Başkanlığı ve Vardar Ordusunda Şube Müdürlüğü görevlerini yürüttü.
22 Aralık 1914'te 5. Kolordu Komutanlığına getirilen Fevzi Çakmak, 2 Mart 1915'te mirliva (tuğgeneral) unvanını aldı. Birinci Dünya Savaşı'nda kolordusu ile Çanakkale savaşlarına katılan Fevzi Çakmak, savaş sonunda Atatürk'ün Anafartalar Grup Komutanlığından ayrılması üzerine bu göreve vekalet etti ve düşman bu cepheden ayrılana kadar görevini sürdürdü.
Ardından 2. Kafkas Kolordusu Komutanlığı ve 2. Ordu Komutanlığı görevlerinde bulunan Fevzi Çakmak, 28 Temmuz 1918'te korgeneralliğe (Ferik) yükseldi. Fevzi Çakmak, Mondoros Mütarekesi'nin imzalanmasının ardından 24 Aralık 1918'te Genelkurmay Başkanlığına atandı.
Fevzi Çakmak, Mondoros Mütarekesi'nin tek taraflı uygulanması ve İzmir'in Yunan ordusu tarafından işgaline karşı çıktı. Yunanlıların çıkarma yapma hazırlıkları sürerken yürüttüğü diplomasi sayesinde işgal gününe kadar Yunan devriyeleri İzmir'e ayak basamadı.
İtilaf devletlerinin baskısı sonucu Fevzi Çakmak'ın Genelkurmay Başkanlığından uzaklaştırılmasıyla Yunanlılar 15 Mayıs 1919'da İzmir'e çıktı.
Milli Mücadele'ye destek verdi
Önce 1. Ordu Komutanlığına, ardından 3 Şubat 1920'de Harbiye Nazırlığına (Milli Savunma Bakanlığına) atanan Fevzi Çakmak, görevi sırasında Milli Mücadeleye önemli katkılarda bulunarak, İstanbul'dan birçok silah ve cephanenin Anadolu'ya taşınması ve değerli komutanların Anadolu'ya geçmesini sağladı.
İstanbul'un müttefik kuvvetlerce işgal edilmesi üzerine Fevzi Çakmak, Harbiye Nazırlığı görevinden 21 Nisan 1920'de ayrılarak Anadolu'ya geçti. Ankara hükümetince 3 Mayıs 1920'de Kozan Milletvekili sıfatıyla Milli Savunma Bakanlığına ve Bakanlar Kurulu Başkan Vekilliğine seçilen Fevzi Çakmak, yeni ordunun kurulmasında büyük rol oynadı.
Fevzi Çakmak'ın Anadolu'ya geçerek Milli Mücadele'ye destek vermesi İstanbul hükümetince hoş karşılanmadı. 27 Mayıs 1920'de İstanbul 1. İdare-i Örfiye Divan-ı Harbi tarafından gıyaben askerlikten uzaklaştırılmasına, nişan ve madalyalarının geri alınmasına ve idamına karar verildi.
Mustafa Kemal Atatürk'ten sonra ikinci mareşal oldu
Fevzi Çakmak'ın rütbesi İkinci İnönü Zaferi'nin ardından 3 Nisan 1921'de TBMM tarafından orgeneralliğe yükseltildi.
Milli Savunma Bakanlığından 5 Ağustos 1921'de ayrılan ve asaleten Genelkurmay Başkanı olan Fevzi Çakmak, 12 Temmuz 1922'de Büyük Taarruz hazırlıklarıyla ilgilenmek üzere cepheye gitti.
Fevzi Çakmak, 31 Ağustos 1922 tarihinde de Büyük Zafer'in kazanılmasındaki yüksek hizmetlerinden dolayı TBMM tarafından mareşalliğe terfi ettirildi. Böylece Kurtuluş Savaşı'nın Atatürk'ten sonra ikinci mareşali Fevzi Çakmak oldu.
Yaşamının büyük kısmını asker olarak geçiren ve vatan savunmasında cansiperane görev yapan Fevzi Çakmak, yarım asrı bulan fiili hizmetinin büyük bölümünde Arnavutluk Harekatı, İtalyan Harbi, Arnavutluk İsyanı'nın bastırılmasını sağlayarak, Balkan Harbi, Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı cepheleri ve muharebe meydanlarında tümen, kolordu ve orduları komuta etti.
Bu savaşlardaki üstün gayretleri ve zafere katkıları karşılıksız kalmayan Fevzi Çakmak'a çok sayıda madalya ve nişan verildi.
Siyasi ve sosyal yaşamı
Mareşal Fevzi Çakmak, askeri hayatının ardından 1945'te çok partili hayata geçilmesiyle Demokrat Parti'nin kurulmasına destek verdi.
1946 seçimlerinde İstanbul milletvekili olarak parlamentoya giren Fevzi Çakmak, bir süre sonra parti içinde çıkan anlaşmazlıklar neticesinde Demokrat Parti'den ayrılarak, Millet Partisi'ne geçti ve bu partinin onursal başkanlığını yaptı.
Ömrünü vatan savunmasında geçiren Fevzi Çakmak "Büyük Harpte Şark Cephesi Hareketleri" ve "Garbi Rumeli'nin Suret-i Ziyaı ve Balkan Savaşı'nda Garp Cephesi" adlı eserleri kaleme aldı.
Fıtnat Hanım ile evli ve iki çocuk babası olan Mareşal Fevzi Çakmak, Fransızca, İngilizce, Almanca, Rusça, Farsça, Arapça, Arnavutça ve Sırpça biliyordu.
Mareşal Fevzi Çakmak, 10 Nisan 1950'de vefat etti ve Eyüp Mezarlığı'na defnedildi.
Bakmadan Geçme





