ÖMER SÜHA ALDAN OSMANLICA YI DEĞERLENDİRDİ

Muğla Büyükşehir Belediyesi'nin Fethiye'deki etkinlikleri için gelen Cumhuriyet Halk Partisi Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan, son günlerde gündemde olan Osmanlıca, Ana dilde eğitim, CHP'den ihraç edilen Süheyl Batum ve gündemlerle ilgili düşüncelerini kamuoyu ile paylaştı.

  • 1548
 ÖMER SÜHA ALDAN OSMANLICA YI DEĞERLENDİRDİ
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Cumhuriyet Halk Partisi Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan Osmanlıca eğitim konusunda yaptığı açıklamada; “Aslında olayı şöyle iki şekilde değerlendirmek mümkün. Birisi her zaman olduğu gibi sıkıştığı ortamlarda, sürekli olarak gündemi değiştirecek bir şeyler bulup, bunu uygulamak. Gerçekten de öyle düşünüyorum. Şu andaki konuma göre Osmanlıca gündeme getirilecek, bu şekilde toplumun mevcut kaçak saraya yönelik tepkisi göz ardı edilecek ve gündem değiştirilecek diye düşünüyorlar. Ama ben bu konuyu farklı bir şekilde değerlendiriyorum. Şimdi bir Osmanlıcayı gerekli olarak görürseniz, gün gelir Kürtçeyi de gerekli görür ve eğitim dili haline dönüştürürsünüz" dedi. Ömer Süha Aldan "Bunun bir alt yapısı vardır. Bu durduk yere çıkan bir şey değildir. Bunu çözüm süreci adı verilen süreç kapsamında sürekli gündeme getirilen Kürtçe ana dilde eğitim konusu. Eğer Osmanlıcayı gündeme getirirseniz, kendi tarihimizi Osmanlıca ile öğrenmede ne var derseniz, diğer kesim de yıllarca bu dili konuşuyoruz. Ana dilimiz gibi. Bu kapsamda Kürtçe ana dilde eğitim istiyoruz der. Dolayısıyla ben Osmanlıca gündeminin önümüzdeki süreçte bunun altyapısı olduğunu düşünüyorum” dedi. “Ana Dilde Eğitime Hayır, Öğretime Evet” “Ana Dilde Eğitime Hayır, Öğretime Evet” diyen Cumhuriyet Halk Partisi Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan; “İşin özüne de gelince; kuşkusuz ki Osmanlıcayı bu ülkede insanlarımızın öğrenmesinde yarar var. Çünkü o kültürümüzün bir parçasıdır. Bu konuda özel liseler olabilir. Nitekim 10 yıldan bu yana Sosyal Bilimler Üniversitesinde Osmanlıca ders olarak okutulmaktadır. Akademisyenler üzerinde Osmanlıca’nın bilinmesinde fayda vardır. Ama bu toplumun genelinde Osmanlıcayı bilmenin hiçbir faydası yoktur. Vatandaşların bir sürü derdi var. Matematikte, Fizikte dünyanın çok gerisinde kalmış bir Türkiye’ye Osmanlıca ile çocukların öğrenim zamanını boşa harcamaya gerek yoktur. Bu konunun üzerinde bir kez daha durmak istiyorum ki; Bu konu bir şeyin alt yapısıdır. Ana dilde eğitim konusunda ise ben ana dilde eğitime karşı çıkarım. Ana dili en ince noktasına kadar öğrenme konusuna da evet derim. Ana dilde eğitim bu ülkenin en önemli bölücü unsuru olur. Bir topluma özerkliği bile verebilirsiniz. Eğer farklı dillerde eğitim yapmaya başlarsanız, Ortaokulda, Lisede hatta üniversitede, o toplumu bir yerde tutmanın yollarını bulamazsınız. Bu nedenle ana dilde eğitime hayır, ama ana dilde öğretime evet diyorum” dedi. “Gazetecilerin Yargılanması” Milletvekili Aldan açıklamasında; “Malum bir fenomen var onun gündeme getirdiği bir konudur. Bunu şu şekilde değerlendirmekte fayda vardır: her şeyden önce bir korku, bir kötü ve bunlarla mücadele eden bir iyi kavramını AKP iktidarı döneminde çokça gördük. Yani her zaman bir kötü yarattılar, çeteciler dediler, Ergenekon dediler, balyozcular, paralelciler dediler ve onlarla mücadelede de kendilerini koydular. Yıllardan bu yana bunu bir yöntem olarak gündeme getirip, ne yazık ki uyguladılar. Şimdi de 2015 yılı seçimleri öncesinde de böyle bir beklenti, böyle bir hareket tarzı olacağını tahmin ediyorum. İki tane kendilerine düşman yaratacaklardır. Onlardan birisi bu paralel yapı olacaktır, ki Sayın başbakan diyordu ya biz kardeşiz ahirette de devam edecek diyor ama, şimdi durum farklı ve elemine etmeye başladılar. Diğeri ise PKK’nın İran kanadını bize karşı düşman gibi gösterecekler. Seçimlere muhtemelen bu iki düşmanla mücadele ile kahraman konumunda girmek istiyorlar. Şöyle bir konu var, elbette ki kimin suçu varsa yasalar çerçevesinde gerekli soruşturmaya tabi tutulması doğal olmalıdır. Bu gazeteci de olabilir, sıradan bir vatandaş ta olabilir. Ama bu soruşturmaları geçmişteki gibi siyasi rant aracı olarak kullanması son derece tehlikelidir. Bir gün kendilerine de dönebilir. Nitekim 2011 yılındaki bütçe görüşmelerinde bu cemaatle aralarında hiçbir sorun yoktu. Yargıda öyle bir uygulamaya gidildi ki kendi frankeştayn’larını yaratacaksınız demiştim ve dediğim noktaya da gelindi. Böyle bir çatışma ortamı yaratıldı. Bu çatışma Türkiye’ye yarar sağlamaz. Suçlu varsa soruşturmaya tabi tutulmalıdır. Ama ortada suç yoksa yargı siyasi rant aracı olarak kullanılmaz” dedi. “Batum Yargıya Başvuracağını Söyledi” Milletvekili Aldan Süheyl Batum’un partiden ihraç edilmesi konusuna ise; “Ben aslında CHP’nin Grup Disiplin Kurulu Başkanıyım. Süheyl Batum arkadaşımızın bu konuşması eğer Mecliste cereyan etmiş olsaydı, soruşturmaya ben bakacaktım. dışarıda söylendiği ifade edilen bir söz var. Bundan dolayı oy çokluğu ile partiden ihraç edildi. Gerekçesini bilmiyorum. Ben Batum ile görüştüm. Şu anda ancak yargı kararı geriye dönüşü sağlayabilir. Sayın Süheyl Batum’un yargıya başvurma hakkı vardır. Kamuoyuna verdiği demeçlerde böyle bir sözü ifade etti. Onun sonucunu bekleyeceğiz” şeklinde açıklamada bulundu.

Bakmadan Geçme