ÖĞRETMENLER YÜRÜDÜ, ÖĞRENCİLER SEYRETTİ
Laik bilimsel anadilinde eğitim ve demokratik yaşam için Fethiye'de de bir günlük iş bırakan Eğitim-Sen üyesi öğretmenler hem yürüyüş yaptı hemde iktidarı eleştiren sloganlar attılar.
Eğitimsen üyesi öğretmenlerin Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesinden başlayan ve Atatürk Caddesinde devam eden yürüyüşünü öğrenciler okullarının bahçelerinden izlerlerken bazı vatandaşlarda yürüyüşe katılanlara alkışla destek verdiler. Öğretmenler yürüyüş sırasında rotasyona sürgüne, angarya ya son, zorunlu nöbeti tutmayacağız, gerici ırkçı eğitime hayır, faşizme karşı omuz omuza, susma sustukça sıra sana gelecek şeklinde sloganlar atarlarken ellerinde de laik ana dilde eğitim, özgür özerk üniversite, gerici ırkçı piyasacı eğitime hayır şeklinde dövizler taşıdılar. AKP İlçe binasının önünden geçerken de sloganlar atan Eğitim-Sen üyeleri Fethiye Belediyesi Kültür merkezi önünde birleşik Haziran hareketinin aynı konudaki eylemi ile buluştu. Burada davul zurnalarla karşılanan eğitimsen üyeleri birleşik Haziran hareketi grubuyla birlikte zılgıtlar atarak düdükler çalarak halaylar çektiler. Birleşik Haziran hareketi adına Leyla Koç bir basın açıklaması yaparak iktidarı eleştirdi. Koç " Siyasal iktidar, baskıcı politikalarıyla özgürlük ve laiklik alanını adım adım yok ediyor; acımasız sömürü düzenini sürdürebilmek için halkın dinsel inanışlarını kalkan olarak kullanıyor. Bu gerici saldırıların odaklandığı en önemli noktalardan biri de eğitimdir. 4+4+4 kesintili eğitim sistemi ile başlayan dinsel dönüşüm, tüm okulların imam hatipleştirilmesi, eğitimin dinselleştirilmesinin anaokullarına kadar indirilmesi ve Osmanlıca dersi gibi adımlarla sürdürülüyor. Karma eğitimin kaldırılmasının önü açılmaya çalışılıyor. AKP, dini tevekkülü yaygınlaştırarak itaatkâr bir nesil yetiştirmenin koşullarını oluştururken, bir yandan da genç ve ucuz işgücü sömürüsünü yoğunlaştıran politikaları hayata geçiriyor. Kız çocuklarının eve kapatılmasının ve çocuk yaşta evlendirilmesinin önünü açıyor. Böylece, hem çocuk yaştaki kadınların daha yoğun biçimde sömürülmesi, hem de kadın-erkek genç nüfusun ucuz işgücü olarak yedeklenmesi sağlanmış oluyor. Dinselleşmeye dayanan gerici toplum kurgusu ile sermaye düzeninin gereksinimleri faşizan biçimler içinde kaynaştırılıyor. Birleşik Haziran Hareketi, AKP’nin tüm toplumu ve ülkenin geleceğini teslim almak üzere eğitim alanına yönelik yeni saldırılara karşı; kamusal, eşit, ücretsiz ve anadilinde bir eğitim anlayışından hareketle, “Bilimsel ve Laik Eğitim İçin Ayaktayız!” başlığıyla, 1 Ocak 2015’ten başlayarak siyasal bir kampanya sürecini başlattı. Bu mücadele kapsamında, halkımızı, 9 Şubat haftası içinde çocuklarını okula göndermemeye dayanan bir uyarı boykotuna davet etti. Ülkemizi karartanlara karşı ayağa kalkma çağrısıdır. Çocuklarımızı ortaçağ karanlığına teslim etmeyeceğiz. Çocuklarımız için ayaktayız! Dindar ve kindar bir nesil yaratmak için dayatılan eğitimde gericiliğe izin vermeyeceğiz! Gericiliğe karşı laiklik için ayaktayız! Sokaksa sokak, boykotsa boykot!Bizi kavgaya davet ediyorlar, davetleri kabulümüzdür! Eğitim boykotu; zorunlu din dersleri, Osmanlıca dersi, ilköğretim okullarında türbanın önünü açan yönetmelik gibi tüm dinsel adımların geri çekilmesini ve bilimsel, laik, eşitlikçi bir eğitimin inşa edilmesini siyasi talep olarak ileri sürüyoruz” dedi. TÜRK İKTİDARI ELEŞTİRDİ Eğitim-Sen Fethiye temsilcisi Ali Türk'te iktidarın eğitim sistemini eleştirip "Türkiye'de eğitim sistemi ve toplumsal yaşamın siyasi iktidarın siyasal ideolojik hedefleri doğrultusunda tekçi, baskıcı ve dayatmacı bir şekilde düzenlenmektedir. Eğitimin bütün kademelerinde pedagoji bilime tamamen aykırı bilim düşmanı politika ve uygulamalar artmıştır. Okul öncesinden üniversiteye kadar eğitim sistemi büyük oranda dini kural ve referanslara göre biçimlendirilmektedir. Siyasi iktidar eğitim sistemini bilimsel ve demokratik değerleri temel almak yerine faklı din meshep ve kimlikleri yok sayan ayrımcı politikaları hayata geçirmektedir. AKP çok inançlı, çok dilli , çok kültürlü Türkiye toplumunu özellikle inançve kimlik farklılıkları üzerinden kutuplaştırmayı ve çatışma alanları yaratarak baskıcı otoriter iktidarını pekiştirmeyi hedeflemektedir" dedi.