ÖĞRETMENLER DE BİR GÜNLÜK İŞ BIRAKTILAR

Hükümetin kamu çalışanlarına verdiği 123 TL'lik maaş artışını protesto etmek amacıyla Greve giderek bir günlük iş bırakma eylemi gerçekleştirdiler..

  • 3226
 ÖĞRETMENLER DE BİR GÜNLÜK İŞ BIRAKTILAR
TAKİP ET Google News ile Takip Et

KESK Üyeleri Daha sonra Fethiye Anadolu otelcilik ve Turizm meslek Lisesi Önünde bir araya gelerek buradan toplu şekilde sloganlar atarak Fethiye Belediyesi Kültür Merkezi önüne kadar yürüdüler. Fethiye Belediyesi önünde bir basın açıklaması yapan KESK Üyeleri “Hükümet ve yandaş konfederasyonu arasında yapılan satış sözleşmesini tanımıyoruz. İnsanca yaşayacak bir maaş için bütçeden hakkımızı istiyoruz” dediler. KESK Adına Açıklamada bulunan Eğitim-Sen Fethiye İlçe temsilcisi Ali Türk “Bugün iktidara geldiği tarihten bu yana emekçilere işsizlik, yoksulluk ve güvencesizlikten başka bir hayat sunmayan AKP’nin yağma ve talan bütçesine karşı sesimizi yükseltmeye, bütçeden hakkımızı almaya geldik. Bugün bir kez daha emek için, halk için bütçe demeye geldik” diyerek “Bugün 19 Aralık adını utanmadan ‘Hayata Dönüş’ koydukları katliamın 13. yıldönümü. Devlet 19 Aralık’ta 20 hapishanede 28 devrimci tutsağı katletti. Bayrampaşa hapishanesinde 6 kadını diri diri yaktı. 13 yıl geçti, katiller hala cezalandırılmadı. Yetmiyormuş gibi devlet övünç madalyasıyla ödüllendirildiler. Buradan bir kez daha katledilen siyasi tutuklu ve hükümlünün hesabının daha verilmediğini hatırlatıyor, bu utancın sorumlularının yargılanmasını istiyoruz! Bizler, Her zaman ve her yerde eşitliğin, özgürlüğün, barışın, demokrasinin, bağımsızlığın, savaşsız ve sömürüsüz bir yaşamın savunucuları; Ekmek, adalet ve özgürlük için mücadele edenler; Geleceğine sahip çıkanlar; Erkek egemen sisteme karşı toplumsal cinsiyet eşitliği için direnenler, Bugün onurlu ve insanca yaşam hakkımız için buradayız! Çünkü biliyoruz, direne direne kazanacağız!” dedi. Ali Türk basın açıklamasında “Ne mi istiyoruz? İnsanın insanı sömürmediği; hiçbir halkın dil, din, kültür farklılıkları nedeniyle baskı görmediği; İnsanların açlıktan ölmediği; çocukların savaşlar sonucunda anasız babasız kalmadığı. Milyonların işsizliğe, açlığa, sefalete ve güvencesizliğe mahkûm edilmediği; Doğanın talan edilmediği; Emperyalizmle ekonomik-siyasi-askeri her türlü bağımlılık ilişkisinin son bulduğu. Topraklarımızın NATO toprakları olmadığı; Türkiye’de, Ortadoğu’da ve bütün dünyada barışın, kardeşliğin, eşitliğin, adaletin ve dayanışmanın hüküm sürdüğü bir gelecek istiyoruz ve bu geleceği birlikte kuracağız” diyerek “2014 yılına ait kamu gelirleri ve harcamalarının belirlendiği 2014 Bütçesi, TBMM`de görüşülmeye başlanmıştır. Bugüne kadar AKP tarafından yapılan bütün bütçeler "en iyi bütçe", "en sosyal bütçe" ya da "eğitime ve sağlığa en çok pay ayıran bütçe" gibi iddialar eşliğinde kamuoyuna sunulmuştur” dedi. Ali Türk “2014 eğitim ve yükseköğretim bütçesi 15 Aralık Pazar günü TBMM Genel Kurulu`nda görüşülecektir. 2014 eğitim bütçesi, önceki yıllardaki bütçelerin kopyası sayılabilecek bir anlayışla, eğitim sisteminin ve yükseköğretimin en temel ihtiyaçlarını bile göz ardı ederek hazırlanmıştır. Yıllardır kamu hizmetlerine ayrılan kaynaklar, özellikle eğitim ve sağlık alanında sadece rakamsal olarak artmakta, eğitim ve sağlık yatırımları açısından bakıldığında herhangi bir artış yaşanmadığı görülmektedir” diyerek “Eğitimin yükü büyük ölçüde halkın sırtına yıkılmaktadır. Geçtiğimiz 11 yıl içinde halkın cebinden yaptığı eğitim harcamalarında belirgin bir artış yaşanmıştır. 2002 yılında bir öğrenci velisi çocuğunun eğitim harcamaları için cebinden ortalama 720 TL harcama yaparken, 2013 yılında cepten yapılan eğitim harcaması miktarı 5 kat artarak ortalama 3 bin 602 TL`ye ulaşmıştır. MEB bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay 2002 yılında yüzde 17 iken, 2014 yılı için eğitim yatırımlarına ayrılan pay yüzde 9`a düşürülmüştür. Tek başına bu veriler bile 2014 yılında eğitim harcamalarının önemli bir bölümünün öğrenci velilerinin üzerinden karşılanmaya devam edileceğini göstermektedir. Geçtiğimiz 11 yıl içinde halkın cebinden yaptığı eğitim harcamaları her geçen yıl katlanarak artmış ve bugün neredeyse Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi rakamlarıyla yarışır hale gelmiştir. 2014 yılı için öngörülen eğitim ve yükseköğretim bütçeleri ile eğitim sisteminde yapısal hale gelen fiziki alt yapı, öğretmen, idari ve akademik personel açıkları, araç gereç gereksinimi ve benzeri sorunların ve ihtiyaçların karşılanabilmesi mümkün değildir” dedi. 2014-2015 yıllarını kapsayan toplusözleşme süreci, hükümetin teklifinden bile daha azına razı olan Memur Sen`in imzaladığı "satış sözleşmesi" ile sonuçlanmıştır” diyen Eğitim Sen Fethiye İlçe temsilcisi Ali Türk “ 2014 yılı için bütün kamu emekçilerine net 123 TL artış ve sadece öğretmenlere 75 TL + 75 TL`lik eğitim öğretim tazminatı ödeneceğinin açıklanması kamu emekçilerinde büyük hayal kırıklığı yaratmıştır. 75`er TL`lik eğitim öğretim tazminatı artışı sadece öğretmenlere yapılarak, diğer eğitim emekçilerinin ve üniversite çalışanlarının kapsam dışı bırakılması hükümetin ayrımcılık ve adaletsizliği temel politika haline getirdiğini bir kez daha göstermektedir. Toplusözleşme sürecinde yetersiz ücret zammı dışında acil çözüm bekleyen hiçbir sorun (iş güvencesi, 4-c, 50/d gibi güvencesiz istihdam uygulamaları, ücret adaletsizliği, esnek, kuralsız ve angarya çalışma, performans değerlendirme vb) hiç tartışılmamış ve toplusözleşme sürecinin tek kazananı AKP hükümeti olmuştur. 2014 bütçesinin görüşüldüğü bugünlerde, ek derslerin ve tüm ek ödemelerin temel ücrete yansıtılması ve vergi dilimi uygulamasının yüzde 15 ile sınırlandırılması taleplerimiz dikkate alınmamaktadır. 2014 yılı için ek dersler ve aile yardımında hiçbir artış yapılmayacak ve enflasyon farkı ödenmeyecek olması yaşanacak mağduriyetleri arttıracaktır. 2014 yılı başında elektrik ve doğalgaza yapılacak zamlar ve artan oranlı vergi dilimi uygulaması dikkate alındığında, 2014 yılında hükümetin kamu emekçilerine kaşık ile verdiklerini, kepçe ile geri almakta kararlı olduğu anlaşılmaktadır. Eğitim ve bilim emekçileri olarak insanca yaşam ve eğitime yeterli bütçe için toplusözleşme sürecinde dile getirdiğimiz, ancak gerek hükümet gerekse Memur Sen tarafından dikkate alınmayan taleplerimizin yerine getirilmesi için somut adımlar atılmasını istiyoruz” dedi. KESK olarak Hükümetten taleplerini de sıralayan Ali Türk “Kamusal eğitime yeterli bütçe, okullarımıza ihtiyacı kadar ödenek ayrılmalı, dershanelerin kapatılması tartışmalarıyla tekrar gündeme gelen, kamu kaynaklarının özel okullara aktarılmasına derhal son verilmelidir. Eğitim ve bilim emekçilerinin bugüne kadar yaşadığı ekonomik hak kayıpları giderilmeli, son 11 yıl içinde satın alım gücümüzdeki azalmayı telafi eden adaletli bir ücret artışı sağlanmalıdır. Ek derslerin ve tüm ek ödemeler temel ücrete ve emekliliğe yansıtılmalı, artan oranlı vergi dilimi uygulamasından vazgeçilmeli ve bu artışlar emekli olanların maaşlarına da yansıtılmalıdır. Ek ders ücretleri günün şartlarına uygun bir şekilde yeniden düzenlenmelidir. Eğitim-öğretim yılı başında öğretmenlere yapılan eğitim-öğretime hazırlık ödeneği, her dönem başında olmak üzere yılda iki kez olmalı ve bütün eğitim ve bilim emekçilerine ödenmelidir. Hizmetli, memur, idari ve teknik personelin yıllardır çözüm bekleyen özlük sorunları ile atama ve yükselme sorunları acilen çözülmeli, tüm hizmetli, memur, idari ve teknik personele özel hizmet tazminatı ödenmelidir. Ataması yapılmayan işsiz öğretmenlerin en kısa süre içinde atamaları yapılmalı, öğretmen açıkları en kısa sürede kapatılmalıdır. Eğitimde esnek, kuralsız ve angarya çalışma uygulamalarına son verilmeli, performans değerlendirme ve zorunlu rotasyon girişimlerinden derhal vazgeçilmelidir. Okullarda ve üniversitelerde 4-C, 50-D, taşeron çalışma gibi esnek ve güvencesiz çalışma uygulamalara son verilmelidir. Kamusal, bilimsel, demokratik, laik ve anadilinde eğitimin önündeki bütün fiili ve yasal engeller kaldırılmalıdır. YÖK kaldırılmalı, üniversiteler özerk, bilimsel, demokratik bir yapıya kavuşturulmalıdır. Kamu emekçilerinin grevli toplusözleşme hakkı önündeki engeller kaldırılmalı, gerçek bir toplusözleşme düzenin yaratılması sağlanmalıdır. Taleplerimizin karşılanmaması durumunda 19 Aralık Perşembe günü Greve çıkacağımızı ilan ediyoruz. Siyasi iktidarın yıllardır taleplerimizi yok sayan baskıcı ve dayatmacı anlayışına karşı bütün eğitim ve bilim emekçilerini ve halkımızı bizlerden toplanan vergilerle oluşturulan 2014 bütçesinde taleplerimizin yer alması için birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz. Adımız kadar şunu iyi biliyoruz; hak verilmez, mücadele ile alınır! Onlar da biliyorlar, söyleyecek daha çok sözümüz, değiştirecek gücümüz var, Bugüne kadar ne baskıları, ne de gazları bu sesi kısabildi. Şimdi bize reva görüleni değil, haklarımıza sahip çıkma zamanıdır! Emekten ve halktan yana bütçeden haklarımız için, İnsanca yaşam, güvenli bir gelecek için… Çocuklarımıza onurlu bir gelecek bırakabilmek için; Bu ülkenin eğitiminden sağlığa, adaletinden ulaşımına kamu hizmeti üretenleri olarak AKP hükümetini uyarıyoruz! Kurduğunuz karanlığın parçası olmayacak, savaşın-rantın-sömürünün, gericiliğin bütçesini kabul etmeyeceğiz! Emeğin, halkın olmayan bu bütçeyi derhal geri çekin” diye konuştu.

Bakmadan Geçme