Milas'ta geçmişten günümüze ulaşan 'Menteşe Beyliği' gün yüzüne çıkartılıyor
Muğla'nın Milas ilçesinde 1974 yılında başlayan ve zaman zaman ara verilen kazı çalışmaları Beçin Kalesi'nde olanca hızıyla devam ediyor. Başkanlığını, Pamukkale Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kadir Pektaş'ın yaptığı 20 kişilik kazı ekibi, yürütülen çalışmalarla ilgili Milas Kaymakamı Eren Arslan'a geniş kapsamlı bir bilgilendirmede bulundu.
Muğla’nın Milas ilçesinde 1974 yılında başlayan ve zaman zaman ara verilen kazı çalışmaları Beçin Kalesi’nde olanca hızıyla devam ediyor. Başkanlığını, Pamukkale Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kadir Pektaş’ın yaptığı 20 kişilik kazı ekibi, yürütülen çalışmalarla ilgili Milas Kaymakamı Eren Arslan’a geniş kapsamlı bir bilgilendirmede bulundu. Kazı çalışmalarının yürütüldüğü alanda Kaymakam Eren Arslan’a, Beçin Kalesi başta olmak üzere tüm bölge hakkında bilgiler aktaran Kazı Başkanı Prof. Dr. Kadir Pektaş; “İkinci beylikler dönemi olarak biliniyor. Burası, büyük oranda Türkler tarafından iskan edilen ve şehir haline getirilen bir bölge. Öncesinde ise Bizans ve Roma döneminde de bölgede yerleşim olmuş, ancak Türkler tarafından büyük bir kent haline getirilmiş. Fatih Sultan Mehmet döneminde ise kale terk edilerek, aşağıdaki ovaya yerleşilmeye başlanmış. Bu durum Beçin Kalesi ve bölge için önemli bir şans. Çünkü Türkler tarafından iskan edilen birçok yerleşim alanlarında değişim, yapılaşma, doğal olaylar nedeniyle orijinal hali günümüze kadar ulaşmamıştır. Yapılan kazı çalışmalarında en üst kod, Fatih Dönemi olarak karşımıza çıkmaktadır. Türklerin Anadolu’ya geldiğinde ne tür bir şehir kurduğunu görmek istiyorsanız, Beçin’i görmeniz gerekir. Surlarıyla, iç kalesi, dış mahalleleriyle toplam 550 bin metrekarelik bir alan ve büyük bir bölümü birinci derece arkeolojik sit alanı, bir bölümü ise üçüncü derece sit alanıdır. Arkasında ise geniş bir ormanlık alan vardır. Güvenlik açısından oldukça zor bir bölgedir. Ayakta kalan 20’ye yakın eser var, ancak bunların da çok ciddi statik sorunları bulunmaktadır. Acil müdahale edilmesi, restore edilmesi gereken 5 tane yapı vardır. Bunlarla ilgili uygulama yapılması için de bakanlık nezdinde yazışmalar sürüyor” dedi. Depremde küçük bir hasar oluştu Yaklaşık 15 gün önce Gökova Körfezinde meydana gelen 6.6 şiddetindeki deprem sonrasında kale içindeki bazı yapılarda küçük hasarların oluştuğunu belirten Prof. Pektaş, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Şu an bulunduğumuz noktaya yaklaşık bir kilometre ileride Yelli Cami var. Caminin pencerelerinin birinde küçük bir yıkım meydana gelmiş. Acilen müdahale edilmesi gerekiyor, ancak restorasyon işi pahalı ve Kültür Bakanlığı ile birlikte yürütülen bir süreç vardır. Dolayısıyla ne kadar acil olursa olsun bazı işlere hemen başlayamıyorsunuz. Buradaki sorun, toprağın altından çıkarılan değil, asıl toprağın üzerindeki yapılarla işe başlanmalı. Öncelikli olarak toprağın üzerindeki yapıları aslına uygun bir biçimde restore ederek, çok daha uzun yıllar ayakta kalması sağlanmalıdır. Böyle bir çalışmayı ise küçük bütçelerle yapmak mümkün değildir” Çalışmalara 43 yıl önce başlandı 1974 yılında başlatılan, kimi zaman ara verilen çalışmaların her yıl Mayıs ayında başladığını ve Aralık ayı sonuna kadar devam ettiğini belirten Prof. Dr. Kadir Pektaş; “Aslında yavaş gibi görünen çalışmalar belirli bir seviyeye gelmiş durumda. Bakanlık ve Kazı Ekibi olarak bizlerin gayretleriyle Beçin’de bir çevre düzenleme projesi yapıldı. Bu proje ile birlikte bu alanın usulüne uygun bir şekilde turizme kazandırılması adına önemli bir adım atıldı. Proje bağlamında, ‘Karşılama Merkezi’ olarak adlandırılan alandaki sur duvarlarında, kalenin önündeki çeşmede, Yelli Camisinde ve Kızılhan’daki restorasyon çalışmalarında sona gelindi. Beraberinde Büyük Hamam’da da bir restorasyon çalışmamız devam ediyor. Bunların hepsi prosedür olarak tamamlandığında uygulamaya da başlanacak. Elbette devam eden restorasyon çalışmalarının yanı sıra bir de yürütülen arkeolojik kazı çalışmaları da var. Beçin Kalesi’nde başlayan ve kesintilerle günümüze kadar gelen kazı çalışmaları, Türkiye’de en eski ve en kapsamlı kazı çalışmalarından biridir. 20 kişilik bir ekiple bu çalışmalar yürütülüyor. Kimi zaman bütçe doğrultusunda bu sayı artıyor veya azalıyor. Önümüzdeki günlerde restorasyon projeleri uygulanmaya başlandığında sayımız daha da artacak. Bu seneki çalışmalar Mayıs ayında başladı ve bütçe imkanımız doğrultusunda devam edecek. Son beş yıldır aynı doğrultuda çalışıyoruz. Mayıs ayından Aralık ayına kadar devam eden bir çalışma programı uyguluyoruz. Ekip içerisinde yer alan öğrencilerimizden bazıları Eylül ayında okullarına dönerken, kalan arkadaşlarımızla birlikte çalışmaları sürdürüyoruz” dedi. Bir bu kadar daha sürer Yaklaşık 43 yıldır devam eden çalışmaların, yürütülen program doğrultusunda bir bu kadar daha devam edebileceğine vurgu yapan Kazı Başkanı Prof. Pektaş; “Elbette kısa bir zamanda tamamlanmasını arzu ediyoruz, ancak bu tür çalışmalar uzun solukludur. Tamamen bitirilmesi konusunda kati bir öngörü yok, ancak bugüne kadar süren çalışmalar gözönüne alındığında en iyimser bir tahminle 50 yıl daha sürer” dedi. Geçmişten günümüze ulaşan bir medeniyet Kazı başkanı ve ekibinden, yürütülen çalışmalar hakkında bilgi alan Milas Kaymakamı Eren Arslan ise, konuya ilişkin şunları söyledi: “Bilindiği gibi ilçemiz, turizm açısından çok önemli değerlere sahip bir yer. Geçmişten günümüze gelen, bunlardan biri ve belki de en önemlilerinden biri olan, Menteşe Beyliği’nin başkenti Beçin Kalesi’dir. 550 bin metrekarelik bir yerleşimle dönemi yansıtan bir kent olarak günümüze kadar ulaşmış çok önemli bir değer. UNESCO’nun geçici Miras listesinde yer alıyor. Hocamızın başkanlığında yürütülen kazı çalışmalarını yerinde görme, inceleme ve sürecin nasıl gittiğini görme imkanım oldu. Burada yürütülen kazı çalışmaları çok uzun soluklu bir çalışma 40 yıldan fazla devam eden bir süreç ve yine aynı şekilde devam edecek. Çünkü arkeolojik kazı çalışmaları, kendi işinin doğası çok hassas ve zaman alan bir çalışmayı gerektiriyor. Bu bölge; Anadolu’da, Ege’de Türk-İslam Medeniyeti eserleri adına son derece zengin, ayakta kalan yapılarıyla da mutlaka gelip gezilmesi-görülmesi gereken bir yer. İlçemizin, turizm pastasından hak ettiği payı alması adına da bu yapıların turizme kazandırılmasıyla daha da güçleneceğiz. Bugüne kadar bölgenin tanıtılması adına bazı çalışmalar başlatılmış. Kalenin girişinde bir karşılama merkezi kurulmuş; bir anlamda gelen konukları ağırlayabileceğimiz, gerekli bilgilendirmeleri yapabileceğimiz sosyal alanlar oluşturulmuş durumda. Bölgenin turizmdeki rotasını belirleme adına tanıtım konusunda çalışmalar da bir taraftan devam ediyor. Gerek resmi kurumlar, gerekse sivil toplum örgütleriyle birlikte bu yöne ağırlık veriyoruz. Bu yapıları turizme kazandırdığımızda gerek bölgemiz, gerekse ülkemiz turizm açısından daha da zenginleşecektir. Beçin Kalesi de gelecekte bu anlamda önemli bir kültür turizmi merkezi haline dönüşecektir” dedi.