Mehmet Özdemir, suiistimallere de dikkat çekti
Türkiye Görme Engelliler Derneği Muğla Şube sekreteri ve Zafer partisi 28.ci dönem Muğla Milletvekili adayı Mehmet Özdemir 10-16 Mayıs tarihleri arasında kutlanan Engelli Haftası nedeniyle bir açıklamada bulundu.
‘10-16 Mayıs Türkiye Engelliler Haftası nedeniyle, bir engelli ve engelli derneği yöneticisi olarak edindiğim tecrübe ve bilgilerimi paylaşmak istiyorum.’ diyen Türkiye Görme Engelliler Derneği Muğla Şube sekreteri ve Zafer partisi 28. Ci dönen Muğla milletvekili adayı MehmetÖzdemir; mesajında şunları söyledi:
‘Şunu peşinen bilmeliyiz ki; engelli konusu bizim toplumumuzda özellikle suiistimale açık bir konudur. Bu konuyu çeşitli açılardan suiistimal edenler olmuştur ve oluyordur.
İki ana eksende suiistimal yapılmaktadır. Birincisi maddi çıkar sağlamak amaçlıdır. Bunlar engelli gazete ve dergi gibi basılı yayın satışı yada buna benzer diğer malzeme satışı üzerinden gelir elde ederler.
Yada diğer bir şekilde değişik yollardan dilencilik yaparak yardım talebinde bulunurlar. Bu kişilerin engelli olup olmamalarının önemi yoktur. Tek amaçları toplumun engelli konusundaki duyarlılığını ve engelli konusundaki olumlu duygusunu sömürerek çıkar sağlamaktır.
İkincisi ise engelli sivil toplum kuruluşları üzerinden sağlanan suiistimallerdir.
Bunun da iki ayağı vardır.
Bir tarafta engelli sivil toplum kuruluşunu kendi çıkarı için kullanan ve kontrol altında tutan kamu yöneticileri varken diğer tarafta bu yöneticilerin çıkarları ile kendi çıkarlarını bağdaştıran engelli sivil toplum yöneticileri yer almaktadır.
Bana göre engellilerin sorunlarının çözümündeki en önemli engel budur. Bu sorun aşılamadan ülkemizdeki engellilerin sorunlarını çözmek imkânsızdır.
Engelli sivil toplum kuruluşları, kamu kuruluşu yöneticileri ve siyasi parti temsilcileri ile hiç bir ilişki içerisinde olamaz mı?
Tabi ki olacaktır ve olmalıdır ama bu karşılıklı çıkar ilişkisine dayanmalı ve engellilerin toplumdaki yaşamını kolaylaştıran ve engelliler lehine kanunların çıkarılmasını ve uygulanmasını sağlama yönünde olmalıdır.
Bunu sağlamanın yolu da; engellilerin bilinçlenmesi ve bilgilenmesi ile birlikte kendilerini gerçek anlamda temsil eden, engelli sivil toplum kuruluşlarında örgütlenmeleri ile mümkündür.
Sivil toplum kuruluşu bağımsız ve bağlantısız olmalıdır. Özellikle hiçbir siyasi ve diğer kuruluşların yan kuruluşu gibi olmamalı, sadece engelli konusuna odaklı sivil toplum kuruluşu olmalıdırlar.
Eğer ki sivil toplum kuruluşu bağımsızlığını yitirmiş ve kontrol altına girmiş ise! Biliniz ki engelli sivil toplum kuruluşunun yöneticisi kişisel çıkar sağlamaktadır.
Göstermelik günlerde yapılan bu resmi tören ve kutlamalar, engelli gerçeğini örtmek üzere yapılan etkinliklerdir. Bu tip etkinlikleri, sorumlu kamu kurum yöneticilerinin düzenlemesi ve engelli kurumları aparat olarak kullanması bunun bariz işaretidir.
Kamu yöneticileri, engelli sivil toplum kuruluşlarını nasıl kontrol altına alırlar...
Benim bildiğim bunun iki uygulanabilir yolu var.
Birincisi; resmi olarak kurulması zorunlu olan komisyon yada kurullara kendi adamlarını özellikle kendi personelini yerleştirirler.
İkincisi ise; kendilerinden engelli lehine hiçbir talepte bulunmayan, sorumlu olup, sorumluluğun gereğini yerine getirmeyen kamu yöneticilerini eleştirmeyen kişileri yönetici olarak seçilmesini sağlar ve bu kişileri muhatap alırlar.
Bu kişiler doğal olarak kendi çıkarları ve istikbalinin peşindedir. Bunların ortak özelliği ise aynı zamanda kamu personeli olmasıdır. Bu kişiler engelli konusunda sorumlu olan yöneticilerin işlerini kolaylaştırırlar.
Bu gerçekleri bilmeden ve görmeden toplumdaki engelli sorununu bilmek ve çözmek imkânsızdır.
Engelliler, bu gerçekleri bilerek ve görerek sorunlarını çözebilirler. Aksi halde çıkar sahiplerinin çıkarlarına hizmet etmekten başka hiçbir şey sağlayamazlar...
Engellilerin bilinçlenmesi ve bilgilenmesi dileğiyle.’