Marmaris'te alev savaşçılarının nöbeti devam ediyor
Muğla'nın Marmaris ilçesinde 21 Haziran'da başlayıp 25 Haziran'da tamamen kontrol altına alınan yangında 4 bin 500 hektar makilik ve kızılçam örtülü alan yandı. Yangının yerleşim yerlerine ulaşmaması için olağanüstü çaba gösteren ekipler, nöbetlerine devam ediyorlar.
Muğla’nın Marmaris ilçesinde 21 Haziran’da başlayıp 25 Haziran’da tamamen kontrol altına alınan yangında 4 bin 500 hektar makilik ve kızılçam örtülü alan yandı. Yangının yerleşim yerlerine ulaşmaması için olağanüstü çaba gösteren ekipler, nöbetlerine devam ediyorlar.
Marmaris Bördübet mevkii Yedigöller bölgesinde çıkan yangın yerleşim yerlerine sıçramadan kontrol altına alındı. Yüzlerce iş makinasının yanan alanlara müdahale edebilmesi için ekipler yollar açarken, yangın bölgesindeki evler de tedbir amaçlı tahliye edilmişti. Yangının yerleşim yerlerine ulaşmaması için büyük çaba harcayan ekipler ise bölgede nöbetlerine devam ediyor.
İzmir’den gelerek yangın söndürme çalışmalarına destek veren Bayraklı Belediyesi personeli Cihat Kaygaç, “İzmir Bayraklı’dan 4 kişi olarak geliyoruz. Bir kepçemiz ve bir su tankerimiz var. Günlerdir burada sabah akşam görev yapmaktayız. İlk günden bu yana müdahale ekiplerine ve arazözlere yardımlarda bulunuyoruz. Orman içinde yol açıyoruz. Yangın artık kontrol altına alındığı için artık AFAD’tan gelecek haberi bekliyoruz. Gelecek habere göre hareket edeceğiz ve görev yerlerimize döneceğiz. Mücadele ediyoruz. Her şey yeşili ve doğayı korumak için. Sağolsun burada herkes bize destek oldu. Özellikle halk bizi yalnız bırakmadı. Yardımsever halk yemeğini, suyunu bizimle paylaştı. Onlar da bizimle beraber resmen ateşin içinde mücadele etti. Buradaki ağaçlar en az 300 yıllık. Yetişmesi kolay değil. Kendi oksijenimizi kendimiz kaybediyoruz. Kendi kendimizi yok ediyoruz aslında. Vatandaşların daha duyarlı olmasını rica ediyoruz. Piknik yaptığınız zaman lütfen çöplerinizi yanınızda götürün” dedi.
"İyi ki kovanlarımız başka yerlerdeydi"
Yeşilbelde girişinde evi ve çilek bahçesi olan Mustafa Ertuğrul ise yangının söndürülmesine çok sevindiğini belirterek, “Çalışmaların yeterli olduğunu düşünmüyorum ama yetersiz olan makinalar arazözler değil, yetersiz olan bizleriz. Ben kendi halkımıza kızıyorum. Bunların bütün sebebi biziz, yani bizim bilinçsiz ve doyumsuz bir şekilde yaşam biçimimiz. Maalesef aşırı derecede tüketici, kullan at bir toplum olduk. Bu yangınlarda belki milyonlarca canlı yandı. Burası yanmış olsaydı, önlenmeseydi bu rakam belki on milyonlar, milyarlar olacaktı. Bunu düşündüğümde bile tüylerim diken diken oluyor. Biz bu yangın başladığında da hazır bekledik, kendimizce önlemler aldık. Bize haber verdiler, hazırlıklı olun dediler. Özellikle hayvanlarımızı düşündük. Allah’tan tek sevincimiz arı kovanlarının yaylada olması. Bu mevsimde burada bulunmamaları ama geldiğimiz zaman nerede besleyeceğiz. Herhalde artık şekeri daha fazla kullanacağız, yani şeker balını daha fazla yiyeceğiz. Çünkü böyle giderse çam ormanı kalmayacak" dedi.
"Bitkiler de canlı"
Ertuğrul, "Önceki gün burada yangın şeridi için yapılan çalışmalar esnasında bir ağaç en az 5 dakika direndi. Bizden daha çok direniyor dünyaya, hayata ama dediğim gibi biz kullan at toplum olduğumuzdan dolayı her şeyi çok basit bir şekilde yok ediyoruz. Bir kişinin cezasını milyonlar çekmemeli. Bu milyonların içinde bitkiler de dahil olmak üzere bütün canlılar var. Fotosentez yapıyor, bize onu öğretiyor. Oksijen alıp karbondioksit veriyor. Bizler de oksijen alıp kirletip geri veriyoruz. Demek ki bitkiler de canlı ama biz onu bile ezip geçiyoruz. Kısacası bir kişinin cezasını milyonlar çekmemeli” diyerek artık insanların çevreye daha duyarlı olmalarını istedi.