Kocadon: 'Ben mahallenin uslu çocuğu değilim'

Demokrat Parti Milas İlçe Başkanlığına gelen Bodrum Belediye Başkanı ve Demokrat Parti'den Muğla Büyükşehir Belediyesi Başkan Adayı olan Mehmet Kocadon, yoğun ilgiyle karşılandı. Başkan Kocadon, Eğer ben mahallenin uslu çocuğu olsaydım, şunu net söyleyeyim ki şu anda belki de CHP'den büyükşehire atanmıştım. diyerek, CHP'yi eleştirdi.

  • 1306
Kocadon: 'Ben mahallenin uslu çocuğu değilim'
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Demokrat Parti Milas İlçe Başkanlığına gelen Bodrum Belediye Başkanı ve Demokrat Parti’den Muğla Büyükşehir Belediyesi Başkan Adayı olan Mehmet Kocadon, yoğun ilgiyle karşılandı. Başkan Kocadon, “Eğer ben mahallenin uslu çocuğu olsaydım, şunu net söyleyeyim ki şu anda belki de CHP’den büyükşehire atanmıştım.” diyerek, CHP’yi eleştirdi.

Bodrum Belediye Başkanı ve Demokrat Parti’den Muğla Büyükşehir Belediyesi Başkan Adayı olan Mehmet Kocadon, Demokrat Parti Milas İlçe Başkanlığını ziyaret etti.

Milas’a gelen Başkan Kocadon’a, DP’liler yoğun ilgi gösterdi.

Demokrat Parti Milas İlçe Başkanı Abdullah Kisirlioğlu, Demokrat Parti Milas Belediye Başkan Adayı Ali Doğan Serçek, eski DYP Muğla Milletvekili İrfettin Akar, DP Milas Belediye Meclis Üyesi Adayları ve partililer, Bodrum Belediye Başkanı ve Demokrat Parti’den Muğla Büyükşehir Belediyesi Başkan Adayı olan Mehmet Kocadon’u karşıladı.

Demokrat Parti Milas Belediye Başkan Adayı Ali Doğan Serçek, Kocadon’a hoş geldiniz dedikten sonra: “Biliyorsunuz, Muğla’nın en çok kırsal mahalleye sahip olan ilçesi Milas’tır. Milas ayrıca Bodrum’un lokomotifidir. Milas’ta tarımı ve turizmi destekleyecek fabrika getirmemiz lazım. İşsizliği kırmamız lazım. Milas’ın problemlerini sıraladık, bunları ilerleyen günlerde size aktaracağız. Bizim asıl problemimiz köylerdir. Biz köylüyü nasıl kalkındırabiliriz, bunun için sizden bir şeyler bekliyoruz. Ayrıca Milas’ın sebze ve meyve hali yok, biz bunun sözünü istiyoruz.” ifadelerini kullandı.

Demokrat Parti Milas İlçe Başkanı Abdullah Kisirlioğlu, Milas’ın özelliklerinden bahsederek: “Belediye başkanı, açık görüşlü ve vizyon sahibi olmalıdır. Siz nasıl, Bodrum’u bir dünya markası haline getirdiyseniz, bizim Milasımız Türkiye’de en fazla 27 antik kente sahip bir yerdir. Bizim ama tarih turizmimiz yok. Milas’ın göbeğinde, tarihi eser kaçakçıları Hekatomnos’un mezarını yağmaladılar. Şimdi çalışmalar yapıldı ama açılmasını bekliyoruz. Gelen turistler, konaklayacak yer arıyor. Turist, butik otel istiyor. Halkla iç içe olmak istiyor. Bunu sergileyecek bir vizyona sahip başkan lazım. Çöllüoğlu Han’ımız tescil edildi ama hala aktif değil. Milas’ta bir çok tarihi binaya sahip bir yerdir.” dedi.

Bodrum Belediye Başkanı ve Demokrat Parti’den Muğla Büyükşehir Belediyesi Başkan Adayı olan Mehmet Kocadon, halkın artık kendisine yakın bir ismi istediğine dikkat çekerek: “Bizim en büyük sıkıntımız, köylü hayvanını yetiştiriyor ama satabilecek garanti bir yer istiyor. Yani kasaba, otele verdiği zaman parasının peşinden koşmak istemiyor. En büyük sıkıntı şu anda üreticinin budur. Bunun için şu anda Muğla Büyükşehir Belediyesi olarak, Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin yapmış olduğu çok güzel bir uygulama var. Fidan dağıtmak, ağaç dağıtmak, bunlar marifet değildir. Marifet, üreticinin güvenilir bir şekilde ürettiği malı gelip teslim edebilecek ve ben paramı alırım güvenini verebilecek bir yerdir.

Biliyorsunuz turizm, 2016-2017 yılında çok zorlandığımız yıllardı. Biz Bodrum’un tanıtımının içine de Milas’ı da kattık. Özellikle Çomakdağ kadınlarını tanıtıma katınca, Bodrum ve Milas turizmini farklı boyutlara taşıdık. Milas’taki tarihi ve kültürel öğeler, Bodrum’da pek yok. Bu işin siyaset ayağı var bir de hizmet ayağı var. Ben siyaset ayağını pek bilmediğim için o yüzden bugüne kadar kendi kaleme hep gol yedim. Biz hep şunu söyleriz; bu işin siyasetini il ve ilçe başkanı yapar. Belediye başkanının işi hizmet üretmektir. Ben 20 yıllık belediye başkanlığı bilgi ve tecrübelerimi, bunların hepsini büyükşehirde kullanacağım. Bir yerin eğer ekonomi seviyesini yükseltemezseniz, ne yaparsanız yapın bir işe yaramaz. Bir yere huzur gelebilmesi için bu yerin ekonomik seviyesinin yüksek olması lazımdır. Bizim Muğla halkının, ekonomik seviyesini yükseltmemiz lazımdır. Yani öğünüyorlar; kaldırım yaptım, yol yaptım diye. Bunlar belediye veya büyükşehir belediye başkanlarının övüneceği şeyler değildir. Bunları daire başkanları yapar. Bir belediye başkanı yöresine, neler yapmış; ekonomik seviyesini yükseltmiş mi, metropol yapmış mı, sporda hangi başarılar elde etmiş, eğitiminde, sağlığında başarı yakalamış mı, genç nesile ne vaat etmiş, genç nesili nereye taşımış, ne kadar önem vermiş bunlar belediye başkanının sorumluluğu altındadır. Sen bunların hiçbirini yapma sonra billboardlarda caklarla, ceklerle süsle. Bunları artık vatandaş yemiyor arkadaşlar. Hizmet yapmakla, belediye başkanlığı kazanılmıyor. Halk kendisine yakın, makamına gidebileceği ve konuşabileceği birisini istiyor. Bunlar olmadıktan sonra da zincirin halkaları birbirini tutmuyor. Allah’a şükür vatandaşta karşılığım olmuş, halk beni sevmiş. Kimseye bir yanlışımız olmamış, yasal haklarını almamış, kimsenin ekmeğiyle oynamamışızdır. Ben Türkiye’de en fazla rant dönen bir ilçede, belediye başkanlığı yapıyorum. Korumasız geziyorum. Biri halktan korkup, korumayla geziyorsa o iş bitmiştir arkadaşlar. Muğla’da yakaladığımız bu hava, bizi güzel yerlere taşıyacak.” diye kaydetti.

Basın mensuplarının, Mustafa Saruhan’ın CHP Bodrum Belediye İlçe Başkanlığı Adaylığı’nın İlçe Seçim Kurulu tarafından düşürülmesi sorusu üzerine Kocadon, şu cevabı verdi: “Şimdi size şunu söylemek istiyorum. Kimsenin, hiçbir adayın onuruyla, gururuyla oynama hakkı yoktur. Bu memlekette bugüne kadar yapılan yerel seçimlerde, böyle bir dengesizlik, böyle bir sorumsuzluk hiçbir yerde yaşanmadı. Buca’ya aday açıkladılar, tanıtım toplantısına geldiler; çocuk 15 gündür sokaklarda ev ev dolaşıyor, İlçe Seçim Kuruluna verilirken adamın ismi siliniyor, başkasının ismi veriliyor. Beni 2 ay oyalıyorlar, Parti Meclisi’ne sokuyorlar geçirmiyorlar. Sonra arıyorlar, başkanım bu iş bizde kendimize yetki alacağız diyorlar. Türkiye’nin gündemine oturtuyorlar, sonra 1 saat kala başkasının ismi açıklanıyor. Sonra bir isim açıklanıyor, bu arkadaş 10 gündür 24 saat boyunca açığı kapatmak için çalışıyor. Seçim Kurulu tarafından adaylığı düşürülüyor. Şimdi bu kadar sorumsuzca yapılan aday belirlemenin sonucu, maalesef CHP Muğla’da bir kaosa sürüklemiştir. Bunun da sebebi mevcut büyükşehir başkanıyla ve 4 CHP milletvekilinin ‘Seç beni, seçtireyim seni’ felsefesiyle bu partiyi bu hale getirmişlerdir. Şu anda CHP’nin Muğla’daki itibar kayıpları o kadar fazla ki Türkiye genelinde. Böyle bir şey olur mu? Hiç kimsenin, onuruyla, gururuyla oynama hakkına sahip değil bu insanlar. Yapmayacaksan bir şeyi, başta söylersin efendi gibi. Parti koridorlarında, kulislerle bu işi götürmeye kalkarsanız yahut da dikensiz gül bahçesi ararsanız veya benim dışımda kimse bir şey söyleyemez derseniz, bundan sonra olan sonuç budur. Dikkat edin, bir genel başkanın yanında Muğla için beyanat veriyor. Hepiniz okudunuz. Biz ittifakı bitirmiştik, mevcut milletvekilleri ve ilçe başkanları o kadar bastırdı ki bu duruma getirdi olayı diyorlar. Bu ne demek biliyor musunuz arkadaşlar? Muğla’da seçim kaybedilecek; ben bu işin sorumlusu değilim. Topu şu anda mevcut belediye başkanının ve 4 milletvekilinin kucağına atıyor, pimi çekilmiş bomba gibi. Bu sorumsuzluğu yaratan sizlersiniz. Toplumda karşılığı olan insanları yok sayarsanız, gelinen nokta budur. Bugün yok sayılan belediye başkanı adaylarımıza bakın, hepsi bundan önceki yerel seçimde büyükşehirden oy taşıyan insanlardır. Bugün Mehmet Kocadon denilen belediye başkanı, çoğulculuğu temsil eden tek belediye başkanıdır. Yüzde 50’nin üzerinde oy almış belediye başkanıdır. Yatağan olsun, Fethiye olsun, Marmaris olsun, en çok oy taşıyan insanlardır. Ne oldu bu insanlara? Birileri istemedi diye, birilerinin hoşuna gitmedi diye böyle siyaset olmaz. Siyasette birinci kural kazanmaktır. Kimle kazanacaksan, seçime onunla gitmektir. Halkta karşılığı olan insanla gitmektir. Siz halkta karşılığı olan insanları bir kenara iterseniz, işte halk gelir bunun cevabını verir. Gündemde; Türkiye’nin köklü partisi de adayları silinen, adaysız bir parti halini alır. Bunlar yakışmayan şeylerdir.”

Kocadon, CHP’nin adaylığına itiraz etmesine şu sözlerle yanıt verdi: “Peki bunlar olurken, sen DP’nin adayına neden itiraz ediyorsun? Ne yapmış Demokrat Parti sana. Korkunuz niye? Zaten siz benim aday göstermediniz. Neden aday göstermediniz, toplumda karşılığı yok seçimi kaybedecek diye. Şu anda bir parti evladına sahip çıkıyor, tekrar kucağını açıyor. Ve biz aday oluyoruz, CHP’nin il başkanı adaya itiraz ediyor. Neyden korkuyorsunuz? DP’nin adından mı, Mehmet Kocadon’dan mı yoksa Muğla halkının değişim rüzgarından mı korkuyorsun? Beni 4 milletvekili, hiçbir gün aramamıştır. Bana bir gün, ne ihtiyacın var diye sormamışlardır. Yani ben, Yunanistan’ın Kos Adası’na belediye başkanı adayı olmadım. Muğla Büyükşehire aday oldum. 4 tane de milletvekilimiz var. bir gün genel merkeze gidelim, bir sorunun var mı demediler. Niçin bunlar biliyor musunuz? Çünkü Mehmet Kocadon ismi, halk tarafından öyle bir boyuta taşındı ki bunlar genel merkez önünde çadır kurup, genel başkanın odasında adamı bıktırdılar. Ya bizim dediğimiz olur, ya istifa ederiz diye tehdit ediyorlar genel merkezi. CHP, Muğla’da başka bir isimle gitseydi şu anda çok başka boyutlarda olacaktı. Bugün ilçelerden, birçok aday çıkmayacaktı.”

“İttifak diyorlar şimdi CHP Genel Merkezi’nin açıklaması, ilçelerde ittifak olmayacağıdır. Ya sözünün arkasında duracaksın, ya da ilçelerde ittifak yaptırmayacaksın. Böyle bir seçim olmaz. Hiç kimse Muğla halkının, siyasi aklıyla dalga geçemez. Benim, seçimi kazanırsam CHP’ye döneceğim iddia ediliyor. CHP, fabrika ayarlarına dönmeden bu vatandaş hiçbir yere dönmez. Bununla, kimseyi kandıramazlar. CHP, fabrika ayarlarına dönmesi lazım.” diyen Kocadon, iddialara açıklık getirdi.

Kocadon, Fenerbahçe Genel Kurulu’nda Aziz Yıldırım’ın listesinde yönetim kurulu üyesi gösterilmesine ilişkin soruya şu sözlerle açıklık getirdi: “Aslında, Ege’de bugüne kadar hiç kimse Fenerbahçe Yönetim Kurulu Listesi’nde adı geçmemiş. Bu benim ve Ege için büyük gurur ve onurdur. Bende Ali Koç’çuyum. Ali Koç’ta benim ismimi listeye eklemek istemişti ancak Belediye Başkanlığı yapan biri listede gösterilemez. Daha sonra Aziz Yıldırım aradı, beni listeye eklemek istedi. Daha önceki yıllarda, biz beraber hapis yatmıştık. Ben aynı cevabı, Aziz Yıldırım’a da söyledim. Aziz Yıldırım’ın beni yazacağı aklıma gelmedi. İstanbul’a gittiğimde, listede adım olduğunu görünce şaşırdım. Yazdıktan sonra yapacak bir şey yok dedim. Ailem bile bana karşı çıktı. Ben bir tane Fenerbahçeli kardeşimden oy istemedim. Bana bir tane oy verin demedim. İşin aslı budur. Kazansaydım da tabi ki Bodrum’u ve halkımı tercih edip, istifa ederdim.”

Kocadon, açıklamalarında son olarak şunları söyledi: “Ben siyasi terbiye aldım. Kimseye sataşmam. Gerek yok bunlara. İnsanları karalayıp, meydanda bağırmak bize yakışmaz. Belde başkanlığı yaptım. 2009’da herkes bana karşı çıkarken, CHP’nin Bodrum’da yüzde 80 oyu var DP’den kazanamazsın dediler; halk değişim istiyor diye Bodrum Belediye Başkanlığı seçimine girdim. İnanmadılar, kazandık. İmkânsızların, umudu olduk. 2014’te yarımada seçimi oldu, yine kazandık. 10 belediye kapattım ne bir görüş ne de müfettiş istedim. Bütün kapanan belediyelerdeki personelleri işe aldım, tüm kapanan belediyelerin borcunu ödedim. Ağzımdan bir laf çıkmadı. Bu sürece girdiğimizde, benim 2016 yılına kadar hiçbir derdim ve sıkıntım yoktu. Ne zaman ki Bodrum’un dinamik güçleri elimden alınmaya başladı, gelirlerim elimden alınmaya başladı, biz zorlanmaya başladık, işte o zaman feryatlar başladı. Sadece biz değil, Fethiye, Yatağan Milas sürece sessiz kaldı. Biz de ödüyoruz ama geç ödüyoruz. Bu olaylar olunca, siyasi erk olarak ilçe başkanlığına gidip Büyükşehir’le bunu çözmesini istedik. Herkes aynı telden çaldı. Osman Başkan ne derse o dediler. Sonra tartışmalar başladı işte. Ben Osman Gürün’e bir şey söyleyemem. Ben hapis yattığım süre içerisinde, omzunda ağladığım isimdir. Benim Osman Gürün’le derdim yok, benim derdim sistemledir. Benim derdim, Muğla Büyükşehir bürokratlarıyladır. Büyükşehir, uygulama ve yasayı karıştırdılar. Takdir hakkı kullanmadılar, bu gerginlikler yaşandı. İstiyorlar ki sırtını sıvazlayalım, ses çıkarmayalım. Arkadaşlar, ben mahallenin uslu çocuğu olamam. Ben kaleleri keşfetmeye alışmış bir komutanım. Bana hedef göstersinler, ben gidip hedefi alacağım. Şimdi ben bu mahallede durmak istemiyorum, önümü açın diyorum ayağımı çekiyorlar. Tamam Muğla değil, Bodrum’u kabul etmiyorlar. Eyvallah diyoruz, bu kale zaten bizim kale. Ben başka yer göster diyorum, ama bunlar kaleleri keşfetmiş komutanları kendi mahallelerinin uslu çocuğu yapmak için baskı uyguluyorlar. Bizim bu karakterimize ters. Bundan dolayı bu olaylar gelişti. Eğer ben mahallenin uslu çocuğu olsaydım, şunu net söyleyeyim ki şu anda belki de CHP’den büyükşehire atanmıştım. Ama benim tabiatıma aykırı. Şunu da net söyleyeyim, süreç sonunda ben DP’den başka hiçbir yere adaylığımı koymadım ve müracaat etmedim. Biz istedik de gelmedi diyorlar, öyle bir şey yok.”

Eski Muğla Milletvekili İrfettin Akar; Kocadon’la olan hatıralarını anlattıktan sonra DP’nin Muğla’da güzel bir rüzgar yakaladığını ve DP’nin Büyükşehir’i alacağından inançlarının tam olduğunu belirtti.

Kocadon, ilçe binası ziyaretinin ardından; Milas Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı Celal Devrim’i, Milas Ziraat Odası Başkanı İsmail Atıcı’yı ve Milas Süt Birliği Başkanı Ali İhsan Gezgin’i ziyaret etti.

Bakmadan Geçme