- Haberler
- Kültür Sanat
- KAYAKÖY DE TÜRKLER VE RUMLAR YILLARCA YAN YANA YAŞADI
KAYAKÖY DE TÜRKLER VE RUMLAR YILLARCA YAN YANA YAŞADI
Fethiye'de Rum köyü olarak bilinen Kayaköy'ün Osmanlı arşivlerinde 'Kayı' isminde Türk köyü olduğu düzenlenen konferansla belgelerle anlatıldı.
Fethiye'de Rum köyü olarak bilinen Kayaköy'ün Osmanlı arşivlerinde "Kayı" isminde Türk köyü olduğu düzenlenen konferansla belgelerle anlatıldı. Fethiye Belediyesi, Yörük Türkmen Derneği ve Tarih ve Sosyal Bilimler Araştırma Merkezi tarafından Fethiye Belediyesi Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Osmanlı Arşivleri ve Belgeler Işığında Kayı Köyü Tarihi" konulu panelde, katılımcılara Osmanlı arşivi belgeleri sunumlarla gösterildi. Oturum başkanlığını eski Başbakanlık Osmanlı Arşivleri Şube Müdürü Avukat Ömer Karayumak'ın yaptığı panele, Süleyman Demirel Üniversitesi Yeni ve Yakın Çağ Tarihi Uzmanı Doç.Dr. Behset Karaca, Genel Türk Tarihi Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Gökçe ve Yörük Türkmen Araştırıcısı Eren Fehmi Eroğlu konuşmacı olarak katıldı. Panelde konuşan Doç. Dr. Karaca, Fethiye’nin 16. yüzyıldaki isminin Meğri olduğunu siyasi, ekonomik ve sosyal durumunu incelediğini 1261 yılında kurulan Menteşe beyliği ile Oğuz boylarının bölgeye geldiğini söyledi. Kayı boyu, Kara Keçeliler gibi Oğuz boylarından gelenlerin o dönemden Meğri çevresinde yaşadığını beliten Karaca, "Bölgede o dönemde Yörüklerde oldukça fazlaydı. Fakat yörenin nüfusunun yüzde 25’ni oğuz boyları oluşturuyordu.
Belgeler de Fethiye merkezinin bu dönemde 750 kişilik bir kasaba olduğu anlaşılıyor" dedi. Osmanlı belgelerine göre, Rumların yaşadığı yerin Elviz olarak geçtiğini kaydeden Karaca, Rumlar bölgeye gelmeden önce çevrede Kayı halkına ait medrese, vakıf ve mektephanelerin olduğu biliniyor. Karaca, o dönemde Türkler ve Rumların yan yana yaşadığını, ancak bölgeye Rumlardan önce Türklerin gelerek yerleşik hayata geçtiklerini ifade etti. Yörük Türkmen Araştırıcısı Eren Fehmi Eroğlu ise Kayı isminin bölgede yakın bir zamana kadar yöresel ağızla "gayı" olarak ifade edildiğini vurguladı. Kayı Köyünün geçmişini anlamak için öncelikle Kayı boyunun tarihi hakkında bilgi sahibi olmak gerektiğini anlatan Eroğlu: "Kayı boyu Oğuzların 24 boyu içerisinde yer alan en çok devlet kuran boylardan birisidir. Boyun kurucusu Oğuz Kağan'ın torunu Gülhan oğlu Kayıhandır. Kayı boyu hakkındaki en eski bilgileri bir çok yazılı eserden görmekteyiz. Ayrıca 8,9 ve 10. yüzyılda Orta Asya'ya getirilmiş olan Arap coğrafyacılığının eserlerinde de Kayılar hakkında önemli bilgiler yer almaktadır." Eroğlu, Kayı Köy isminin sadece
Fethiye'de bulunmadığına dikkati çekerek, Tekirdağ, Erzincan, Ağrı, Ödemiş, Bursa, Sivas ve Burdur'da da aynı isimli yerleşkeler olduğunu kaydetti. Türkiye'nin en kalabalık ve en yaygın boylarından birisinin Kayı olduğunu vurgulayan Eroğlu, gerçek manada bir Oğuz yerleşkesi olan kayı Köyün ismine Osmanlı arşivlerindeki kaynaklarda sıkça rastlandığını anlattı. Eroğlu, köyün tarihinin ilk olarak Likyalılar döneminde başladığını, o dönemde Karmylassos olarak anılan köyün daha sonra Roma ve Bizans egemenliğine girdiğini bildirdi. 1071 sonrası Anadolu'da başlayan yoğun Yörük Türkmen akını ile bölgeye göçün başladığını hatırlatan Eroğlu, şunları kaydetti: "Bu dönemde kayı köyü Menteşe beyliği sınırları içinde yerini aldı. Köy ilk kez osmanlı hakimiyetine ise Yıldırım Beyazıt döneminde girdi. 1902'de meydana gelen Ankara Savaşı ile Menteşe beyliği tekrardan kuruldu ve köy yeniden Osmanlı hakimiyetinden çıktı." Eroğlu, köye dair en eski Osmanlı arşivi belgelerinin 2. Beyazıt dönemine ait Başbakanlık Devlet Arşivinde yer alan 39 numaraı tahlil defterinde bulunduğunu, o dömde tahlil defterinin vergi defterleri olarak kullanıldığını ifade etti. BELGELERLE İSPATLADIK Bu belgeler ışığında söz konusu yerin Kayı Köyü olduğunu ispatladıklarını kaydeden Eroğlu, "Bu dönemde bölgede 3 Kayı cemati bulunuyordu. Birinci Kayı cemati 131 haneden, ikincisi 183 hameden, üçüncüsü ise 30 haneden oluşuyordu" dedi. Fethiye Yörük Türkmen Derneği Başkanı Ramazan Kıvrak da 10 yıl önce Kayaköy'deki mezar taşları üzerinde çalışma yaptıklarını ve ancak söz konusu mezar taşlarının aradan geçen zamanda birileri tarafından çalındığını savundu. Mezar taşlarının bir milletin tapusu olduğuna dikkati çeken Kıvrak, devletin mezar taşlarını çalanları bulmasını istedi. Kıvrak, köyün isminin Kayı olarak değiştirilmesi için Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatcı ile görüştüklerini kendisinin de konuya sıcak baktığını vurguladı.
KAYI HALKI ATASINA SAHİP ÇIKSIN
Kayaköy'de 2 tane kilise olduğunu hatırlatan Kıvrak, sözlerini şöyle tamamladı: "Lozan Antlaşmasına göre o dönemde kilise açık ise açık kalacak kapalı ise öyle devam edecekti. Nasıl Yunanistan'da cami açılamıyorsa burada da kilise açılamayacak. Dışarıdan gelen turistlere rehberlerimiz orada sanki sadece Rumlar yaşamış gibi kiliseleri gezdiriyorlar. Oysa orada 500 yıl önce medrese vardı. Oradaki insanlar en azından bunları da ziyaretçilere göstermeli. Burada bir çok Türk evi var. Kayı halkı atalarının evine sahip çıksınlar." Panelin ardından, konuşmacılar Kayaköy'de bulunan söz konusu cami, medrese, mezarlık ve evlerde inceleme yaptı Araştırmacılar, yapılarda rastladıkları Kayı damgalarını da fotoğraflayarak belgeledi.
Bakmadan Geçme
Muğla Büyükşehir ekiplerinden su baskınlarına anında müdahale
Fethiye Sokak Lezzetleri’nde öğrenci dostu kampanya 230 liralık menü 150 TL
Fethiye Cuma Pazarı’nda 30 Yıllık Tezgah ile Dört Çocuk Evlendirdi
Muğla'da Yasa Dışı Avcılık Denetimleri Devam Ediyor
Rektör Kaçar’dan 24 Kasım Öğretmenler Günü mesajı
Fethiye Cuma Pazarı'nda Emekçi kadınlar yaşadıkları zorlukları anlattı