Işığı Cam ile Dans Ettiren Son Usta

Muğla'nın tek Vitray (Cam İşlemeciliği) ustası olan Serdar Arslan, hayallerini cama işliyor. Türkiye'deki 86 Vitray ustasından bir tanesi olan Arslan, vitray sanatını yaşatmaya çalışıyor.

  • 1311
Işığı Cam ile Dans Ettiren Son Usta
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Oldukça uzun bir geçmişe sahip olan ve “ışıklı cam resmi” diye de adlandırılan vitray, Muğla’nın Menteşe ilçesinde yaşayan ve kentteki tek vitray ustası olan Serdar Arslan’ın ellerinde hayaller, hayat buluyor. 1956 doğumlu olan ve cam işlemeciliği işine baba mesleği olan camcılıkla başladığını söyleyen Vitray Ustası Serdar Arslan, bu işe 8 yaşında başladığını belirtti. Trakya Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi mezunu olan Arslan, vitray işinde bu güne kadar stajyerleri hariç 163 kişi yetiştirdiğini söyledi. Arslan “Cam işlemeciliği” Öztürkçe’de Finisaj, Osmanlıca ’da Revzen-İ Menkuşü, İngilizce’de Vitray diye geçer. Ama halk dilinde herkes bu işi Vitray diye bilir. Vitray işinin tanıtımı zordur. Sözle anlatılmaz, ila ki yapılan eserin gözle görülmesi gerekir.” Dedi. 
“Her Motifin Bir Şifreli Bir Anlamı Var”
Her motifin çeşitleri ve anlamları olduğunu belirten Vitray Ustası Arslan; “Şifreli, çiçeksi, simetrik ve geometrik motif çalışmaları var. Mesela Türkler, İslamiyet’e geçtiğinde resim çizmek günah ilkesi uygulanınca, şifreli süslemeye geçilmiş. Bu çalışmalar hat sanatı adı altında da yürütülmüş. Örneğin lale motifi Allah’ı simgeler. Menekşe Melekleri, defne yaprağı Ahiret hayatını, akasya yaprağı ise bu dünyayı simgeler. Enginar motifi ise aileyi temsil eder. Yeni evlenmişlere enginar çiçeği hediye edilirdi. Bunun anlamı ise “Siz bir aile oldunuz ve bunu sürdürünüz” anlamına gelir. 
“Dükkânımın Kapısındaki Vitray, Şifreli Türk Olgusudur”
İşyerinin giriş kapısında yer alan kendi yaptığı şifreli vitray hakkında bilgi veren Arslan; “Şifreli motiflere sahip olan bu vitray Türk olgusunu içeriyor. Kültür Müdürlüğümüz onayladı. Çift başlı boynuzlu at ilk Göktürk Bayrağı’dır. Motiflerde Türklerin devlet oluşu, birlik beraberlik oluşu yer alıyor. Mor renkler şahlanışı ve zenginliği, kırmızı renkler üreme ve çoğalmayı temsil ederken, zor günleri ise kırmızının yan yatışı ile sarı renk zor günleri belirtir. Sonra Selçuklu kurtarıcı oluyor. Selçuklularda şahlanış başlıyor. Osmanlı'ya geliyoruz. Osmanlı'da biraz geri dönüş oluyor ama daha sonra kurtarıcı bir şahlanış oluyor. En sonda Türkiye Cumhuriyeti oluşuyor. Bayrağımız, gözyaşı damlası yani su damlası motiflidir. Bu motifte Türkiye Cumhuriyeti’nin kolay kurulmadığını belirtiyor.” Dedi.
“Hz. Ebubekir Bizim Üstadımız”
Cam işlemeciliğini sanatının kendisinin ruhu olduğunu belirten Arslan; “Yazı tekniği bile bir sanattır. Bu yazı tekniğinin düzeltilmesini, düzgün yazılmasını, saygı gösterilmesini sağlayan Hz. Ebubekir'dir. Peygamberimizin en yakın arkadaşıdır. Kuran-ı Kerim'i kitap haline getiren üstaddır. Biz onun elini öperiz saygı duyarız.” Dedi. 
“19 Yaşında Ölen Bir Çocuğun Resmini Mezar Taşı İçin Vitray Yaptım”
Arslan, en çok etkilendiği çalışmalarından birinin 19 yaşında ölen bir gencin vitray çalışmasını olduğunu söyledi. Arslan; “Yaklaşık 3 yıl önce Malatya’da meydana gelen bir trafik kazasında 19 yaşında hayatını kaybeden bir gencin resmini, ailesinin isteği üzerine vitray yaptım.  O yıllarda Malatyalı bir aile dükkânıma geldi, "Oğlumuz vefat etti, onun resmini mezar taşına camla işlemek istiyoruz" dediler. Şehir içi dolmuşunda giderken dolmuş ani fren yapmış. Dolmuşta 13 kişi varmış ama sadece bu genç ölmüş. O gencin remini vitray yaptım. Ailesi de, bu vitrayı çocuklarının mezar taşına yapıştıracak.” Dedi. 

Vitray mesleğinin, Muğla’da tek ve son ustası olduğunu belirten Serdar Arslan; “ El sanatı bitti. Artık her şey bilgisayarla yapılıyor. Ben bu işte hiç bilgisayar kullanmadım. Artık yaşlandım. 2-3 yıl sonra bu işi bırakmayı düşünüyorum. Yetiştirdiğim öğrencilerimde vitray işini mesleki olarak yapmıyorlar. Böyle giderse bu el sanatı biter.” Dedi. 


 

Bakmadan Geçme