Hayvacı,'Fethiye'nin marka değeri azalmış olacak'

İYİ Parti Merkez Disiplin Kurulu Üyesi Koray Hayvacı, FRT TV'de yayınlanan Gerçek Gündem Programında Fethiye Körfezinin temizliği ile ilgili soruya verdiği cevapta Hayvacı, 'Turizm sezonu birkaç ay sonra nisanda açılacak ve tekrar karşımıza o kötü manzara çıkarsa Fethiye'nin marka değeri azalmış olacak. Fethiye Körfezinin temizliğini yapabilmek yerel bütçeyle mümkün değil. Çünkü ciddi bir maliyeti var. Burada o parti bu parti demeden, sonuçta Fethiye Körfezinin bir tercihi yok. Burası AK Parti'ye oy veren Cumhuriyet Halk Partisine oy veren, Milliyetçi Hareket Partisine oy veren ve İYİ Partiye oy verenlerin körfezi' dedi. 

  • 5636
Hayvacı,'Fethiye'nin marka değeri azalmış olacak'
TAKİP ET Google News ile Takip Et

İYİ Parti Merkez Disiplin Kurulu Üyesi Koray Hayvacı, FRT TV’de yayınlanan Gerçek Gündem Programının bu haftaki konuğu oldu. Hülya Kulalı ve Emrullah Gök’ün sorularını cevaplayan Hayvacı, İYİ Parti’nin Kanal İstanbul projesine neden karşı çıktığına, Libya Tezkeresinden neden hayır oyu kullandıklarını, Muğla’da Millet İttifakı’nın meyvelerini alıp almadıklarına, İYİ Parti Fethiye eski İlçe Başkanı Suat Aybek’in istifası, Fethiye Körfezinin temizliği ile ilgili yapılacak çalışmalara kadar birçok konuya açıklık getirdi. 


İYİ Parti Merkez Disiplin Kurulu Üyesi Koray Hayvacı’nın programda öne çıkan satır başları şu şekilde;


“KANAL İSTANBUL PROJESİ ÜRETİME YÖNELİK BİR PROJE OLMADIĞINI GÖRÜYORUZ”
Kanal İstanbul Projesiyle ilgili Hayvacı, “Biz hiçbir zaman ülkemize olumlu yapılan yatırımların karşısında değiliz. Her zaman bu memleket için taş üstüne taş kim koyarsa her zaman yanındayız ve destekçisiyiz. Ancak bu yapılan projelerin; günün koşullarına, akla ve ilme uygun olması lazım. Bununla ilgili Millet İttifakının belediye başkanı Ekrem İmamoğlu da 15 maddelik bu projeyle ilgili çekincelerini kamuoyuyla paylaştı. Biz oranın yeni bir rant alanı, yeni bir inşaat alanı olmasına karşı çıktığımız için sayın genel başkanımız muhalefet şerhini koydu. Kanal İstanbul projesi üretime yönelik bir proje olmadığını görüyoruz. Dolayısıyla İstanbul Kanalı projesine parti olarak destek vermiyoruz. Dünyanın endüstri 5 dönemine geldiği, bizim de maalesef bunun çok gerisinde kaldığımız bir dönemde ülkenin kaynaklarının daha çok bilime dayalı yatırımlara dönüşmesini ve elbette bilime dayalı yatırımların meyvesini biranda almak mümkün değildir. Eğer uzun süreli bir yatırım elde etmek istiyorsanız ve uzun süreli bir kazanç elde etmek istiyorsanız insana yatırım yapmak lazım. Biz gençliğe, eğitime, insanlığa, teknolojiye yatırım yapılarak, Teknokentler kurularak rekabetimizi en iyi noktalara taşıyarak ekonomimizi üst seviyelere çıkartacağımıza inanıyoruz” dedi.


“YAP-İŞLET-DEVLET İŞLETİLMESİNDEN KAYNAKLI BİZİM İTİRAZLARIMIZ VAR”
Şehir Hastanelerinin yapılıp yapılmaması sorusuna Hayvacı, “Bu milletin kaynakları zaten kısıtlı. Gerçekten çok vefakar, cefakar bir millete sahibiz. Elbette hastaneler yapılacak. Bu yüce millet en iyi imkanlarda en iyi doktorlara ulaşacak. Zaten sağlık hizmetini vermek sosyal devletin asli görevi. Şehir Hastanelerinde bizim görüşümüz; vatandaşa hasta olarak değil de müşteri gözüyle bakılmasından dolayı ve yap-işlet-devlet işletilmesinden kaynaklı bizim itirazlarımız var. Sayın Ekrem İmamoğlu ve partisinin de o yönde itirazları vardır. Mesela bizim yaşadığımız Fethiye’deki hastanemiz yaklaşık 20 yıl önce inşası yapıldı. Bu hükümet döneminde faaliyete geçti. Ama şimdi gelinen noktada bakıldığı zaman alt yapı anlamında Fethiye’mizin, milletimizin isteklerine karşılık vermiyor, yetersiz kalıyor. Biz şimdi burayı daha iyi reforme edelim, hem doktorların muayene ortamları, hem hastaların odaları, cihazları hepsini rehabilite edelim, günün koşullarına taşıyalım diyoruz. Bunu milletimiz adına kim yaparsa destekleriz ama bunu yap-işlet-devret modeliyle yapıp milletin üstüne külfet olarak getirildiği zaman bizim itirazımız bu. Ayrıca üniversitelerimizin hastanelerinin daha donanımlı, yatak sayısını arttırıp onlara ağırlık vermemiz lazım. Oradaki doktorların önünü açabilecek şekilde yatırımlar yapmak lazım. Türkiye, tıp alanında yetiştirdiği insan gücüyle dünya ile rekabet edebilecek düzeye gelmiştir. Biz milletimizin alın terinin, devletin kasalarına vergi olarak intikal eden o paraların akıllıca, mantıklı bir şekilde kullanılmasını istiyoruz ” diye konuştu.


“BİZ MEHMETÇİĞİMİZİ İÇ SAVAŞIN BİR TARAFI OLMASINI İSTEMEDİĞİMİZ İÇİN BUNA HAYIR DEDİK”
Türkiye neden Libya’da olmamalı sorusuna Hayvacı, “Libya Tezkeresiyle ilgili Sayın Dış İşleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu partimizi ziyaret edip bilgilendirme yaptığında bununla ilgili başkanlığımız açıklama yaptı. Türkiye ile Libya Devletinin deniz yoluyla ilgili anlaşmasına mecliste bizde destek verdik. Ama Libya tezkeresiyle ilgili tezkerenin tam anlamıyla muhteviyatı açık değil. Ayrıca Libya’da 2 yönetim var. Baktığınız zaman bir devletin içinde 2 ayrı grup. Biz Mehmetçiğimizi o grubun içerisinde o iç savaşın bir tarafı olmasını istemediğimiz için buna hayır dedik. Hakkari’nin Çukurca ilçesinden gelen şehit haberinin millet olarak inanılmaz üzüntüsünü yaşıyoruz. Elbette Türk askeri, Türk Milletinin bekası için Libya’ya gitmesi gerekiyorsa Libya’ya da gider. Biz burada yapılacak olan politikaya itiraz ediyoruz. Türkiye, Libya’da Müslüman bir devlet olmasından dolayı iyi bir müzakere yönetebilir. O müzakerenin sonucunda Libya’nın barışını sağlayabilir. Asker göndermek suretiyle değil müzakereyle, bu müzakereyi yapacak gücü de sahip Türk devleti. Biz onun zorlanmasını istiyoruz. Bizim itiraz gerekçemizle diğer muhalefet partilerin itiraz gerekçelerini bir tutmamamız lazım. Yoksa milli ve manevi değerlerde, milletin bekası için İYİ Parti her zaman duruşunu göstermiştir. Libya konusunda da göstermiştir, bundan sonrada gösterecektir.” Dedi.


“ELİ SİLAH TUTAN SURİYELİLER VATANINI SAVUNSUN”
Suriyeliler ve mülteciler konusunda İYİ Partinin düşüncesi nedir sorusuna Hayvacı şöyle cevap verdi; 
“Suriyelilerle ilgili en sıkı politikayı yapan İYİ Parti.  Sağ olun yerelde de olsa bizi milletimize karşı kendimizi ifade etme hakkı verdiniz. Biz partimiz kurulduğundan bu güne değin Suriyelilerin bizi çok büyük bir problem olduğunu, ülkemizin ekonomiden sonra ikinci en büyük sorununun Suriyeliler olduğunu her defasında partimizin genel başkanı ve etkin, yetkin kişileri sosyal medyada ve basında açıklamalarda bulundu. Mecliste bu konuyla ilgili çalışmalar da yaptık. Hem Fethiye’de hem Türkiye’nin her yerinde bu sıkıntılar var. Suriyeliler Arap kökenli bir devletin vatandaşları. Araplar hakim bir millet. Yani bizim Türk milletiyle kaynaşması ya da bütünleşmesi mümkün değil.  Nüfusu 5 milyona  varan Suriyeliler hem ekonomik anlamda ülkemize sıkıntı hem de sosyolojik olarak da çok büyük sıkıntılara neden oluyor. Bizim acilen ülkemizde bulunan Suriyelileri, Sayın Genel Başkanımızın ve partimizin de izlemiş olduğu politika gereği Suriye Merkezi hükümetiyle, Suriye’yi şuanda yöneten, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından tanınan hükümetiyle Türk Devletinin müzakereye girmesi, araya aracılar koymadan direk görüşmelere başlatıp, ülkemizde bulunan Suriyelilerin güvenli bölgelere bir şekilde yerleştirilmesi lazım. Birde Türkiye’de yaşayan, eli silah tutan Suriyelilerin, eğer Suriye’de bir savaş varsa Suriye devletinin bünyesi içerisinde orada vatanını savunması lazım. Biz Devlet olarak ve parti olarak Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunuyoruz. Şuanda Suriye, bazı güçler tarafından bölünmeye ve orada bir devlet kurdurulmaya çalışılıyor. Aynı Kuzey Irak’ta yapıldığı gibi. Irak’ta savaştan sonra Batı, Irak’ın Kuzeyine bir devletçik yerleştirdi. Şimdi de Kuzey Suriye’de bunu yapmaya çalışıyorlar.”


“BU BİR BAYRAK YARIŞI”
İYİ Parti’nin Fethiye’deki kurucu başkanı Suat Aybek ve yönetim kurulunun istifalarının nedeni sorusuna Hayvacı, “Sayın Suat Aybek’in partimize çok büyük katkısı oldu. Bu bayrak yarışı. Onun tecrübesiyle partinin kuruluş sürecini ve aşamalarını bu  noktaya kadar getirdik. Sayın Genel Başkanımız Meral Akşener, ‘Gençler varsa ben bu yolda yürürüm. Gençlerin olmadığı yerde ben siyaset yapmam.’ Diyerek bu yola çıktı. Şimdi apar topar bir seçim dönemi yaşadık. 24 Haziran 2028 hem cumhurbaşkanlığı hem milletvekili seçimleri çok hızlı oldu. Hatta bizim de siyasi parti olarak seçimlere girip giremeyeceğimiz tartışma konusuydu. O dönemden sonra hemen apar topar bir 31 Mart seçimleri vardı. Ona hazırlanıldı derken o süreci de atlattık. Sonrasında Sayın Suat Aybek, artık gençlerin gelmesi gerektiğini, kuruluş olarak partinin kuruluş sürecini tamamladığını ve bu süreçten sonra genç bir kardeşimize bayrağı teslim edeceğini söylemişti. Bu bir bayrak yarışı. Bayrak yarışı olması nedeniyle istifayla görevlendirilme şeklinde oldu. Bunun önünde arkasında başka bir şey yok. Suat Aybek’e de yaptıklarından dolayı teşekkür ediyoruz. Biz hepimiz dava arkadaşlarıyız.” ifadelerini kullandı.


“İYİ PARTİ OLARAK YERELDE VE GENELDE HER ZAMAN İKTİDARIN ALTERNATİFİYİZ”
İYİ Parti’nin Muğla Büyükşehir Belediyesinden ittifakın meyvesini alabiliyor mu sorusuna Hayvacı, “Biz İstanbul’a, Ankara’ya, Antalya’ya bakacak olursak, Muğla tam bir ittifak gibi olamadı. Sayın Genel Başkanımız Meral Akşener, Antalya Elmalı’ya gelmişti. Program sonrası biz Antalya Büyükşehir Belediye başkanlığına gittik. Orada Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, ‘2 tane genel başkanım var. Biri Sayın Meral Akşener, biri de Sayın Kemal Kılıçdaroğlu. Seçimin nasıl kazanıldığını çok iyi biliyorum. Bize desteklerinden dolayı ve görev sürecim boyunca da ben Millet İttifakının belediye başkanıyım’ dedi. Ben de oradaydım. Bu örnekten Muğla’ya dönecek olursak Muğla’da tam anlamıyla ilçeler bazında da ittifaklar sağlanamadı. Seydikeme’de iyi bir adayımız vardı, iyi de bir oy aldık. CHP ile ittifak yapabilseydik seçimi kazanabilirdik. CHP’de aday çıkardı. Maalesef Seydikemer’de İYİ Parti bayrağını asamadık. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün’de ‘ ben Millet İttifakının belediye başkanıyım’ diyor. Ama İYİ Parti, itikafının meyvelerini alıyor mu sorusuna geldiğinizde ben Merkez Disiplin Kurulu üyesi olduğum için bu tip görüşmeleri sayın il başkanımız götürüyor ve yürütüyor. Sayın il başkanımızın süreci yönetmesinden dolayı o bu konuda daha bilgilidir. Ama sonuçta Osman Gürün’ün il başkanımıza ‘Ben de sizin belediye başkanınızım’ dediğini biliyorum. Ama bu süre içerisinde işler nasıl gidiyor, nasıl evriliyor çok fazla işin içerisinde değilim. Ama zaman zaman diğer iller gibi süreç gidiyor mu gitmiyor mu bazen kafamızda soru işaretleri de oluyor. Süreç gösterecek. Seçimler bittikten sonraki 1 yıllık zaman dolmadı. Bundan sonraki süreci göreceğiz. Biz İYİ Parti olarak yerelde ve genelde her zaman iktidarın alternatifiyiz. Elbette bir iş birliği yaptık ama iş birliği yaptığımız siyasi parti de bu iş birliğine muhakkak dikkat edecektir, ediyordur da. Yoksa İYİ Parti her zaman o belediyenin hangi partide olduğuna bakmaksızın -yani Muğla için konuşuyorum- birinci alternatifi İYİ Partidir” dedi. 


“FETHİYE’NİN MARKA DEĞERİ AZALMIŞ OLACAK”
Fethiye Körfezinin temizliği noktasında İYİ Parti, Ankara’da Hükümet ile görüşüyor mu sorusuna Hayvacı, “Turizm sezonu birkaç ay sonra nisanda açılacak ve tekrar karşımıza o kötü manzara çıkarsa Fethiye’nin marka değeri azalmış olacak. Fethiye Körfezinin temizliğini yapabilmek yerel bütçeyle mümkün değil. Çünkü ciddi bir maliyeti var. Burada o parti bu parti demeden, sonuçta Fethiye Körfezinin bir tercihi yok. Burası AK Parti’ye oy veren Cumhuriyet Halk Partisine oy veren, Milliyetçi Hareket Partisine oy veren ve İYİ Partiye oy verenlerin körfezi. Aslında sadece bizim değil, Fethiyelilerin de değil, dünyanın dört bir yanından gelen misafirlerin de körfezi. Ülkemizin körfezi. Burada sen ben demeden bu körfezin devlet eliyle ihalesinin yapılarak temizlenmesi lazım. Bu ihalenin de şeffaf, gerçekten ehil kişiler tarafından yapılıp Fethiyelilere, misafirlerimize ve bütün ülkemize önlemlerin alınmasıyla tekrar bir daha kirletilmemek üzere temizlenmesi gerekiyor. Çünkü bu milletin 1 lirası bile kıymetli. Hükümetimize buradan da sesleniyorum. Sen, ben, o demeden, şu anki Fethiye Belediyesi başka bir partinin siyasi yönetiminde demeden, burası bir milli değer olarak kabul edilmesi gerekir ki zaten öyle. Sonuçta burada yaşayan insanlar, o körfezi kullanan Yatçılar, iş yapan ticari erbaplar, esnaflar vergisini verirken hiç kimsenin siyasi partisi yok. Sen hangi siyasi partiye oy veriyorsan ver, devlete vergi veriyorsun. Dolayısıyla hükümet sadece kendisine oy verenlerin değil Türkiye Cumhuriyetinde yaşayan herkesin hükümeti. Bizim kirlenen körfezleri temizleyen çok iyi müteahhitlerimiz var. Bunun şeffaf bir yöntemle bir an öce temizlenmesi lazım. Yine Telmessos Tiyatrosunun restorasyonuyla ilgili de Sayın Metin Ergun hem gündem dışı konuşmasıyla hem soru önergesiyle gündeme taşımaya çalıştı. Bununla ilgili olarak biz Cumhuriyet Halk Partisi milletvekillerinden ve Adalet ve Kalkınma Partisi’nin milletvekillerinden de destek bekliyoruz. Burada sen ben demeden, partizancılık yapmadan, el birliği ile. Biz hazırız, Sayın Metin Ergun’da hazır. Ben burada onun adına diğer partilere açık çek verebilirim. Ortak bir çalışmayla biz İYİ Parti olarak altına imza atmaya hazırız. Fethiye Körfezinin temizliği ve Telmessos Tiyatrosunun tamamlanmasını el birliği ile yapalım. Fethiyelilerin ve Fethiye’ye gelenlerin hizmetine sunalım. Bu başka türlü olmaz. Yerel ancak bunu gündeme taşır. Kamuoyu oluşturur. O kamuoyuyla bunu yaptırmaya çalışır” diye konuştu.


    
 

Bakmadan Geçme