GİRGİN: 'ZABITANIN KAHRI BÜYÜK YETKİSİ YETERSİZ!'

Hem İçişleri hem de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yanıtlaması istemiyle verdiği yazılı soru önergesinde, “Yerel yönetimlerin bütün hizmetlerinde emekleri olan zabıta çalışanları özverili çalışmalarına rağmen, gerek ekonomik, gerekse de özlük hakları bakımından birçok sorun yaşamaktadır. Zabıta çalışanları uzun sürelerle, gece gündüz demeden görev yapmalarına rağmen bunun karşılığını alamamaktadır” dedi. 

DAVUL BAŞKASININ ELİNDE TOKMAK BAŞKASININ 
    
Zabıtaların cebelleştiği sorunların büyüklüğüne rağmen, ellerindeki yetkilerin az olduğunu belirten Girgin sözlerini şöyle sürdürdü: “Ülkemizde her geçen gün daha da derinleşen işsizliğin ve yoksulluğun sokaktaki sonuçlarıyla zabıtalarımız cebelleşmektedir. Hatta, bundan dolayı zaman zaman zabıtalarımıza yönelik haksız ve olumsuz kanaatler oluşmaktadır. Buna rağmen zabıtalarımız sorumlulukları oranında yetkiye sahip değildir.” Özellikle trafik, gıda ve çevre ile ilgili sorunlarda, zabıtaların önemli sorumluluklarının ve işlevlerinin olduğunu vurgulayan Girgin, “bu alanlarda zabıtalarımıza kentin refahını ve huzurunu temin noktasında yetkiler ve haklar tanınmalıdır” dedi.

ZABITALAR KOVİD-19 PANDEMİSİYLE MÜCADELEDE EN ÖN SAFTALAR

Girgin zabıtaların Kovid-19 sürecindeki faaliyetlerine değinerek, “İçinde bulunduğumuz Covid-19 Pandemisi döneminde, zabıta emekçilerimiz 7/24 vatandaşlarımızın sağlığı, güvenliği ve huzuru için canla başla çalışmıştır. Ülkemizin halk sağlığı mücadelesinde önemli görevler almıştır” dedi. Girgin açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Kovid-19 ile mücadelede, özellikle CHP’li Belediyelerimiz sosyal devlet anlayışının en güzel örneklerini verdiler. Kamusal hizmet sözünün içeriğini tam anlamıyla dolduracak uygulamalara imza attılar. Örneğin, sokağa çıkma yasakları zamanında, vatandaşlarımızın yiyecek ihtiyacını karşılamak amacıyla, Muğla Büyükşehir Belediyesi ve CHP’li İlçe Belediyeleri’nin başlattığı “seyyar manav” uygulaması daha sonra diğer Belediyelerimiz tarafından da hayata geçirilerek tam bir kamusal hizmete dönüşmüştür. Bu gibi pratikleri, sahada uygulayan aktif güç zabıtalarımızdır. Vatandaşlarımızın gerek hastane, gerek ilaç, gerek yiyecek her türlü sorunuyla, hastalık riskine rağmen birebir ilgilenmişlerdir.”

“ZABITA HİZMETLERİ KANUNU” ÇIKARILMALIDIR

Girgin hem İçişleri hem de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yanıtlaması istemiyle verdiği yazılı soru önergesinde şu soruları sordu: 

1)    657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi görev yapan zabıta memurları, yaptıkları görev ve çalıştıkları süre göz önüne alındığında “Genel İdari Hizmetler Sınıfı’nda bulunmaktadır. Ayrı bir "Zabıta Hizmetleri Sınıfı" oluşturarak, meslek tanımı yapmayı düşünüyor musunuz? 
2)    Net tanımlardan uzak ifadeler barındıran Belediye Zabıta Yönetmeliği kaldırarak, zabıta emekçilerinin güncel ihtiyaçlarına karşılık veren “Zabıta Hizmetleri Kanunu” hazırlamayı düşünüyor musunuz? .
3)    Zabıta emekçilerine Fiili Hizmet Zammı (Yıpranma Payı) vermeyi ve zabıtaları riskli meslek grupları içine almayı düşünüyor musunuz? 
4)    Zabıta memurlarına 3600 ek gösterge vermeyi ve 1. Dereceli kadrolara yükselme imkânı tanımayı düşünüyor musunuz? 
5)    7/24 görev yapan zabıtaların yemek yardımından ücretsiz yararlanmasının ve yemek bedelinin nakdi olarak ödenmesinin önündeki yasal ve idari engelleri kaldırmayı düşünüyor musunuz? 
6)    Zabıta birimlerinde hali hazırda keyfiyete bırakılmış olan görevde yükselme sınavlarını merkezileştirmeyi ve belirli aralıklarda, mülakat olmadan, isteyen her personelin katılımı sağlanacak şekilde ÖSYM tarafından yapılması konusunda bir çalışmanız var mıdır? 
7)     Zabıtlara maktuen ödenen fazla çalışma bedellerini "K" cetvelinde belirtilen nüfus oranından bağımsız, eşitlik ilkesine uygun şekilde yeniden değerlendirmeyi  düşünüyor musunuz? Yıllık izinlerde fazla mesai ücretlerinin kesilmesi uygulamasına son vermeyi düşünüyor musunuz?
8)     Norm kadrolarda belirtilen sayıda personel alımının hızlıca yapılmasının ve zabıta personellerinin iş yükü hafifletilmesinin önündeki engelleri kaldırmayı düşünüyor musunuz?