• Haberler
  • Siyaset
  • Girgin'den Çağrı: 'Asgari Ücret Vergi Dışı Bırakılsın'

Girgin'den Çağrı: 'Asgari Ücret Vergi Dışı Bırakılsın'

CHP Muğla Milletvekili ve TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi Süleyman Girgin bu hafta komisyonda görüşmeleri yapılan vergi kanununa dair yaptığı konuşmada torba yasanın geç kalınmış bazı düzenlemeleri içerse de işçinin, çiftçinin, esnafın sorunlarına deva olacak düzenlemeler içermediğini söyledi. Girgin iktidara şunları söyledi: ' Sosyal devletin, özellikle pandemi ve ekonomik kriz koşullarında vatandaşa el açmak yerine el uzatması gerektiğini defalarca söyledik, bas bas bağırdık esnaflarla ilgili, esnaflarımız helak olana kadar niçin beklediniz?

  • 1049
Girgin'den Çağrı: 'Asgari Ücret Vergi Dışı Bırakılsın'
TAKİP ET Google News ile Takip Et

ALIM GÜCÜ DÜŞÜYOR, ASGARİ ÜCRETLİ TASARRUF YAPAMIYOR, BAKKALDA, PAZARDA HARCIYOR
Türkiye'de açlık sınırı 2.903 lirayken açlık sınırının da altında olan asgari ücretten vergi almak düpedüz asgari ücretliye "Sen aç kal." demektir. Bunun üzerine bir de asgari ücretli harcama yaparken alınan dolaylı vergileri eklediğimizde devlet olarak asgari ücretle geçinmeye çalışanların kursağındaki her lokmanın yarısına ortak oluyorsunuz demektir ki bu da adaletle bağdaşmaz. Vergide adalet herkesten gelirine göre vergi almakla olur. 
2009 yılında, ilk kez piyasaya sürüldüğünde 200 lirayla 134 dolar alınabilirken, 15 Eylül 2021 tarihiyle sadece 24 dolar alınabiliyor.2009 yılında 200 lirayla alınabilen ürünler bugün 687 liraya alınabilmektedir.
 Asgari ücret ve civarlı ücret alan ücretliler de gelir vergisinden muaf bırakılmalıdır. Ülkemiz bir asgari ücretli toplum hâline getirildi. Asgari ücretin altında çalışan 3,3 milyon işçi var, asgari ücretin yüzde 20 fazlası ve altında ücret alan işçilerin sayısıysa 9,7 milyon. Dolayısıyla, çalışanların yüzde 64'ü asgari ücretin altı ile asgari ücretin 1,5 katı arasında bir ücret elde etmekte.
Asgari ücretliler aldıkları parayla tasarruf yapamıyorlar. Gelirlerini o ay harcıyorlar, bu harcamada çarpan etkisiyle bakkalın, kasabın, berberin cebine giriyor. O yüzden asgari ücretliye yapılan 1 birim destek bütün halkımıza 3 birim destek olarak geri dönmektedir.
Dolayısıyla, asgari ücretlilerin en azından vergi dışı bırakılarak desteklenmesi hayati bir ihtiyaç hâline gelmiştir. 
ESNAFA CAN SUYU KREDİSİ VERİLMELİDİR
“Şunu tekrar tekrar vurgulamak istiyorum: Salgının cefasını en çok çeken kesimlerden olan esnaf ve sanatkârlarımızın biriken borçlarını ödeyebilmesi için sıfır faizli 6 ay geri ödemesiz ve uzun vadeli can suyu kredisi verilmelidir. Esnafın tek borcu vergi ve SGK primleri değil, kapanma döneminde bankalara, tedarikçilere borçlandı; çek ve senetlerini ödeyemedi. İşlerin yeni açıldığı bu dönemde hem güncel vergi ve prim hem de yapılandırma borçlarını ödemeye çalışması esnaf üzerinde baskı yaratmaktadır. Borçlarının bir kısmını ödeyebilmek için tüm birikimini tüketen esnafın kalanını kısa sürede kapatması mümkün değildir. Dolayısıyla, yapılandırma başvuru süresi de yıl sonuna kadar uzatılmalı, taksit ödemeleri de 2022 başında başlamalıdır, bu esnaflarımızın talebidir. 
MİLLİ GELİRİN YÜZDE 1’İ ÇİFTÇİLERE VERİLMELİ, ÇİFTÇİ PERİŞAN, DESTEK BEKLİYOR
    Diğer yandan 3'üncü maddeyle çiftçilerimiz için verilen tarımsal desteleme ödemeleri gelir vergisinden muaf kılınıyor, bu geç kalınmış bir düzenlemedir. Öte yandan iktidarın kendi çıkardığı Tarım Kanunu'na göre milli gelirin yüzde 1'i çiftçilerimize destek olarak verilmeliyken iktidar hiçbir yıl bu desteği vermemiştir. Tarım Kanunu'nun desteleme maddesini uygulamadan yapılacak her düzenleme eksik kalacaktır.
Üretimin sürdürülebilirliği ve verimliliğin sağlanması için başta gübre, elektrik, sulama, ilaç, mazot, yem olmak üzere girdi maliyetleri acilen düşürülmelidir, gerekli sübvansiyonlar derhâl uygulanmalıdır. Artan girdi fiyatlarıyla çitçiler zarar etmektedir, yeterli geliri elde edemeyen çiftçiler üretimden uzaklaşmaktadırlar. Üretim olmazsa gıda fiyatları daha da yükselecektir, çiftçimize verilen destekler vatandaşlarımıza ucuz gıda olarak geri dönecektir. 
    Gıda fiyatlarının kalıcı olarak düşürülmesi, tarım sektörünün sorunlarını topyekûn ele alınıp pansuman tedbirlerinin ötesinde tutarlı çözümler üretilmesiyle mümkün olacaktır. Gübrede verilen destekleri artırarak fiyatın da yüzde 50'si destek olarak verilmelidir. Destek verilmeyen yem ve bitki koruma ürünlerine destek getirilmeli, sertifikalı tohumluk desteği artırılmalı, tarımsal sulamada kullanılan elektrikte vergi ve fonlar kaldırılmalı, fiyatta düşüş sağlanmalıdır.
    Çiğ süt üreticilerinin alım gücü de üretimi devam ettirecek seviyede değildir. Üreticilerimiz ocak ayında 1 litre süt sattığında 1,1 kilo yem alabilirken ağustos ayında ancak 0,97 kilo yem alabilmiştir yani 1 kilo sütle 1 kilo yem bile alamamıştır. Sürdürülebilir üretim için 1 kilo sütle 1,5 kilo alınması gerektiğini uzmanlar söylemektedir. Bu konuda acilen bir destekleme politikası geliştirilmelidir.
BASİT USÜL DÜZENLEMESİ BU HALİYLE ADALETSİZLİĞE NEDEN OLACAKTIR
Getirilen düzenlemeyle ülke genelinde yaklaşık 850 bin basit usul mükellefi olan esnaftan yıllık cirosu 240 bin TL’nin altında kalanlar gelir vergisi istisnası kapsamına alınmaktadır.
“Gelir Vergisi Kanunu'nun "Basit usulün hududu” başlıklı 51 ’inci maddesinde kimlerin basit usulden yararlanamayacağı açıklanmıştır.
 (95/6430) sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’na göre büyükşehir belediye sınırlarında alım satım ve imalat faaliyetinde bulunan mükellefler basit usulden yararlanamamaktadır. Bunun anlamı, Kütahya'daki bakkal ve lokanta basit usulden yararlanırken Eskişehir'deki bakkal yararlanamamaktadır. Bir başka ifadeyle, aynı faaliyeti yapan ve aynı iş hacmine sahip iki esnaftan büyükşehir belediye sınırlarında    olanlar basit usulden yararlanamazken diğer illerde olanlar yararlanabilmektedir. Bu durum hem vergide adalet prensibine hem de Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırıdır.
Bir yandan AVM ve zincir mağazalarla rekabet etmeye çalışan, bir yandan da pandeminin ekonomik etkilerini üzerine atmaya çalışan sınırlı sayıdaki esnafın vergi yükünün hafifletilmesi geç kalan bir düzenleme olmakla birlikte, haksız rekabete neden olan uygulamaların da mutlaka düzenlenmesi gerekmektedir.
YANGIN BÖLGESİNDEKİ ARICILARIMIZIN TALEPLERİ ACİLEN KARŞILANMALI 
İlimizde 29 Temmuz 2021 tarihinde başlayıp 14 gün boyunca devam eden büyüklü küçüklü altmıştan fazla orman yangınları meydana gelmiş. Bunun sonucunda, üretiminde dünya lideri olduğumuz çam balının üretim sahası olan binlerce hektarlık Basralı çam sahası yanmıştır. 
Arıcılarımızın ve bal üreticilerimizin talepleri öncelikli olarak, kovan desteğinin yüzde yüz artırılarak ödenmesi için bir çalışma yapılması. İkincisi, Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçlarının en az bir yıl süreyle, faizsiz olarak ertelenmesi için bir çalışma yapılması. Üçüncüsü, arı kış dönemini geçiremezse koloni kayıpları çok olacak, kovan sayısı tespitinin acilen yapılarak, kış dönemi için arı yaşam desteğinin yani arı keki, arı yemi, şeker gibi hibe yoluyla karşılanması ve kovan başı desteklemelerinin ocak-şubat aylarında mutlaka verilmesi için bir çalışma yapılmalıdır. 
TOPRAK MAHSÜLLERİ OFİSİ HALKINDIR, ÖZELLEŞTİRİLEMEZ
 Milas'ta yerel bir gazetede çıkan haberde Milas'taki Toprak Mahsulleri Ofisi’nin 19  yıllığına bir müteahhide kiralandığı yazıyor. İlçemiz Milas'ta 1986 yılında kurulan Toprak Mahsulleri Ofisi o günden beri Milas ve ahalisine yani bu Yatağan, Bodrum, Muğla merkez ilçelerden arpa, buğday ve mısır alımı için kurulmuş müdahale kurumudur. Bu haber doğru mudur? Bakanlık yetkilileri buradayken sormak istiyorum, doğru ise kiralama ihalesi yapılmış mıdır?, yapıldıysa ihale ilanı ne zaman ve nerede yayımlanmıştır?, ihale hangi usulle yapılmıştır?, kimler ihaleye katılmıştır?, ihaleye katılanların kiralama bedeli teklifleri ne kadardır?, Toprak Mahsulleri Ofisi Milas'ta üretilen hububatın toplanıp depolandığı bir yer idi. Milas'ta ofis tarafından satın alınacak ürünler bundan sonra nerede depolanacaktır? Bu sorulara yanıt arıyoruz. Toprak Mahsulleri Ofisinin özelleştirilmesi veya kiralanması uygulamasından vazgeçilmelidir.
KONAKLAMA VERGİSİ KALDIRILSIN
Konaklama vergisinin uygulanmasının 17172023 tarihine kadar uzatılması önergesi sırasında da konuşan Girgin, konaklama vergisinin ilk teklif edildiğinde  genel gerekçe olarak "Bir beldeye, kente gelen turistlerin o beldenin park, bahçe, yol, çöp toplama, itfaiye hizmetlerinden faydalanmaları karşılığında bunun bedelini ödemesine’’ dayandırıldığını, konaklama hizmeti verilen yerlerden alınan verginin vergi daireleri tarafından tahsil edilerek genel bütçeye aktarılmasını amaçladığını söyledi.
Bu vergi yerel yönetimler açısından adaletsizlik içermektedir. Madem bu konaklama vergisi getirilecekse buradan elde edilecek olan gelir oradaki hizmet eden yerel yönetimlere verilsin dedik ama kabul edilmedi. Önerimiz bu verginin tamamen kaldırılmasıdır.

VATANDAŞIN GÜNDEMİ GÖRMEZDEN GELİNİP REDDEDİLİYOR
İki gün süren torba yasa görüşmeleri sonunda farklı kesimlerin beklediği bazı talepleri de önerge vererek gündeme alınması ve kanunlaşması için girişimde bulunduklarını belirten CHP Muğla Milletvekili Süleymen Girgin CHP üyeleri olarak verdikleri önergelerin AKP ve MHP’li Milletvekillerin oylarıyla reddedildiğini söyledi.Verilen önergeler;
1-Asgari ücretin vergi dışı bırakılması ve tarife değişikliği
2-Elektrik tüketiminde abonelere uygulanacak katma değer vergisi oranının yüzde 1’e düşürülmesi
3- Elektrik enerjisi bedelinden TRT payının kaldırılması
4-KYK’ya başvurup yurt çıkmayan 16 yaşından büyük öğrencilere asgari ücretin yarısı kadar karşılıksız burs verilmesi
5-Esnaflarımızın kira ödemelerinden stopajın kaldırılması
6-Çiftçilerimizin zirai amaçlı kullandıkları motorinden özel tüketim vergisi alınmaması
7-VUK 359 maddesinin değişik zamanlarda aynı neviden fiille aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda bir cezanın uygulanması..
 

Bakmadan Geçme