Ege'nin Saklı Köyleri: Muğla'da Huzur Veren Köşeler

Ülkemizde öyle büyüleyici, öyle masalsı, öyle tarihi köyler var ki insan görünce kendinden geçiyor ve bu yerleşim yerlerine taşınmak istiyor. Hikayeleri ve doğal güzellikleri ile göz alan bu köşeler, cittaslow yani “sakin şehir” kavramının yükselişi ile beraber de daha fazla dikkat çekiyor. 
Özellikle büyük şehirlerdeki popülasyon artışından, gürültüden ve trafikten rahatsız olan birçok kişi, köy hayatına doğru yol alıyor. Aynı zamanda ekoturizmin giderek yaygınlaştığı ve yeşil seyahatin de öne çıktığı bir dönemde bu tür doğal yerleşim yerleri gezginlere ilham veriyor. 
Ayrıca bu ilham verici seyahat rotaları, kamp yapmaya ve trekking‘e de elverişli olabiliyor. Bu tür yerlerde kalabalıktan uzaklaşarak doğa ile baş başa vakit geçirilebiliyor. O yüzden bu yazımızda seni bir deneyimin parçası haline getireceğiz ve Muğla’nın az bilinen köylerine doğru götüreceğiz.

Faralya Köyü: Eşsiz Bir Güzellik
Faralya, denizden 440 metre yükseklikte bulunan eşsiz güzellikte bir yerleşim yeri. Diğer adı Uzunyurt olan bu yerleşim yeri, Muğla’nın Fethiye ilçesine bağlı. Fethiye’ye 25 km, Ölüdeniz’e ise 10 km uzaklıkta bulunan bu nefes kesen cennet; Hisar, Orta ve Kabak olmak üzere 3 mahalleden oluşuyor.
Keşfedilmemiş köyler ve yeşil seyahat rotaları denilince akıllara gelen Faralya; sırtını Baba Dağı’na yaslamış, yüzünü ise Akdeniz’e dönmüş bir köy. Denizi yukarıdan kesen manzarası ile göz alan bölge, özellikle doğa ve kamp tutkunu gezginler açısından ilham verici bir rota.
Aynı zamanda tarihi Likya Yolu üzerinde bulunan Faralya, bir doğa harikası olan Kabak Koyu’na da oldukça yakın. Bilmeyenler için belirtmekte yarar var: Kabak Koyu da ülkemizdeki bir başka saklı cennet. 
Sarp yamaçlarla çevrili bir vadiye konumlanan Kabak Koyu’nun enfes bir plajı var. Koyun her köşesinde de tarihi değerler yer alıyor. Buradaki ormanın iç taraflarında ise saklı akarsular ve şelaleler bulunuyor. O yüzden Faralya Köyü’ne geldiğinde Kabak Koyu’na da uğrayabilirsin. 
Denize meyilli bir yamaçta, kızılçam ormanları içine kurulmuş Faralya; huzur, sakinlik, temiz hava ve dinginlik arayanlar için biçilmiş kaftan. Bölgeye ulaşmanın en kolay yolu ise öncelikle Dalaman’a uçmak ve buradan aktarma yapmak.

Kapıkırı Köyü: Bafa Gölü’nün Kıyısında
Kapıkırı Köyü, Muğla sınırları içerisinde bulunuyor ve Bodrum‘a yaklaşık 45 dakikalık bir mesafede yer alıyor. Ege Bölgesi’nin en büyük gölü olan Bafa Gölü’nün kıyısına kurulmuş köy, doğal hayatı doyasıya deneyimleyebileceğin bir yer olarak dikkat çekiyor.

Huzur arayan gezginleri kendisine çeken bölgedeki Bafa Gölü’nün kıyı uzunluğu da yaklaşık 50 km. Büyük Menderes Nehri’nin taşıdığı alüvyonlar nedeniyle kıyıdan içeride kalan Bafa Gölü, jeolojik ve arkeolojik açıdan hayli değerli bir oluşum. 

Ayrıca belirtmekte fayda var: Bafa Gölü’nün üzerinde küçük küçük adalar yer alıyor. Bu adaların üzerinde ise Antik Heraklia Kalıntıları bulunuyor. Gölün antik dönemdeki ismi ise Latmos. Gölün civarında bulunan Beşparmak Dağları ise bölgeye masalsı bir atmosfer katıyor. 

Burada tanıklık edeceğin gün batımı manzaraları çok başka; demedi deme. Kamp yapmak istersen de burasının Türkiye’nin kamp yapılacak en güzel gölleri arasında olduğunu söylememizde yarar var. 

Bölgeye ulaşmanın en kolay yolu ise Bodrum’a uçmak ve oradan aktarmak yapmak.

Selimiye Köyü: Mavi ile Yeşilin Buluştuğu Yer
Muğla’nın Marmaris ilçesine bağlı Selimiye Köyü, mavi ile yeşilin ihtişamlı şekilde buluştuğu bir güzergah. Bir yeryüzü cenneti niteliğinde olan bölge, Hisarönü Körfezi’nin en keyifli koylarından birinde bulunuyor. 
Marmaris’e oldukça yakında bir konumda bulunan köyde, kışları yaklaşık bin kişi yaşıyor. Ancak bu sayı havaların güzelleşmesiyle birlikte -özellikle yazları- artıyor. Sakin bir denize ve güvenli bir koya sahip olan bölgenin geçmişteki ismi ise Losta. Sırtını yemyeşil tepelere yaslamış huzur dolu bir kaçamak noktası olan köyün sakinleri balıkçılık, hayvancılık ve bahçe tarımı ile uğraşıyor ve tipik bir köy hayatı yaşıyor.
Son yıllarda oldukça popüler bir durak olan Selimiye Köyü’ne yaz aylarında gezginler sıkça  uğruyor. Bu nedenle kafa dinlemek ve doğa ile baş başa kalmak istiyorsan buraya sezon dışı bir zamanda gelebilirsin. Bölgeye ulaşmanın en kolay yolu ise Dalaman’a uçup aktarma yapmaktan geçiyor.

Mazı Köyü: Bodrum’un Gizli Köşesi
Bodrum’a bağlı Mazı Köyü, Gökova Körfezi’nin kuzey tarafında yer alıyor. Sevimli ve kendi halinde bir kıyı köyü olan Mazı Köyü, Bodrum’un “Bodrumlaşmamış” köşesi olarak tarif ediliyor ve bu nedenle de çok seviliyor. 
Huzur veren doğası ile dikkat çeken köy, berrak denizi ve temiz havası ile ilham veriyor. Özellikle kalabalıktan hoşlanmayan gezginlerin tercih ettiği bir yer olan Mazı Köyü, görkemli gün batımı manzaraları ile de kendisine hayran bırakıyor. 
Ayrıca mandalina ve çam ağaçları ile bezeli birbirinden güzel koylara ev sahipliği yapan bölge, benzersiz tatları ile de ilgi çekiyor. Eğer ruhunu dinginleştirmek ve stresten uzaklaşmak istiyorsan burası tüm sakinliği ile seni bekliyor. 
Bölgeye ulaşmanın en kolay yolu ise Bodrum’a uçmaktan ve aktarma yapmaktan geçiyor.

Hisarönü Köyü: Gündüzleri Sakin, Geceleri Hareketli
Büyük bir körfeze sahip olan Hisarönü, Marmaris’in güzel bir sahil köyü. Datça ve Bozburun yarımadalarının arasında bulunuyor. Doğa harikası bir coğrafyada yer alan Hisarönü’nde hem keyifli bir yürüyüş yapabilir hem de denizin tadını çıkarabilirsin. Hisarönü Koyu’nun da Hisarönü halk plajının da girişi ücretsiz. Bu plaj ve koy el değmemiş olduğu için herhangi bir işletme ve duş imkanı bulunmuyor. Gitmeyi düşünürsen bilgin olsun. 
Burası diğer köylere göre gündüzleri sessiz sakin, geceleri ise hareketli bir yer. Eğer “Gündüzleri yürüyüş yapayım, denize gireyim, huzurlu vakit geçireyim; geceleri de eğleneyim.” diyorsan Hisarönü tam senlik. Bölgeye ulaşmanın en kolay yolu ise Dalaman’a uçmaktan ve buradan aktarma yapmaktan geçiyor.

Eskihisar Köyü: Stratonikeia Antik Kenti’nin Ev Sahibi
Yatağan’a bağlı olan Eskihisar köyü, Arnavut kaldırımlı yollar ve eski taş evlerle bezeli sakin bir köy. Karia Yolu’nun son durağı olan köye geldiğinde zamanın durduğunu hissedeceksin. Köyde sadece 5 hane bulunuyor. 2500 yıldır varlığını sürdüren Stratonikeia Antik Kenti, Gladyatörler Şehri olarak geçiyor. Karya, Helen, Roma ve Bizans uygarlıklarının hüküm sürdüğü topraklarda Büyük İskender’in izlerini bu antik kentte görmek mümkün. 

Şehrin tam manasıyla kuruluşu ise bir aşk hikayesine dayanıyor. Efsaneye göre İskender’in generallerinden I. Seleukos, İskender öldükten sonra şehrin başına geçip yeni imparator oluyor. Sonrasında I. Seleukos’un Antiakos ismindeki oğlu hastalanıyor. Dönemin hekimleri hastalığını bir türlü bulamıyorlar. Bir gün Stratonike isimli bir kızın Antiakos’un odasına girip onu görmesiyle Antiakos’un kıza aşık olduğunu anlayan hekim durumu krala anlatıyor. Kral evlenmelerine izin verip tahttan çekiliyor. Kral olan Antiakos ise bu kenti karısı Stratonike adına yaptırıyor. 

Kaynak: flypgs.com