DEPREME DİKKAT ÇEKEBİLMEK İÇİN SERGİ AÇILDI
Fethiye inşaat mühendisleri depreme dikkat çekebilmek amacıyla depreme dayanıklı binalarda olması gereken özellikleri konu alan bir resim sergisi açtı.
Fethiye inşaat mühendisleri depreme dikkat çekebilmek amacıyla depreme dayanıklı binalarda olması gereken özellikleri konu alan bir resim sergisi açtı. İnşaat Mühendisleri Odası Fethiye Temsilci Yardımcısı Levent Çimen, 17 Ağustos depreminin yıl dönümü olması nedeniyle Fethiye Belediyesi Kültür Merkezi sergi alanında depremi her an hatırlatabilmek, farkındalık yaratabilmek amacıyla bu sergiyi düzenlediklerini söyledi. Levent Çimen, Marmara depreminin üzerinden 14 yılın geçtiğini depremle yaşanabilecek binaların yapılması gerektiğini ancak hala büyük hatalar yapıldığını söyleyerek, Marmara depreminin ülkemize olan bilançosunu anlattı. Çimen, “Türkiye, dünyanın önemli deprem kuşakları üzerindedir. Ülke topraklarının yüzde 66’sı 1. ve 2. derecede deprem bölgesinde yer almakta, nüfusu bir milyonun üzerindeki 11 büyük kent, ülke nüfusunun ise yüzde 70’i ve büyük sanayi tesislerinin yüzde 75’i deprem tehlikesi altında bulunmaktadır. İnşaat Mühendisleri Odası, bilimsel-mesleki bilgi ve gerekliliklere dayanarak, depremin yıkıcı etkisinin ancak yapı üretiminin ve yapı denetiminin nitelikli hale getirilmesi ile azaltılabileceğini savunmaktadır; bundan sonra da savunmaya devam edecektir” diyerek, “Yapı denetimi güvenli, sağlıklı, yaşanabilir yapı üretimin olmazsa olmazıdır. Yapı denetiminin sahip olduğu önem, ülkemiz topraklarının değişik düzeylerde depremselliği ile görünür olmaktadır ki, denetim eksikliğinin veya sistemdeki zafiyetin doğurduğu sonuçlar kamuoyunun malumudur. TMMOB ve bağlı Odaları, yapı denetimin önemine işaret etmekle kalmamış, meslektaşlar tarafından gerçekleştirilen mesleki faaliyetlerin de denetlenmesi konusu üzerinde hassasiyetle durmuş, mesleğin gelişmesi, mesleki niteliğin artırılması, meslektaşların belgelendirilmesi doğrultusunda girişimlerde bulunmuştur. Meslek Odaları; toplumsal sorumluluğu gereği mesleki uygulamaların niteliğini yükseltmek amacıyla üyelerinin sicilini tutmakta, üyeler tarafından gerçekleştirilen mesleki faaliyetleri kayıt altında bulundurmakta, bir mühendisin iş yapabilme kapasitesini gözetmekte yapı üretim sürecinin kanayan yarası olarak kabul edilen “imzacılığın” önüne geçmeye, üyelerinin ayıplı, kusurlu iş yapmasını önlemeye, sahte mühendisliğin önü alınmaya çalışmaktadır. Hal böyleyken, hükümet, yapı denetim mevzuatı ve meslek odalarının çalışma esaslarını belirleyen kanun ve yönetmeliklerde pek çok değişiklik gerçekleştirmiştir. Bu değişikliklerin, üye-meslek odası bağının kopması dışında, yapı denetiminde ve nitelikli yapı üretiminde telafi edilemez olumsuz sonuçlara sebebiyet vereceği açıktır. Nitekim mevzuat değişiklikleri neticesinde denetim sisteminde zafiyete yol açıldı, sahte mühendisler ile değişik nedenlerle mesleki faaliyette bulunmaya haiz olmayan mühendisler çoğaldı” dedi.