Çocuklarda 'Nasıl olsa geçer' demek konuşma bozukluğunu artırıyor
Acıbadem Bodrum Hastanesi Dil ve Konuşma Terapisti Meryem Pelin Yıldırım, çocukların eksik ya da yanlış harfler kullanarak konuşmasının sevimli bulunmaması gerektiğini belirterek, 'Konuşması akranlarına göre geride olan çocukların dikkatle izlenmesi gerekiyor. Çocukların konuşmalarının sevimli bulunması konuşma bozukluğu sorunun derinleşmesine yol açabiliyor' dedi.
Acıbadem Bodrum Hastanesi Dil ve Konuşma Terapisti Meryem Pelin Yıldırım, çocukların eksik ya da yanlış harfler kullanarak konuşmasının sevimli bulunmaması gerektiğini belirterek, “Konuşması akranlarına göre geride olan çocukların dikkatle izlenmesi gerekiyor. Çocukların konuşmalarının sevimli bulunması konuşma bozukluğu sorunun derinleşmesine yol açabiliyor” dedi.
Çocukluk çağında görülen konuşma bozukluklarının dikkate alınması gerektiğini vurgulayan uzmanlar anne babalara, “Nasıl olsa konuşur demeyin. Çocuğunuz konuşma becerisinde yaşıtlarından gerideyse uzmana başvurun” uyarısında bulundu. Acıbadem Bodrum Hastanesi Dil ve Konuşma Terapisti Meryem Pelin Yıldırım, bazı harfleri ya da kelimeleri söyleyemeyen çocukların konuşmalarının sevimli ve şirin bulunmasının konuşma bozukluğu tedavisinde gecikmeye yol açabildiğine dikkat çekerek, “Kelimeleri yanlış söyleme, kekemelik gibi konuşma bozuklukları farklı farklı olabiliyor. Ailelerin tutumu konuşma bozukluklarının düzeltilmesinde çok önemli. Örneğin, kekemelik gibi durumlarda da anne baba çocuklarının doğru kekelemeden konuşması için çok sert davranabiliyor. Oysa çocuğun sözü onun yerine tamamlanmadan göz hizasına inerek onu sakince dinlemek gerekiyor” diye konuşarak konuşma bozukluklarının nedenleri ve tedavisi hakkında ayrıntılı bilgi verdi.
"Gelişmesi yakından takip edilmeli"
Acıbadem Bodrum Hastanesi Dil ve Konuşma Terapisti Meryem Pelin Yıldırım, konuşma bozukluklarının iletişimi kısıtlayabileceğini kaydederek bu sorunun küçük yaşlarda başlayabildiğini belirtti. Altı aylık bebeklerin gözleri ile sesleri takip edebildiğini, 9 aylıkken sese dönüp baktığını, konuşulduğunda dinlediğini ve sık kullanılan nesnelerin isimlerini tanıdığı, 12 aylıkken tek kelimelik yönergeleri yerine getirebildiğini ifade eden Meryem Pelin Yıldırım, “Çocuklar 1.5 yaşına geldiğinde vücutlarının bazı parçalarını parmakla gösterebilir. İki yaşında ise basit talimatları yerine getirmelerini, iki kelimelik cümleler kurmalarını bekleriz. 3-4 yaşındaki çocukların da kim, ne, nerede ve neden gibi soruları cevaplamaları gerekir. Çocuğun gelişme hızı bu beklentileri karşılamıyorsa bir uzmana başvurulması iyi olur” dedi.
Ekran maruziyeti önemli sorun
Kapsamlı bir değerlendirme ile konuşmada gecikmeye yol açan nedenin ortaya çıkarıldığını kaydeden Yıldırım, “Dil gelişimini etkileyen bazı faktörler vardır. Bunlar; kalıtım, zeka, çocuğun kişiliği, eğitim, anne babanın eğitimi, oynanan oyunlar, sosyoekonomik durum, uzun hastalık dönemleri gibi sıralanabilir" ifadelerini kullandı. Günümüzde giderek artan ’elektronik medya’ kullanımına da dikkat çeken Yıldırım, “İnternet, playstation, televizyon, bilgisayar gibi cihazların yoğun olarak kullanıldığı ortamlarda büyüyen çocuklar aile içi iletişimin azlığının yanı sıra akranlarıyla da bir arada olamadığı için geç konuşabiliyor" diye konuşarak çocukların iki yaşından önce ekran ile tanışmaması gerektiğini vurguladı.
“Nasıl olsa düzelir demeyin"
Konuşma bozukluklarını ’dil bozukluğu, konuşma sesi bozukluğu, kekemelik, sosyal iletişim bozukluğu, özgül olmayan iletişim bozukluğu’ olarak sınıflandıran Yıldırım, “Çocuklar, özellikle r, s, ş, k harflerini çıkarmada sorun yaşadığında artikülasyon bozukluğu ortaya çıkmış oluyor. Kedi yerine tedi diyen ya da k harfini hiç çıkaramayan çocuklar çok şirin bulunuyor. Ancak bu durumun bir bozukluk olduğu unutulmamalı. Anne babaların bu tür konuşmaları sevimli bularak ‘Nasıl olsa düzelir’ diye bakması da sorunun çözümünü geciktirebiliyor” dedi.
"Sert davranmak yerine sakince dinleyin"
Kekemeliğin de konuşma akışında yineleme, tıkanma, duraklama, heceleri uzatarak konuşma şeklinde görüldüğünü kaydeden Yıldırım, “Çocuklar bazen de seslerini ayarlamakta güçlük yaşıyor. Ses şiddetinin düşmesi, kalitesinin bozulması ya da nefes koordinasyonunda sorun olması ses bozukluğunu akla getirmeli” uyarısında bulundu.
Sinir sisteminin hasara uğramasının da konuşma sorunlarına yol açtığına değinen Yıldırım, sözlerini şöyle tamamladı: “Çocuk konuşurken bir şeyi yanlış söylediğinde anne ve babalar aşırı katı bir tutumda oluyor ve doğrusunu söylemesi için diretiyor. Bunlar yanlış tutumlardır. Çocuk kekelediğinde, takıldığında ‘Sakin ol, derin derin nefes al’ deyip onun sözünü tamamlamak yerine göz hizasına inip onu sakince dinlemek gerekiyor. Eğer çocuğunuz bu sorunları sık yaşıyorsa ya da yaş döneminin gerisinde kaldıysa yaşıtlarından gerideyse dil gecikmesinden şüpheleniyorsanız mutlaka bir uzmana başvurmanız gerekiyor. Tedavi sürecinde dil ve konuşma bozukluğuna göre her çocuğa özgü terapi planlaması yapılır”