ÇOBAN, 'DARBE GİRİŞİMİ TÜRKİYE'Yİ GERİYE GÖTÜRMÜŞTÜR'
İyi Parti Fethiye İlçe Başkanı Ali Fatih Çoban, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla bir açıklama yaptı.
Dost Gazetesi Muhabiri Fatih Dereli'nin haberine göre; İyi Parti Fethiye İlçe Teşkilatı’nda gerçekleşen basın açıklamasında ilçe yönetim kurulu üyeleri de yer aldı. İlçe Başkanı Çoban, “15 Temmuz darbe girişimi, Türkiye’yi her anlamda geriye götüren ve siyaseti zehirleyen toksik bir olay olarak tarihteki yerini aldı. Bu zaman zarfında Türkiye her alanda çok ciddi şekilde ve yapısal dönüşümler yaşadı” dedi.
HER ALANDA CİDDİ DÖNÜŞÜMLER YAŞANDI
İyi Parti Fethiye İlçe Başkanı Ali Fatih Çoban yaptığı açıklamada, “15 Temmuz hain darbe girişiminin üzerinden dört yıl geçti. 15 Temmuz darbe girişimi, Türkiye’yi her anlamda geriye götüren ve siyaseti zehirleyen toksik bir olay olarak tarihteki yerini aldı. Bu zaman zarfında Türkiye her alanda çok ciddi şekilde ve yapısal dönüşümler yaşadı. Böylece AK Parti iktidarının 12 Eylül 2010 referandumundan itibaren başlattığı otoriter ve keyfi yönetim modeli, 15 Temmuz 2016’dan sonra iyice ivme kazanmış oldu. İlk olarak Türkiye’nin çok uzun bir zaman sonra OHAL ile yeniden tanışması ve OHAL şartlarında iktidarın uygulamaya koyduğu düzenlemeler; iç politikadan dış politikaya, ekonomiden hukuk sistemine varıncaya kadar bugün bile etkisini sürdüren derin krizler yarattı. Çünkü OHAL süreci ülkeyi adeta nefessiz bırakan, hak ve özgürlükleri kısıtlayan baskıcı bir siyasi iklim oluşturdu. Bu süreç de Temmuz 2018’de kaldırılıncaya kadar yaklaşık iki yıl sürdü. Bu iki yıla birisi rejimi değiştiren nitelikte, diğeri de Türkiye’nin kaderini etkileyecek kadar önemli iki seçim sığdırıldı. Söz konusu dönemin baskıcı ve travmatik şartlarında siyasal rekabet iktidar lehine azaltıldı. Bu süre içerisinde iktidara muhalefet etmenin başta FETÖ terör örgütü olmak üzere, PKK gibi örgütlere hizmet etmekle eşit şekilde değerlendirildiği bir kutuplaşma söylemi üretildi. En son 2019 yılının Mart ayında gerçekleşen yerel seçimlerde iktidar ve ortağı MHP tarafından kullanılan beka söylemi ile beraber muhalefetin bu kadar yaygın bir şekilde terörle ilişkilendirilmesi, 15 Temmuz’un Türk siyasetini ne denli zehirlediğinin bu anlamda çarpıcı bir göstergesidir” diye konuştu.
“KEYFİ YÖNETİM MODELİ KURUMSALLAŞTIRILDI”
Parlamenter sistemin rafa kaldırıldığını vurgulayan İlçe Başkanı Ali Fatih Çoban, “OHAL şartlarında yapılan 16 Nisan Halk Oylaması ve 24 Haziran 2018 seçimleri ile birlikte Türkiye’nin yönetim modeli olan parlamenter sistem rafa kaldırılarak, Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi adıyla dünyada başka bir örneği olmayan bir tek adam modeli yaratıldı. Otoriter ve keyfi yönetim modeli bu sistemle kurumsallaştırılmış oldu. Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi yine siyasal rekabeti iktidar lehine azaltan bir model olarak, siyasetin imkânlarını AK Parti iktidarın sahip olduğu fiili güç ile beraber daha da kısıtlı hale geldi. Bu sayede artık Türkiye’nin bir demokrasi olmadığı ve bir otoriter rejim olduğu tescillenmiş oldu. Zira dünyanın en saygın demokrasi, hukukun üstünlüğü ve özgürlük endekslerinde Türkiye artık Afrika ve Asya’daki geri kalmış diktatörlüklerle aynı kategoride yer alıyor. Benzer şekilde, Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi ile beraber başta yargı olmak üzere, birçok alanda bağımsız olması gereken düzenleyici ve denetleyici kurumların Partili Cumhurbaşkanı’nın siyasi iradesine tabi kılınması, Türkiye’nin ekonomik olarak çöküşünü ve vatandaşlarımızın yaşadığı refah kaybını hızlandırdı. Özellikle yargı kurumları, Merkez Bankası, BDDK, SPK gibi kurumların bağımsızlıklarının ortadan kaldırılması Türkiye’nin öngörülmez ve güven duyulmaz bir ülke olduğu imajını pekiştirerek uluslararası sermayenin Türkiye’den çıkışını hızlandırdığı gibi Türkiye’nin borçlanma maliyetlerini de arttırdı” şeklinde ifadeler kullandı.
“KURTULUŞ PARLAMENTER REJİM”
İlçe Başkanı Çoban, “Bu sebeple artık Türkiye ekonomik olarak geri dönülemez bir yola girmiş durumdadır. Türkiye’nin zenginleşmesine neden olacak reformların yapılmasının yolu Cumhurbaşkanı ve Partisinin gücünü paylaşmalarından geçiyor. Zaten gücünü paylaşmamak üzere bir yönetim modeli yaratan AK Parti ve Cumhurbaşkanı’nın yürüttüğü bu yönetim modeli ile artık Türkiye’nin yakın geçmişteki refah seviyesini bile yakalaması mümkün gözükmüyor. 15 Temmuz, bu anlamda kısaca Türkiye’de otoriterleşmenin, fakirleşmenin, devletin kurumsal hafızasının ortadan kaldırılmasının en önemli dönüm noktası olarak tarihte yerini almıştır. Zira, AK Parti ve Erdoğan 15 Temmuz’un sunduğu fırsatları Türkiye’nin lehine olacak şekilde kullanmamayı tercih etmiştir. Bugün yaşadığımız bu çok boyutlu krizler sarmalından, otoriter rejimden ve fakirleşmeden kurtulmanın tek yolu ise eskisinden çok daha iyi denge denetim mekanizmalarına sahip, demokratik nitelikleri yüksek kapsayıcı bir parlamenter rejim inşa etmekten geçmektedir. Bu sebeple Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener önderliğinde İyi Parti olarak bizim mücadelemizin temel amacı budur. Türkiye’yi iyileştirilmiş/güçlendirilmiş bir parlamenter rejime kavuşturmak, daha demokratik, özgür ve zengin bir Türkiye yaratmak. Sağduyusuna karşı sonsuz bir güven beslediğimiz büyük milletimizin desteği ile bu mücadeleden başarı ile çıkacağımıza olan inancımız tamdır” şeklinde konuştu.