Cinsiyete Göre 'Narsisizmin' Yüzleri: Farklı Yollar, Aynı Tatmin
Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, narsisizmi 'özseverlik' terimiyle özetleyerek, bu kişilik yapısının övgüye bağımlı ve eleştiriye tahammülsüz olduğunu vurguladı. Tarhan, narsisizmin sınırsız başarı, güç ve üstünlük arayışıyla şekillenen bir yaşam felsefesi olduğunu ve bu kişilerin başkalarının hayranlığını kazanma isteğiyle motive olduklarını belirtti.
Narsistik İhtiyaçlarımızı Doğru Şekilde Yönetmemiz Gerekiyor
İçimizdeki ilkel ve vahşi duygularımızı, narsistik ihtiyaçlarımızı doğru şekilde yönetmemiz gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Tarhan, şöyle devam etti: “Bu ihtiyaçları sahte alkışlarla ya da yanıltıcı yollarla değil, emek vererek, çalışarak ve elimizdeki imkanları en iyi şekilde kullanarak karşılamalıyız. Narsistik ihtiyaçlar doğaldır, ancak bu süreçte kendine güvenle, kendini beğenme arasındaki farkı bilmek önemlidir. Kendini beğenmek (öz beğeni), narsisizmdir; kusurları yok saymak, kendini abartılı şekilde övmektir. Oysa özgüven, kişinin hem olumlu hem de olumsuz yönlerini görebilmesi, olumsuz yanlarını düzeltmeye çalışırken olumlu yönlerine odaklanarak bir hayat felsefesi oluşturabilmesidir. Bunu yapabilen bir insan, narsisizmini yönetebiliyor demektir. Narsisizm, içimizdeki vahşi bir at gibidir. Bu vahşi atı terbiye edebilirsek bizi hedefimize götürür. Ancak terbiye edemezsek, vahşi at kontrolü ele alır ve bizi istediği yere sürükler. Bu nedenle, içimizdeki narsistik enerjiye ‘ben patronum’ diyebilmek, kendi ben bilincimizi bu enerjiyi yönetmek için kullanmamız gerekir. İlginçtir ki, ‘siyaset’ kelimesi ‘seyis’ kökünden gelir. Seyis, vahşi bir atı terbiye eden kişidir. Siyaset de ister ekonomik ister sosyal olsun, kişinin kendini yönetme becerisini ifade eder. Örneğin, bir babanın ailesini yönetmesi de bir politikadır; aileyle, şirketle ya da sosyal hayatla ilgili bir strateji üretmeyi içerir. İnsan, bu inisiyatifi doğru kullanarak hedeflerine ulaşır.”
Bir Kişi Yalana Başvuruyorsa, Bu Kişi Kötücül Bir Narsisttir
“Bir kişinin narsistik yönlerini en iyi eğiten şey, hedeflerinin olmasıdır.” diyen Prof. Dr. Tarhan, “Ego ideali dediğimiz bu hedeflere ulaşırken, iyicil yolları seçmek, kötücül yolları ise reddetmek önemlidir. Mesela, bir kişi yalana başvuruyorsa, bu kişi kötücül bir narsisttir. Ancak yalanı ve kötülüğü elinin tersiyle itebiliyorsa, bu kişi narsistik eğilimlerini kontrol edebiliyor demektir.” diye konuştu.
İçimizdeki ilkel ve vahşi duyguları yönetme becerisi, dayanıklılık, sosyal ve duygusal becerilerin geliştirilmesinin önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Tarhan, “Ancak günümüzde kapitalist sistem, narsisizmi besliyor. Narsistik bireyler, kendilerini çırpınarak ve parçalayarak çalışır, üretir ve ekonomiye katkıda bulunur. Küresel sistem tüketimi yüceltir ve sorumsuz, sınırsız bir üretim ve tüketime dayanır.” dedi.
Batı dünyasında narsisizm üzerine yapılan sorgulamaların arttığını ve okullarda mindfulness gibi dersler verilmeye başlandığını da anlatan Prof. Dr. Tarhan, “Narsisizmi düzeltmek için eğitim sürecine ilkokuldan başlamak önemlidir. Çocuklara bencillikten ziyade kendini eğitme ve öz disiplin öğretilmelidir. Gençler, ilk zaferlerini kendilerine karşı kazanmalı ve kendilerini eğitme konusunda başarılı olmalıdır.” şeklinde sözlerini tamamladı.